Birleşmiş Milletler (BM) uzmanları Türkiye’de insan hakları savunucuları ve meşru bir hak olarak kendini ifade edenlere yönelik ‘terör’ suçlamalarını kınadı. Uzmanlar, "Türk makamları bu durumun ulusal güvenlik açısından riskli olduğunu veya terörizmle ilgili olduklarına dair hiçbir kanıt sunmamaktadır” dedi.
Cumhuriyet'te yer alan habere göre aralarında Birleşmiş Milletler (BM) Barışçıl Örgütlenme ve Toplanma Özgürlüğü Raportörü Annalisa Ciampi, İnsan Hakları Savunucularının Durumuna Dair Raportör Michel Forst, Keyfi Gözaltılara ilişkin Çalışma Grubu Başkanı José Antonio Guevara Bermúdez, Düşünce ve İfade Özgürlüğü Özel Raportörü David Kaye, Terörle Mücadele Sırasında İnsan Haklarının Korunmasına Dair Özel Raportör Fionnuala D. Ní Aoláin’ın da olduğu BM uzmanları geçtiğimiz aylarda İstanbul Büyükada’da 10 insan hakları savunucusunun tutuklanması, Halkın Hukuk Bürosu üyesi 14 avukatın tutuklanması ve yine geçtiğimiz günlerde tutuklanan iş insanı Osman Kavala’nın durumunun kendilerini endişelendirdiğini belirtti. Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, tutuklamalara dair açıklama yapan BM Uzmanları söz konusu insan hakları savunucuları ve avukatların derhal serbest bırakılması çağrısında bulunarak Türk makamların bu kişilere yönelik terör suçlamalarını reddetmeye çağırdı. “Bu davalar, meşru olarak hükümetin görüş ve politikalarını sorgulayan insanları susturmanın endişe verici bir örneğini gösteriyor” diyen BM Uzmanları, açıklamalarının devamında şu ifadelere yer verdi:
"Söz konusu kişilere yönelik terör suçlamasına gerekçe olarak kişilerin yalnızca veri koruma yazılımını indirmesi, hükümetin terörle mücadele politikalarına aykırı düşüncelerini dile getirmesi veya yayınlaması, gösteriler düzenlemeleri veya diğer aktivistlerin yasal temsilciliği sağlamaları gibi eylemler bulunuyor.” Uzmanlar, 25 Ekim 2017 tarihinde gözaltına alınan kişilerin gözaltında insanlık dışı ve aşağılayıcı maumelelere maruz kaldıklarına dair bilgilerin kendilerine ulaştığını belirterek, "Temmuz 2016’daki darbe girişiminden bu yana, Türk hükümetine yönelik eleştirileri dile getiren ve insan haklarını koruma konusunda çalışan kişilerin yakalanması, gözaltına alınması ve kovuşturmaya tabi tutulmasına birebir tanık olduk” ifadesini kullandı.
Bu insanların en temel sivil, siyasi ve yasal haklarını kullandığını kaydeden uzmanlar, “Türk makamları bu durumun ulusal güvenlik açısından riskli olduğunu veya terörizmle ilgili olduklarına dair hiçbir kanıt sunmamaktadır” ifadelerine yer verdi. Uzmanlar, 14 Temmuz tarihinde gözaltına alınan insan hakları savunucularının durumuna ilişkin endişelerinin devam ettiğini söyledi.