T24 - Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Doğan, Muğla'nın Bodrum ilçesine bağlı Gündoğan beldesindeki deniz kirliliğine dikkat çekti. Doğan, "ündoğan’da Dışişleri mensuplarına ait kooperatifin de bulunduğu mavi bayraklı koyda oturanlar pislik nedeniyle mavi bayrağın yarıya indiğini görüyor, buna şiddetli tepki göstererek, yerine isyan bayrağını çekiyor" dedi.
Yalçın Doğan'ın Hürriyet gazetesinde "Bodrum’da mavi bayrak yerine isyan bayrağı" başlığıyla yayımlanan (1 eylül 2011) yazısı şöyle:
Bodrum’da mavi bayrak yerine isyan bayrağı
Haydi vira, atıklar denize, kanalizasyon denize, yasa dışı demirleyen teknelerin her türlü pisliği denize.
Burası doğal temizliğe sahip olduğu için Bodrum’da mavi bayraklı Gündoğan koylarından biri.
Gündoğan’da Dışişleri mensuplarına ait kooperatifin de bulunduğu mavi bayraklı koyda oturanlar pislik nedeniyle mavi bayrağın yarıya indiğini görüyor, buna şiddetli tepki göstererek, yerine isyan bayrağını çekiyor.
O koyu iyi biliyorum. O koyda bir otel var ki, orada oturanlar yıllarca mücadele ediyor, ama sonuçta otel kazanıyor. Otel atıklarını denize verdiği gerekçesiyle, mahkemeye veriliyor, dava hâlâ devam ediyor.
Bodrum’da atık ve kanalizasyonun denize verilmesi artık sıradan bir olay. Şikayetler, mahkemeler, dinleyen yok, herkes bildiğini okuyor.
Şimdi de tekneler
Bodrum Liman Yönetmeliği’nin 7 ve 8. maddeleri teknelerle ilgili kural getiriyor:
“Liman sınırları içerisindeki plaj bölgelerinde kıyı otel, motel, site, kooperatif ve benzeri dinlenme köyleri önlerinde kıyıdan itibaren 200 metreye kadar olan deniz alanlarında demirlenemez.”
Kim demiş, demirlenemez, diye? İşte, o koydaki sitelerden 140 imzalı bir dilekçe:
“Dar bir boğaz biçiminde ve kapalı durumdaki koyumuzda demirleyen bir çok tekne Liman Yönetmeliği’ni çeşitli açılardan ihlal etmektedir. Koy bir marina gibi kullanılmaktadır.
Bir kısım tekneler günlerce yerini terk etmeden bağlı kalmakta, atıklarını zaman zaman koya bırakmaktadır.
Teknelerin körfez içindeki hareketleri can, mal ve seyir güvenliği bakımından ilgili mevzuatta belirtilen her türlü kurala uymak zorunluluğu olduğu halde, denetim eksikliğinden de faydalanarak can güvenliğine tehlike arz etmekte, çevre kirliliği yaratmakta, sağlığımızı da tehdit etmektedir.”
Belediyelere şikayet ediyorlar, kaymakamlığa, valiliğe şikayet ediyorlar, kılını kıpırdatan yok.
Denizcilik Müsteşarlığı'na
İnanılmaz bir vurdum duymazlık, Bodrum koylarını birer birer teslim alıyor. Müthiş bir rant ve o fırsatta ne koparırsa kardır diyerek ellerini ovuşturanlara karşı vatandaşlar öfke içinde.
Ölüyor, göz göre göre koylar elden çıkıyor, mavi ne kelime, bayrak sarıya, kırmızıya dönüyor.
O koyları korumaktan vazgeçmeyen insanlar yirmi gün kadar önce yukarda özetlediğim dilekçeyi Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı İzmir Bölge Müdürlüğü’ne gönderiyor.
Yanıt? Yok artık, aradan daha yirmi gün geçmiş, yirmi günde koca Bölge Müdürlüğü kalkacak, bir dilekçeye yanıt verecek, oh ne ala memleket, yok öyle burası Türkiye.
Ya da gidecek, koyda araştırma yapacak, olay nedir, ne değildir, karar verecek. Yağma yok, her önüne gelen dilekçenin peşine düşerse, koca Denizcilik Müsteşarlığı’nın şanı nerede?
Hele koy biraz daha kirlensin, Bodrum’da denize girecek kıyılar biraz daha azalsın, sonra icabına bakarlar nasıl olsa.
Bahse girerim, üç vakte kadar bu dilekçeye yanıt gelecek. Peki, üç vakte kadar, o tekneler o koydan ayrılacak mı? Orasına Rufailer karışır.
Atama rekoru
Arife günü Resmi Gazete çalışanları geceyi gündüze katıyor, bayramın birinci günü çıkacak Resmi Gazete için yoğun çalışma var.
Resmi Gazete’nin normal sayısına yetişmiyor, bayramın birinci günü Resmi Gazete’nin mükerrer, yani tekrar, yani yeni baskısına yetiştiriliyor.
Bu acele ne, anlamak zor. Mükerrer Resmi Gazetede hükümet bürokrasiye tam 369 atama yapıyor. Bu bir rekor.
Çeşitli bakanlıkların müsteşar yardımcılıklarına, müdürlüklerine, kaymakamlara kadar bir çırpıda 369 atama.
Yüzde elli oy alınca, kimse ağzını açamıyor, 369 da atar, bin 369 da, herkes el pençe divan vaziyetinde selam duruyor.
Büyükada’da pislik ve gürültü kirliliği
Tam da New York Times Büyükada ile ilgili birkaç sayfalık ek yayınladığı sırada, olmaz böyle bir şey.
New York Times adaları anlata anlata bitiremiyor, tarihini, denizini, balıkçı lokantalarını harika resimlerle süsleyerek Adalar Eki yayınlıyor.Gel gör ki, bayramda ada tam gürültü kirliliğine saplanıyor. Gece yarılarına kadar pek çok kişinin başkalarına saygısı yok. Balkonlara çıkartılan TV’lerde izlenen filmlerin sesi sokaklara taşıyor. Gece saat 12, sadece çocukların değil, koca koca insanların bağıra çağıra konuşmalarına, o saatte çöp toplayan belediye kamyonunun kornası ekleniyor. Haydi çöp topluyor, o korna neyin nesi? Başı boş dolaşan köpeklerin sabahlara kadar havlamaları ayrı.
Çöp toplanıyor ama, çöp kutularının pisliği, kokusu, çöplerden sızan pis suları yerinde kalıyor. Yazın sıcağında mide bulandırıcı kokular. Ayrıca, at arabalarının pislikleri ezeli ve ebedi dert olmayı sürdürüyor.
Bir zamanlar adalar sakin, temiz, herkesin birbirine saygılı olduğu yerler. Şimdi pislik ve gürültü almış başını gidiyor.