T24- BM Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılması Komitesi, İran'ın ülkede yaşayan Arap, Azeri, Kürt ve Beluciler gibi azınlıkları korumak için daha çok çaba sarf etmesi gerektiğini bildirdi.
Komitenin, İran'ın, 1969 yılında yürürlüğe giren her türlü ırk ayrımcılığının ortadan kaldırılmasına ilişkin uluslararası sözleşmeyle uyumunun ele alındığı raporunda, 2007'de yapılan genel nüfus sayımına karşın, etnik azınlıkların sayısı konusunda yeterince bilgi olmadığı belirtildi.
Raporda, "Komitenin, Arap, Azeri, Beluci, Kürt cemaatlerinin ve vatandaş olmayan bazı toplulukların ülkedeki siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel haklardan sınırlı olarak yaralanmasından endişe ettiği" kaydedildi.
Komite üyesi Dilip Lahiri, komitenin ayrıca, İran hükümeti tarafından "sapkın bir din" olarak nitelendirilen Bahai dinine mensup olan azınlığa karşı "yaygın" bir ayrımcılık olduğunu gözlemlediğini belirtti.
İran'dan kadınların güçlendirilmesine ve haklarının artırılmasına yönelik çabalarını sürdürmesinin ve azınlıklara mensup kadınlara özel dikkat sarf edilmesinin beklendiğini ifade eden komite üyesi, diğer taraftan kadınların eğitimleri ve meslek sahibi olmaları açısından ülkede ilerleme kaydedildiğinin de altını çizdi.
Komitenin, devlet memurlarının ve işçilerin seçilmesinde, adayların, İran İslam Cumhuriyeti'ne ve dinine bağlılıklarını göstermeleri beklenen bir prosedürden geçirildiklerine ilişkin raporların da endişe duyduğu belirtilerek, bu uygulamanın etnik ve dini azınlıkların devlet memuru ve işçi olma şansını azaltabileceği bildirildi.
Raporda, konuya ilişkin şikayet olmamasının, ülkede ırk ayrımcılığının olmadığı anlamına gelmeyeceği, kurbanların, polis ve yargıya güvenmiyor olabileceği de vurgulandı.
İran'dan, bağımsız bir insan hakları enstitüsü kurması ve 2013 yılından itibaren endişeler ve tavsiyelere ilişkin ilerlemeler konusunda rapor vermesi istendi.