Boğaziçi davasında 7 öğrenci hâkim karşısına çıktı; tutuklu 2 öğrenci hakkında tahliye kararı verildi!

Fotoğraf: Ozan Köse

Boğaziçi Üniversitesi'ndeki 'Şahmeran figürlü LGBTİ+ bayraklı Kâbe görseli' soruşturmasında 7 öğrenci hâkim karşısına çıktı. Tutuklu bulunan Doğu Demirtaş ve Selahattin Uğuzeş'in ilk duruşmada tahliyesine karar verildi. Mahkeme ayrıca 7 öğrencinin de duruşmalardan vareste tutulmasına karar vererek duruşmayı 5 Temmuz'a erteledi.

Çağlayan adliyesindeki İstanbul 21'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde 7 öğrencinin yargılandığı dava bugün başladı.

Duruşma, hâkimin sanıkların avukatlarını üç kişiyle sınırlandırmasıyla başladı. Ardından tutuklu öğrenciler Doğu Demirtaş ve Selahattin Can Uğuzeş, ev hapsinde tutulan E.K., tutuksuz yargılanan S.N.B., H.K., R.Ö. ve M.B.'nin kimlik tespiti yapıldı.

Doğu Demirtaş: Polis bize gaz ve plastik mermiyle saldırdığı için barışçıl bir eylem yapmak istedik

Avukatlar iddianamenin iade edilmesini ve müvekillerinin derhal beraat etmesini talep etti. Hâkim, iddianame değerlendirme süresinin geçtiğini belirterek talebi reddetti ve sanıkların savunmasına geçildi.

Sanık sandalyesine ilk olarak tutuklu Doğu Demirtaş çıktı. Demirtaş yaptığı savunmada, "Hiçbir kesim ya da kitleyi nefrete sevke etmek gibi bir niyet etmedim. Polis bize gaz ve plastik mermiyle saldırdığı için barışçıl bir eylem yapmak istedik ve eylemi sergiyle devam ettirmeye karar verdik. Dava konusu resim anonim bir eser. Hiçbir kesim ve kişiyi aşağılamak, kin ve nefrete sevk etmek gibi bir amacım yok. Hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum" dedi. 

"LGBTİ bayrağını güvenlik görevlisi astı, teşhis edebilirim"

Mahkeme başkanı Demirtaş'a "LGBT üyeliğin var mı?" diye sordu. Demirtaş, "Yok ama tüm kesimlerinden arkadaşım var" yanıtını verdi. Demirtaş, LGBTİ bayrağını bir güvenlik görevlisinin astığını söyleyerek, "Telefonumda videosu var, incelenebilir. O güvenlik görevlisini teşhis edebilirim" diye konuştu.

"Resmi benim ve Doğu'nun astığının yazılı olduğu bir tutanak imzalatmaya çalıştılar"

Dosya kapsamında 47 gündür tutuklu olan bir diğer öğrenci olan Selahattin Uğuzeş de üzerine atılı suçlamayı reddetti:

"Sergi, rektör olayları kapsamında düzenlendi. Gelen eserler bir seçmeye tabi tutulmadı. 300-400 kadar eser geldi. Sergiden eve döndüğümde arkadaşlarım polis tarafından arandığımı söyledi. Vatan Emniyet Müdürlüğü'ne gittim. Orada resimle ilgili sorular soruldu. Sonra resmi benim ve Doğu'nun astığının yazılı olduğu bir tutanak imzalatmaya çalıştılar. Savcılıkta tutukluluğa sevk edilmeden bu haberi TRT'den öğrendik.

"Suç işleme kastım ve kötü niyetim yoktu. Sergiye gittim ve anlamadığım bir suçtan dolayı 47 gündür tutukluyum. Avukatım olmadan beyanda bulunmadığım halde bana bir tutanak getirdiler. Tutanakta resmi asan dört kişiden biri olduğumu kabul ettiğim yazıyordu. Ben bu tutanağı imzalamadım."

Kayıp eser mahkemede ortaya çıktı

Dosya kapsamında ev hapsi cezasına çarptırılan Sena Nur Baş, savunmasında sergide çok fazla eser olduğunu ve tek başına bu eserin yere konulmasının söz konusu olmadığını söyledi. Baş, suçlama konusu eseri kaldırması için herhangi bir uyarı almadığını belirtti. Baş, savunmasında resmin nerede olduğunu bilmediğini söylerken hâkim, "Kayıp resim bu muydu" diyerek ayağa kalktı ve dava konusu eseri gösterdi.

Baş'ın ifadesi sırasında mahkeme hâkimi, kayıp olarak bilinen eseri açarak mahkeme salonunda gösterdi. Avukatların "Eser bulunmuş mu?" sorusuna hakim, "Dosyada" diye cevap verdi. Avukatlar ise eserin dosyada olmadığını, kayıp olarak kayda geçtiğini ifade etti.

Duruşma savcısı, "sanıkların üzerine atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren iddianamede belirtilen somut olguların bulunması ve kaçma şüpheleri göz önünde bulundurularak" Demirtaş ve Uğuzeş'in tutukluluk hallerinin devamını talep etti.

Ara kararını açıklayan mahkeme, 47 gündür tutuklu yargılanan Doğu Demirtaş ve Selahattin Uğuzeş'in tahliyesine karar verdi.

Mahkeme ayrıca 7 öğrencinin de duruşmalardan vareste tutulmasına karar vererek duruşmayı 5 Temmuz saat 14.00'a erteledi.

Çok sayıda siyasetçiden destek

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, HDP Milletvekili Hüda Kaya, SOL Partili Alper Taş ve Bağımsız Milletvekili Ahmet Şık gibi isimler de yargılanan Boğaziçi öğrencilerine destek vermek amacıyla adliye önüne geldi.

Basın açıklamasına yasak

İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde görülen duruşma öncesi Boğaziçi Dayanışması'nın çağrısıyla basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Basın açıklamasının pandemi koşulları gerekçe gösterilerek yasaklandığı öğrenildi.

Müdahaleye rağmen basın açıklaması gerçekleştiren öğrenciler, "Bu tutuklamalar hukuksuzdur, arkadaşlarımızı derhal serbest bırakın. Mücadelemiz her türlü baskı girişimine rağmen devam ediyor. Cumhurbaşkanı'na 'Yüreğimiz yetiyor' demiştik. Bizi size koşulsuz itaat edenlerle karıştırmayın. Bugün o mektupta dediklerimizi aynen tekrarlıyoruz. Size kulluk etmiyoruz. Hukuksuzca tutukladığınız her arkadaşımızı alacağız. Mücadelemizi durduracak kudretiniz olmadığı gibi demokratik hakkımızı gasp eden ucuz siyasetinizin arkasına sığınamazsınız. Sanmayın ki hukuk reformunuzla ezilenleri safınıza katabilirsiniz. Safımız emekçilerin ve ezilenlerin safıdır. Demokratik hak ve özgürlükleri gasp edilenlerin yanındayız. Tüm kayyımları gönderene, tüm arkadaşlarımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Yüreğimiz yetiyor!" ifadesini kullandı.

İddianameden: Kin ve düşmanlığa tahrik edici nitelikte olduğu...

Boğaziçili öğrencilerin "Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme" suçunu işledikleri ileri sürülen iddianamede şu ifadeler yer aldı:

"Şüpheliler Doğu Demirtaş ve Selahattin Can Uğuzeş isimli şahısların Güney Kampüs Rektörlük binası karşısında bulunan taşınabilir pano üzerinde İslam Dininin kutsal saydığı Kabe fotoğrafı üzerine Şahmeran ibareli ve köşelerinde LGBTİ+ olarak tabir edilen topluluğu temsil eden amblemlerin asılı olduğu suça konu resmi astıklarının görüldüğü, amblemlerin yapıştırıldığı, dosya kapsamında yer alan görüntülerde bahse konu resmin bu haliyle bir süre yere de konularak sergilendiğinin anlaşıldığı,

"Bahse konu resmin İslam dini literatüründe yasak ve haram olarak kabul edilen eşcinsellik ve benzeri cinsel yönelimlere dair imgeler ile İslam'ın tek yaratıcı olan Allah inancı ve tevhid inancına aykırı olan "Şahmeran" figürünün yine İslam'ın ve Müslümanların yeryüzündeki en kutsal mekan ve yapı olarak kabul ettiği Kabe'nin tasvir edildiği bir resim üzerine yapıştırılması suretiyle oluşturulması.

"Bu resmin kamuoyu tarafından yakından takip edilen ve gündem olan Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan rektör atamasına ilişkin gösteriler kapsamında alenen sergilenmesi de değerlendirildiğinde, gayri muayyen kişilere yönelik alenen yapılan soruşturmaya konu eylemlerin, "LGBTİ+" olarak anılan bir sosyal kesim ve Türk toplumunun büyük çoğunluğunu oluşturan Müslüman vatandaşlar açısından halkın sosyal sınıf bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa tahrik edici nitelikte olduğu..."