Göltürkbükü'nde yeşil alan olması için belediyeye bırakılan arazi, önce arsa yapıldı, sonra satışa çıkarıldı. "Burası park kalsın" diye dava açan eski arsa sahiplerinin itirazı da reddedildi.
Bodrum Göltürkbükü’nde park olarak ayrılan üzerinde zeytin ağaçları bulunan denize sıfır yeşil alan, belediye tarafından turizm alanına çevirilip satışa çıkarıldı. Bir zamanlar kendilerinin mülkü olan araziyi ‘park olması için terk eden’ arsa sahipleri, bunun üzerine yargıya başvurdu.
Ömer Erbil'in radikal.com.tr'de yer alan haberine göre, Götürkbükü Belediyesi ise mahkemede sanki arsa sahipleri terk ettikleri mülkü geri istiyormuş gibi bir savunma yapınca Muğla 2. İdare Mahkemesi de belediyeyi haklı bularak davayı reddetti. Davacıların avukatı Ercan Tatar itiraz ediyor. ‘Araziyi geri almak için değil, belediyenin yeşil alanı kendi mülkiyetine çevirmesine karşı’ dava açtıklarının altını çizen Avukat Tatar, “Müvekkillerim arazinin yeniden park olarak bırakılmasını istiyor’’ dedi.
4 adımda imar hokuspokusu
1- Bodrum’un en güzel koylarından olan Göltürkbükü’nde araziyle ilgili gelişmeler yıllar önce başladı. 4 hissedarı bulunan yaklaşık 20 dönümden fazla arazi imara açıldı. Arazinin 13 bin 695 metrekaresine konut yapıldı. 493 metrekaresi yola ayrıldı. Konut yapılan alanla deniz arasında kalan 6 bin 662 metrekare alan ise ‘park’ olarak tapuya tescil edildi. Evler tamamlandı, denize sıfır olan zeytinlik ise koya gelenlerce yeşil alan olarak kullanılıyordu.
2- 2008 yılında Belediye Meclisi kararı ile parkın niteliği değiştirildi. Park, ‘arsa vasfında bağımsız parsel’ şeklinde düzenlendi. Daha sonra 03.11.2011 tarih 11 sayılı encümen kararı ile arsanın mülkiyeti belediyeye ihdas edildi. 2256 parsel numarası ile tapuya kaydı yapıldı. Böylelikle yeşil alan olarak ayrılan denize sıfır park belediyenin mülkü oldu.
Ancak İmar Yasası’nın 18. madde 3 fıkrasında ‘ortaklık payı’ olarak belediyelere devredilen taşınmazların kamu hizmeti dışında başka amaçlarla kullanılamayacağı ve özel mülkiyet olamayacağı belirtiyor. Buna rağmen bu işlemin nasıl yapıldığı merak konusu...
3- Arsayı belediyeye devreden 4 hissedar, belediyenin bu tavrı üzerine Muğla 2. İdare Mahkemesi’nde dava açtı. Davada 07.11.2008 tarih ve 66 sayılı meclis kararı ile onaylanan revizyon imar planlarının iptali ve yürütmenin durdurulması istendi. Davacılar park olan alanın kendilerine geri verilmesini istememelerine, davalı arsanın park olarak kalmasını talep etmelerine rağmen Göltürkbükü Belediyesi açılan davada kendisini şöyle savundu: ‘‘Özel mülkiyete konu olan taşınmazlardan sahiplerinin rızası ile kamu hizmetlerine bedelsiz olarak terk edilen ancak daha sonra yürürlüğe giren imar planları ile tahsis ve kullanım amacı değişen yerlerin bedelsiz olarak eski maliklerine geri verileceği veya verilmesi gerektiği yolunda yasal bir düzenleme bulunmadığını, 3194 sayılı yasanın 17. maddesi ile belirli koşulların varlığı halinde, imar planına uygunluğun sağlanması amacıyla bu tür taşınmazların bedeli karşılığında özel mülkiyete geçirilmesine belediye ve valiliklerin yetkili kılınarak bedelsiz gerivermenin söz konusu olamayacağını, haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmelidir.’’
4- Bu savunma üzerine mahkeme şu kararı aldı: ‘‘Sahiplerinin rızası ile kamuya terk edilen ancak, daha sonra imar değişikliği yapılarak özel mülkiyete elverişli parsel haline getirilen yerlerin bedelsiz olarak eski maliklerine verilmesinin istenemeyeceği, imar planı değişikliğiyle iskan sahası olarak ayrılan kısmının belediye adına tahsis edilmesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.’’ Dava temyize gitti.
Müvekkillerinin park olarak ayrılan arazinin kendilerine tahsis edilmesi için değil, belediyenin yeşil alanı kendi mülkiyetine çevirmesine karşı dava açtığını vurgulayan Avukat Ercan Tatar “Müvekkillerim arazinin yeniden park olarak bırakılmasını istiyor’’ dedi. Kamu alanlarının tapu kaydında özel parsel numarası alamadığına, imar planlarında yol, park gibi isimlerle adlandırıldığına dikkat çeken Tatar, bu alanların da satılamayacağını ve belediye taşınmazı olamayacaklarını söylüyor. Tatar’a göre Yargıtay’ın bu kararı onaması halinde büyük bir tehlike oluşacak:
‘‘Kamuya terk edilen tüm parklar, yollar, okul alanları belediyeler tarafından önce belediye adına tahsis edilip parsel numarası alır, sonra özel kişilere satılarak yok edilirler. Belediyelerin aldıkları kamuya ait alanlar kısa sürede rant uğruna talan edilerek tüm kentlerdeki yeşil alanlar tükenir, İmar Kanunu’nun 16 ve 18. maddeleri kadük hale gelir. Sonuç olarak, sadece belediyeye devredilen parkın tapu davasının iptalini isteyen davacıları, dava konusu parseli geri almak için tescil isteyen kişiler gibi değerlendiren, belediye ve kamu ayrımını yapamayan, kamuya tahsis edilmiş alanların belediyelerce rant uğruna yok edilerek özel kişilere satılmasına imkân tanıyan, yetkisiz belediye organlarının tapu tahsis işlemi ile dava konusu taşınmazın kıyı kanunundaki kısıtlamalarını yargılama konusu yapmayan mahkeme kararının bozulmasını talep ediyoruz.’’