Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, görevden alınan 3 dekanla ilgili YÖK'ün henüz bir açıklama yapmadığını belirterek dekanların görevlerine iade edilmesini talep etti.
Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın atadığı rektör Naci İnci tarafından 19 Ocak'ta açıklanan kararla Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yasemin Bayyurt, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Özlem Berk Albachten ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Ercan'ın görevden alınmasıyla ilgili YÖK'ten henüz bir açıklama gelmediğini dikkat çekerek üniversite yönetimine dekanların görevlerine iade edilmesi çağrısında bulundular.
Gazete Duvar'da yer alan habere göre, açıklamanın tamamı şöyle:
Üniversitemizin atanmış rektörü Prof. Dr. Naci İnci, 19 Ocak tarihinde okulumuzun üç dekanına gönderdiği resmi bir yazı aracılığıyla, 18 Ocak tarihli YÖK Genel Kurulu’nda alınan bir kararı gerekçe göstererek görevden alındıklarını ilan etti. Ancak yazısına kararın gerekçesi olan YÖK’ün ilgili kararını eklememişti. Ne görevden alınan dekanlarımız ne de bizler görevden alınma nedenini bilmezken, İnci sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı bir paylaşımla görevden almanın disiplin suçları nedeniyle gerçekleştiğini kamuoyu ile paylaşmış ve her biri saygın birer bilim insanı olan dekanlarımızı dayanaksız biçimde karalamakta herhangi bir beis görmemişti. Dekanların görevden alınmasını duyuran atanmış rektör de, görevden alma kararını veren YÖK de, henüz bu konuda kamuoyuna hiçbir açıklama getirmiş değillerdir.
İnci’nin sosyal medyada görevden alındıklarını ilan ettiği Eğitim Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Yasemin Bayyurt, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Özlem Berk Albachten ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Metin Ercan, fakültelerindeki meslektaşlarının yaptıkları oylamalarda seçilerek göreve gelmiş ve yüklendikleri bu görevi, hakkını vererek, 51 yıllık bir kamu üniversitesi olan kurumumuzun aşağıdan yukarıya demokratik, şeffaf ve hesap verebilir yönetim anlayışına uygun biçimde yerine getirmiş akademisyen ve yöneticilerdir.
Nitekim üniversitemizin Senato ve Üniversite Yönetim Kurulu’nda görev yapan bir grup akademisyen, 24 Ocak tarihinde üniversite öğretim üyelerinin resmi haberleşme platformuna bir e-posta göndererek dekanların görevden alınmasını hukuksuz olarak niteleyen bir açıklama yaptılar ve bu açıklamalarını basın ve kamuoyuyla da paylaştılar. Açıklamalarında, dekanlarımızın görevden alınması 2547 sayılı kanuna uygun değildir diyen Senato ve ÜYK üyelerimiz, üç dekanımızın derhal göreve iade edilmesini talep etti ve üniversitemizin akademik özgürlük ve kurumsal özerklik anlayışı ile şeffaf ve hesap verebilir yönetişim ilkelerini savunmaya devam edeceklerini de kamuoyuna bir kez daha ilan ettiler.
Bizler, temsilcilerimizin dekanlarımızla ilgili talebini yineliyor ve derhal görevlerine iade edilmelerinin üniversitemizde olduğu kadar, Türkiye yükseköğretim sisteminde de hasarlara yol açan kayyımlık anlayışının geride bırakılması açısından bir ilk adım olacağına inanıyoruz.
Bir kamu üniversitesi olan üniversitemize, 2 Ocak 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından Prof. Dr. Melih Bulu’nun rektör olarak atandığı günden beri verilen hasarlar, bu atama sisteminin üniversitelerin özgür ve özerk yapısına ne denli zarar verdiğinin ispatıdır. Önce Bulu, sonrasında öğretim üyelerimizin % 95 güvensizlik oyu vermesine rağmen rektör atanan Prof. Dr. Naci İnci ve yardımcılarının görevde olduğu süre dahlinde 51 yıllık özgür özerk demokratik yönetişim geleneğimiz tepeden inme atamalar, hukuksuz görevden alma ve aldırmalar ile yerle bir edilmiştir. Atanmış yönetiminin saygın bir kamu üniversitesine verdiği zararlar her gün artarak devam etmekte ve üniversitemizin kamu yararı üretme sorumluluğu ve işlevi elinden alınmaya çalışılmaktadır. Bir seneyi aşkın sürede 500 civarında öğrenci disiplin soruşturması açılmasını talep eden atanmış rektörlüğün, seçilmiş dekanların görevden alınmasının ardından yine o mevkilere tepeden indirilerek getirilecek atanmış dekanlar üzerinden yeni hasarlar oluşturmayı hedeflediğini düşünüyoruz.
Türkiye’nin önde gelen kamu araştırma üniversitelerinden biri olan Boğaziçi Üniversitesi’ne yönelik yıkım çabası artık sona ermelidir. Bizler de tıpkı seçilmiş temsilcilerimizin ifade ettiği gibi hukuka aykırı uygulamalara karşı meşru ve hukuki haklarımızı kullanmaya, üniversitemizin akademik özgürlük ve kurumsal özerklik anlayışını, şeffaf ve hesap verebilir yönetişim ilkelerini savunmaya devam edeceğimizi ve üniversitemize verilen hasarları onarmakta kararlı olduğumuzu kamuoyuna saygı ile duyururuz.
Özgür özerk ve demokratik üniversite ideali gerçekleşene kadar kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz.