Hilal Sarı / İstanbul, 30 Kasım (DHA) – Birleşmiş Milletler Komisyon Üyesi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye temsilcisi olan Irena Vojáčková-Sollorano Türkiye’de nüfusun yüzde 70’inin depreme karşı hayli kırılgan bölgelerde yaşadığını söyledi.Uluslararası İşbirliği Platformu’nun (UIP) gerçekleştirdiği Boğaziçi Zirvesi’nde özel sektör temsilcileri “Dirençli İş Platformu” kurarak Türkiye’nin doğal afetler karşısında direncini, tepki gücünü ve toparlanma hızını artırma sözü verdi.\"Geleceğin Tasarımı; Küreselleşmenin Yeni Sınavı\" temasıyla yapılan Boğaziçi Zirvesi, farklı sektörlerden sürdürülebilir iş birliklerine zemin olmak ve Türkiye’nin bölgesel ve küresel ölçekte etkin tanıtımını yapmak amacıyla her yıl iş ve siyaset dünyasından liderlerini ağırlıyor. Zirve son 7 yılda, her yıl aralarındaki ticaret hacmi 3.3 trilyon dolara ulaşan 70\'den fazla ülkeden, 2 bini aşkın katılımcı, 200\'e yakın üst düzey bürokrat ve iş dünyasından liderleri bir araya getirdi.Dirençli İş Platformu, özel sektörün kriz durumlarında risk yönetimi, acil duruma hazırlık, tepki ve toparlama süreçleri bağlamında Birleşmiş Milletler sistemi, ulusal hükümetler ve sivil toplumla angaje olmasını amaçlayan çok paydaşlı girişim Connecting Business Initiative (CBi) tarafından desteklenen 13 özel sektörden biri olacak. Birleşmiş Milletler Komisyon Üyesi ve Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Türkiye temsilcisi olan Irena Vojáčková-Sollorano, Zirvede yaptığı konuşmada, \"Küresel Felakete Hazırolma Merkezi verilerine göre Türkiye’de nüfusun yüzde 70’i depremlere karşı hayli kırılgan bölgelerde yaşıyor. Ülkenin yüzde 95’inden fazlası dünyadaki en aktif deprem ve toprak kayması bölgesi üzerinde yer alıyor. Bunun yanında ülke dünyadaki en büyük sığınmacı nüfusuna sahip\" dedi.Özel sektöre bu alanlara daha fazla katkı sağlamaları gerektiğini söyleyen Irena Vojáčková-Sollorano, \"Çok şey yapıldı fakat özel sektörün bu alanlarda daha yapabileceği çok şey var\" diye ekledi. Bu temel sorunsal sebebiyle kurulan “Dirençli İş Platformu” özel sektörün felaket yönetimi ve insani tedbirlerde stratejik olarak daha yakından destek olmasını amaçlıyor.