BM Keyfi Tutukluluk Raporu: Rahip Brunson kimliği ve inancı nedeniyle hedef oldu

Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi Keyfi Tutukluluk Çalışma Grubu, Rahip Andrew Brunson'a ilişkin bir rapor yayınladı. Çalışma grubu, Brunson'ın gözaltına alınması ve yargılanması sürecinin farklı noktalarında Türkiye'nin uluslararası kuralları ihlal ettiği, hak ihlalleri yaptığı ve keyfi hareket ettiği sonucuna vardı.

Euronews'in haberine göre, raporda Brunson'ın gözaltına alınmasına ilişkin nedenlerin kendisine izah edilmediği, çevirmen veya çeviri olmadan kendi ana dilinde yazılmamış dokümanların imzalatıldığı, kendisine yöneltilen suçlamaları bilmeden iki ay boyunca tutuklu kaldığı ve bu süre içerisinde yasal destek almakta zorlandığı, kendisi gibi avukatının da suçlamalara ilişkin dosyalara erişimde bulunamadığı ve 7 Ekim tarihinden 5 Kasım 2016'ya kadar ülkesinin konsolosluk yetkilileri ile iletişime geçmesinin engellendiği ifade ediliyor.

Brunson'ın avukatı ile görüşmelerinin kayda alındığını ve avukat-müvekkil ilişkisinin gizlilik ilkesinin ihlal edildiğini belirten rapor, tüm iddiaların Türk yetkililere sorulmasına rağmen detaylı yanıtlar verilmediğini ve Türk hükümetinden gelen tek yanıtın "Brunson'ın yasal destek aldığı" şeklinde olduğunu kaydediyor.

Brunson davasına ilişkin süreçte Evrensel İnsan Hakları Beyannamesinin 3, 9, 10, 14(1), 14(3b), 14(3f) maddelerinin açıkça ihlal edildiğine dikkat çeken çalışma grubu Brunson'un tutukluluğunun pek çok açıdan 'keyfi tutukluluk' kategorilerine düştüğünü bildiriyor.

"Milliyeti ve inancı nedeniyle hedef alındı"

Türk hükümetinin neredeyse iddiaların hiçbirine ilişkin tatmin edici açıklamalar getirmediği, suçlama dosyasına erişimin engellenmesini veya avukat ile yapılan görüşmelerin kaydedilmesini meşru gösterecek hiçbir bilgi sunmadığı, konsolosluk ile iletişim sağlama ve yasal destek alma konusunda yapılan engellemelerin Nelson Mandela Kuralları ve Prensipleri'nin 62. maddesini ihlal ettiği ifade edilen raporda ayrıca Brunson'ın 'Türk yetkililerce milliyeti ve inancı nedeniyle hedef alındığı' iddialarının güvenilir bulunduğu belirtildi.

Olağanüstü Hal Uygulaması'nın kaldırılmış olmasını olumlu bulan Çalışma Grubu 15 Temmuz sonrası OHAL döneminde tutuklanan ve yargılanan çok sayıda kişinin davalarının devam ettiğini hatırlatarak bu davaların insan haklarına uygun ve en hızlı şekilde tamamlanması için Türk hükümetine çağrı yaptı.

"Brunson'a tazminat alma hakkı tanınmalı"

Rapor sonuç bölümünde Brunson davasına ilişkin olarak Türk hükümetine şu çağrılar yapıldı:

• Çalışma Grubu, Türkiye Hükümeti'nden İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nde belirtilenler dahil, ilgili uluslararası normlar ve sözleşmeler çerçevesinde gerekli düzeltmeleri yapmasını ve gerekli adımları atmasını talep eder.
• Çalışma Grubu, davaya tüm koşulları göz önünde bulundurarak uygun çözümün Sayın Brunson’un sabıka kaydının silinmesi ve uluslararası sözleşmelere uygun olarak kendisine tazminat haklarının verilmesi gerekliliğini uygun görür.
• Çalışma Grubu Türk hükümetinden Sayın Brunson'ın özgürlüğünden keyfi olarak yoksun bırakılmasına ilişkin koşulların araştırılması ve bunda sorumluluğu olanların belirlenmesi için tam bağımsız bir soruşturma yürütmesini bekler.