BNN: Türk-Kürt çatışması Alman şehirlerine taşınamaz

BNN: Türk-Kürt çatışması Alman şehirlerine taşınamaz

Heidelberg'de yayınlanan Rhein-Neckar-Zeitung'da Türkiye'nin Afrin harekatı bağlamında Türkiye, Almanya ve Kürtler arasındaki ilişkiye dikkat çekiliyor:

"İyi Kürtler, kötü Kürtler. Kısa süredir Türkiye Suriye'de Alman silahlarıyla Kürtlerle savaşıyor. Federal hükümetten kaynaklanan bu durum epey bir saçma göründüğü için, görevdeki Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel perşembe günü Türkiye'deki Alman tanklarını modernize etme planını durdurdu. Buna nihayetinde gelecek hükümet karar verecek. Peki, o zaman NATO ortağı Türkiye'nin pabucu dama atılır mı? Gabriel, Merkel, von der Leyen – hepsi delice bir savaşta yer aldı. Ve bunu sanki her şey normalmişçesine yaptılar. Bu insana ne yazık ki Trump'ı anımsatıyor."

Karlsruhe'de yayınlanan Badische Neueste Nachrichten'da da Türkiye ile silah ticaretine ve Kürt protestolarının rolüne değiniliyor:

"NATO'nun yükümlülükleri bir yana, Almanya artık, Alman üretimi ağır silahlarla karmaşık Suriye savaşında yeni ve tehlikeli cepheler açan müttefiklerini silahlandıramaz. Leopard tanklarının modernizasyonuna 'hayır' denmesi iç politika bağlamında da doğru: Federal hükümet, Türk-Kürt savaşına dolaylı bir katılımın Alman şehirlerini de savaş bölgesine dönüştürmesine izin veremez. Son günlerdeki Kürt protesto dalgası açık bir uyarı niteliği taşıyor. Eğer siyasetçiler, tartışmalı silah ihracatı konusunun icabına bakma fırsatını kullansaydı daha da iyi olurdu."

Neue Osnabrücker Zeitung'da ise Almanya'nın gündemini aylardır meşgul eden koalisyon kurma süreci ele alınıyor:

"Koalisyon görüşmeleri muhtemelen taraflar arasında oluşacak bir dengede düzlüğe kavuşacak. Bu, müstakbel hükümet ortakları arasındaki oy oranını temsil etmiyor. Ama sosyal demokratların elinde, görüşmelerden sonra yapılacak olan parti içi üye oylamasından ötürü bir koz bulunuyor. Mükafat yoksa anlaşma da yok: Görüşmeleri nihayetinde bu formül belirleyecek. Bu adil değil ancak gerçek. Ve bu gerçek Angela Merkel'i önümüzdeki hükümet döneminde giderek daha fazla baskı altında tutacak. Başbakan, iktidarını şimdilik garanti altına alan bir hükümet kurarken, aynı zamanda kendi konumunu zayıflatıyor. Hristiyan Demokrat Parti'deki (CDU) muhafazakarlar, yumruğu şimdiden çantada bekletiyor. İlk fırsatta da çantadan çıkaracaklar."

Passauer Neue Presse'de ise tarihte ilk kez maymun klonlamayı başaran Çinli bilim insanları ve klonlama ahlakına değiniliyor:

"İki makak maymununun klonlanmasından insanların klonlanmasına yalnızca küçük bir adım kaldı. Ancak Çin'in verdiği, teknik olarak bu yetkinliğe sahip olduğumuz ancak bunu yapmanın gündemimizde olmadığı mesajı, aslında pek iç rahatlatıcı değil. Teknik olarak yapılabilir olan şeyin günün birinde mutlaka yapılması, insanlık tarihinin temel deneyimlerinden biri. Dini ve etik nedenlerden ötürü, insanın kendini insanın yaradanı konumuna yükseltmesinin prensipte yasaklı kalması gerekir. İnsanlık onuru, teknik yapılabilirliğin ötesinde kaynaklardan beslenir. İnançlılar için tek yaradan Tanrı'dır ancak birçok agnostik ve ateist de, insanın kendi kendisinin yapıcısı olmasını reddeder. Frankenstein'ın canavarı, güzel bir yüze de sahip olsa canavar kalır."

BÜ/ÖA

© Deutsche Welle Türkçe