Cumhuriyet gazetesine, Cumhurbaşkanı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un Kuzguncuk’ta vakıflardan kiraladığı araziye yaptırdığı şömine ve çardağın İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ekiplerince yıkılmasına ilişkin, “Boğaz’da kaçak var” başlığıyla kamuoyuna duyurduğu haberi nedeniyle ceza kesildi. Basın İlan Kurumu (BİK) söz konusu haber sebebiyle 35 gün süreyle resmi ilan ve reklamların kesilmesi cezası verdi. Söz konusu cezaya CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile İyi Parti lideri Meral Akşener'den tepki geldi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Basın İlan Kurumu tarafından Cumhuriyet gazetesine verilen cezaya tepki göstererek, “Cumhuriyet gazetesinin yayımladığı ve Basın İlan Kurumu’nun yaptırımına gerekçe olan haberin neresi yanlış? Doğru haber ne zamandan beri suç oldu; yaptırım konusu oldu” diye sordu.
Kılıçdaroğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Unutulmamalıdır ki, halkın haber alma hürriyeti vardır. Eğer, Cumhuriyet gazetesi bu haberi görmeseydi, işte o zaman basın etiği ve ilkeleri açısından gazetecilik görevini yapmamış, halkın haber alma hürriyetini ihlal etmiş olurdu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevinde bulunan zat, bulunduğu makamın gücünü kullanarak bir vakıf arazisi kiralayacak; arazi üzerine yapılanlar, ilgili mevzuata aykırı olacak, sonra da Cumhuriyet gazetesinden susması istenecek? Bunun kabul edilebilir yanı yoktur. O makamda oturuyorsan, önce sen uyacaksın mevcut yasalara. Milyonlarca vatandaşımızın sağlığını etkilediği, ekonomik ve sosyal yaşamını zorlaştırdığı, binlerce vatandaşımızın hayatını kaybettiği pandemi sürecinde, ilgili zat vakıf arazisi peşinde koşuyor. Bu açgözlülük ve doymazlık bir gazete tarafından, gazeteciliğin evrensel kuralları çerçevesinde haber yapılıyor; ilgili zat rahatsız oluyor. Üstüne üstlük, bu doymazlığına danışmanlığını yaptığı AK Parti Genel Başkanı’nı da alet ediyor. Bozacının şahidi, şıracı misali... Kimin danışmanlığını yapıyorsan yap ama önce kanuna, hukuka saygılı ol. Bir de çıktılar, gazete ve haberi yapan gazeteci arkadaşımız hakkında ‘terör’ soruşturması başlattılar. O da yetmedi şimdi de Basın İlan Kurumu üzerinden sopa göstermeye çalışıyor. Suçlu olmanın telaşıdır bu.”
CHP lideri, “35 günlük ilan durdurma kararıyla mı korkutacaksın Cumhuriyet gazetesini! Başta Uğur Mumcu olmak üzere, çalışanlarını, kalemini satmayanları teröre kurban vermiş Cumhuriyet gazetesini bu yolla susturacakları mı sanıyorlar? Cumhuriyet’in, ‘Antalya Serik’teki 500 bin liralık rüşveti yazamayan’ gazeteler gibi olmasını istiyorsanız, çok beklersiniz!” dedi.
Cumhuriyet’e verilen cezaya bir tepki de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’den geldi. “Israrla vurguladığım bir gerçek var: Bağımsız ve özgür medya bir gün herkese lazım” diyen Akşener, Türkiye’de basın özgürlüğünün, AKP iktidarında ağır yaralar aldığına dikkat çekerek şunları söyledi:
“Ortaya çıkan yeni medya düzeni, medyayı, milletin değil, iktidarın sesi haline getirdi. Yapılan bir haberi beğenirsiniz, beğenmezsiniz. Hakkınızın yendiğine inanıyorsanız hukuki haklarınızı kullanırsınız. Ancak bunun yerine, devlet gücünü kullanarak ağır cezalar kesmek, demokrasiye zarar verir, adalet duygusunu yaralar. Basın İlan Kurumu tarafından Cumhuriyet gazetesine verilen ‘ilan kesme cezası’ bu yanlış uygulamaların son halkasıdır. Hele de cezanın sebebi, Basın İlan Kurumu’nun bağlı olduğu İletişim Başkanlığı’nın başındaki kişiyle ilgili haberlerse, üzerinde iki kez düşünmek gerekir. Hep vurguladım ve dedim ki; Saray kendi bürokrasisini üretir. Bu son uygulamadan da anlaşılıyor ki, Saray sadece kendi bürokrasisini üretmiyor, daha da ötesi, Saray’ın bürokrasisi de kendini sınırsız güç sahibi sanıyor. Bu keyfiyet Türkiye’ye yakışmıyor. Umarım hukuki süreç, şahsıyla ilgili haberlerden dolayı, yönettiği kurum üzerinden basını cezalandıran sorumsuzluğa ‘Dur’ der.”