Suriye'nin Doğu Guta bölgesinde ordunun kimyasal saldırı gerçekleştirdiği iddialarının ardından, Rusya ve ABD'nin ayrı ayrı talepleriyle Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) acil olarak toplandı. BM Suriye Özel temsilcisi kürsüde "İlk kez sadece bölgesel, ulusal ya da Suriye'nin güvenliği değil uluslararası güvenlikten endişe duyduğum bir noktaya ulaştı" ifadelerini kullanırken; Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Beşar Caferi'nin kürsüye çıkmasının ardından ABD, İngiltere ve Fransa'nın temsilcilerinin salonu terk etmesi dikkat çekti.
Hürriyet'ten Rıza Canikligil'in haberine göre, Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Staffan de Mistura, Cenevre'den video konferansla katıldığı toplantıda, Duma'daki “şüpheli” kimyasal silah saldırısında en az 49 kişinin hayatını kaybettiği ve yüzlerce kişinin yaralandığı yönünde haberler aldıklarını ancak BM'nin bu saldırıları ve sorumlularını belirleyemediğini söyledi. De Mistura, Duma'daki “iğrenç” saldırı için “kapsamlı ve bağımsız” bir soruşturma çağrısı yaptı.
Afrin'deki gelişmelere ilişkin de değerlendirmede bulunan de Mistura, “Türk hükümeti, Afrin harekatının ardından, PYD/YPG güçleri Suriye'nin kuzeyindeki diğer bölgelerden çıkarılmazsa daha fazla operasyon yürüteceklerini belirtti. Bu bölgelerdeki askeri operasyonlar uluslararası gerginlik potansiyeline sahip ve bu nedenle tüm taraflara gerginliği azaltma ve itidal çağrısı yapıyoruz.” dedi.
De Mistura, Suriye'de yaşanan son gelişmelere ilişkin ise “Bölgesel ve küresel güçlerin yıkıcı ve hayal dahi edilemez sonuçlara neden olacak çıkar çatışmaları yüzünden ilk kez sadece bölgesel, ulusal ya da Suriye'nin güvenliği değil uluslararası güvenlikten endişe duyduğum bir noktaya ulaştı.” değerlendirmesinde bulundu.
Rusya'nın Birleşmiş Milletler (BM) Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia, Suriye yönetiminin Duma'da kimyasal silah saldırısı düzenlemediğini belirterek, ABD, Fransa ve İngiltere'yi Suriye'de Rusya'ya karşı “agresif bir politika” yürütmekle suçladı.
Fransa ve İngiltere'nin “hakaretler, savaş yanlısı söylemler ve yaptırımlarla körü körüne ABD'nin peşinden gittiğini” belirten Nebenzia, Rusya'ya karşı tutumun Soğuk Savaş dönemindeki “kabul edilebilir” söylemin de ötesine geçtiğini ifade etti. Duma'daki kimyasal silah saldırısını "yalan” olarak nitelendiren Nebenzia, ”ABD'ye ilgili kanallar aracılığıyla askeri müdahaleninin ciddi sonuçları olacağınını ilettik” dedi.
Nebenzia, Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nden (OPCW) yetkililerin kimyasal silah saldırısı soruşturması için hemen (salı günü) Suriye'ye uçabileceğini ve koruma sağlanacağını aktardı.
ABD'nin BM Büyükelçisi Nikki Haley ise Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde (BMGK) yaptığı konuşmada Doğu Guta’daki Duma kasabasındaki kimyasal saldırı ile ilgili Rusya'ya ağır eleştiriler yöneltti.
Suriye’deki Rus yetkililerin muhaliflere 'aç kal ve teslim ol' kampanyası yaptıklarını ve Esad yönetiminin Ruslar tarafından verilen silahlarla ayakta kalmaya çalıştığını savunan Haley, 75 kişinin yaşamını yitirdiği iddia edilen kimyasal saldırı için toplanan BMGK’da Rusya’yı hedef alarak; "Bu saldırıyı kimler yapabilir? Sadece canavarlar yapabilir, sorumluların vicdanı yok, ölen çocukların fotoğraflarını burada gösterebilirdim, ama bu saldırının sorumlusu olan canavarın vicdanı da yok" diye konuştu. Haley, şöyle devam etti:
"Bu tip insanların utandıracak ne gibi bir şey olabilir ki Güvenlik Konseyi geçtiğimiz yıl bu fotoğrafları gördüğü halde bir şey yapamadı. Rusların engelliyle karşıladı. Biz burada bu kimyasal saldırıyı kınıyoruz, ama Rusya vetosu nedeniyele BMGK olarak bir şey yapamıyoruz. Ancak BMGK kararı ne olursa olsun, karşılık vereceğiz. Rusya’nın engelleme politikasına rağmen, ABD, Suriye halkının üzerine kimyasal silah atanlardan hesap soracak."
Rusya’nın veto hakkını defalarca kullanarak BMGK’daki mekanizmayı öldürüp, Suriye halkının korunmasını engellediğini ileri süren Haley; ‘Endenozya’nın köyünden İngiltere’ye ve Suriye’de herkes kimyasal saldırılar yapılıyor. Bu konsey hiçbir şey yapamıyor.’ diye de ekledi.
Ülkesinin elinde herhangi bir kimyasal silah bulunmadığını kaydeden Suriye'nin BM Daimi Temsilcisi Caferi ise "Bugün, Washington, Paris, Londra, Riyad, Doha gibi başkentlere IŞİD, Al Nusra Cephesi, Jeish Al-Islam, Faylaq Ar Rahman ve öteki terör örgütlerine Suriyeli sivillere karşı kullanılması için zehirli kimyasal maddeler sağlamalarından dolayı doğrudan suçlama yapıyoruz. Ayrıca bunları kıyım yapmakla, Suriye yönetimini kimyasal silah kullandığı gerekçesiyle düzmece kanıtlar üretmekle ve ülkeme karşı bir saldırı atmosferi yaratmakla da suçluyoruz" dedi.
Suriye yönetimi temsilcisi ayrıca “Uzun sakallı, siyah bayraklı ve hafif silahlı ılımlı muhalifleri ülkelerinde ağırlamak isteyen devletlerin Suriye hükümetine taleplerini iletmesini” tavsiye ettiğini ifade etti.
Kürsüye Suriye Büyükelçisi'nin çıktığı sırada ABD, İngiltere ve Fransa'nın temsilcilerinin salonu terketmesi dikkat çekti.
Birleşik Milletler Fransa Elçisi François Delattre ise “Rusya’nın haberi olmadan hiçbir Suriye uçağı kalkamaz” diyerek “7 Nisan saldırıları ya Rusya ile zımnen veya açıkça anlaşarak gerçekleşti ya da askeri varlığına rağmen” iddiasında bulundu.
İngiltere'nin BM Daimi Temsilcisi Karen Pierce da konseyden Duma'daki "korkunç" kimyasal silah saldırına yönelik soruşturma yürütülmesini talep etti. ABD'nin Suriye'ye olası askeri müdahalesine değinen Pierce, "Öncelikle uygun bir soruşturma başlatılmasını tercih ediyoruz. En yakın müttefiklerimizle irtibat halindeyiz, özellikle ABD ve Fransa ile. Tüm seçenekler masada" ifadelerini kullandı.
ABD, tasarıyı BMGK'ya sundu
Öte yandan ABD, Suriye'de kimyasal silah kullanımının soruşturulması için yeni bir BM mekanizması kurulmasını talep eden karar tasarısını BMGK'ye sundu.
Rusya'nın BM Daimi Temsilcisi Vassily Nebenzia ise tasarıyı değerlendireceklerini söyledi.
Karar tasarısının kabul edilmesi durumunda, BM Bağımsız Soruşturma Mekanizmasının (UNIMI) görev süresi bir yıl olacak ve gerek duyulduğunda BMGK tarafından uzatılacak. BM mekanizması tam faaliyetlerine başladığı tarihten itibaren 90 gün içinde ilk raporunu konseye ve Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütüne (OPCW) sunacak.