Türkiye'de son yıllarda yaşam alanları için mücadeleler artarak devam ediyor. Kamusal alan dahilinde geçen park, koru ve plaj gibi yerler imara açılıp, dokusunu ve tarihini kaybediyor. Bu alanların yok edilmesinden esinlenen sanatçı Emin Köseoğlu, "bireyin, iktidar yapılarıyla nasıl ve nerede karşılaşabileceğini ve iktidar yapılarını nasıl görünür kılabileceğini" sorguladığını ifade ederek "Tükenmişlik Gözlüğü"nü tasarladı.
"Yaşamın sıkışmış bir konserveye çevrilmesi, bireyin yaşamını tüketmekte" diyen Köseoğlu'nun ürettiği gözlüğün ham maddesi sakız.. Gözlük Ankara'da başlayan yolculuğuna, İstanbul'da devam ediyor. Tükenmişlik Gözlüğü'yle insanlar, kendileri için tüketilen, yok edilen alanların önünde özçekim (Adaptasyon Özçekimi) yapıyor.
Bugüne kadar gözlük Ankara Tren Garı'nda, Ayasofya'da, Kandilli Çocuk Parkı ve Validebağ Korusu'nda, Boğaziçi Üniversitesi'nde, Gezi Parkı'nda, Galatasaray Meydanı'nda, İstiklal Caddesi'nde, Hrant Dink Anması'nda ve Fikirtepe Kentsel Dönüşüm Alanı'nda Adaptasyon Özçekimi'nin gerçekleştirdi.
Köseoğlu, gözlüğün ortaya çıkışını ve yolculuğunu T24'e anlattı.
-Tükenmişlik gözlüğü projesi nasıl ortaya çıktı?
Seramik odaklı üretim yapan birisiyim ancak farklı malzemeleri de üretimime dahil etmenin düşünce alanımı zenginleştirdiğini düşünüyorum. Projelerimin kavramsal açıdan temelini oluşturduktan sonra form tasarımına ve malzeme araştırmasına başlıyorum. Bu noktada sakız malzemesinin kendi içinde ayrı bir dünya yaratması ve şekillenebilir yapısı itibariyle de seramik bünyeye benzemesini keşfettikten sonra Tükenmişlik Gözlüğü projesi bir form olarak ortaya çıktı.
İçinde yaşadığımız çağda, gelişen teknolojiyle birlikte yeni evrenlerin, yeni dünyaların yaratılması söz konusuyken, Tükenmişlik Gözlüğü de iktidar tarafından yaşamı tahakküme uğratılan bireyin, kendisine yeni bir dünya yaratması için ortaya çıktı.
Aynı zamanda Tükenmişlik Gözlüğü bireyin, iktidar yapılarıyla nasıl ve nerede karşılaşabileceğini ve iktidar yapılarını nasıl görünür kılabileceğini sorgulamaktadır. Bu sorgunun cevabını ise bireye, kendisini tüketen iktidar yapılarıyla bir karşılaşma anı sunarak irdelemektedir.
-Alışılmışın dışındaki gözlüğün şeklinin anlamı nedir?
Tükenmişlik Gözlüğü amorf bir forma sahiptir. Bunun sebebi ise gözlüğün beden ve bireyle kurduğu etkileşimdedir. İçinde yaşadığım ülkede iktidar için birey, çalışan bir işçi konumundadır. İşçi konumunda olan bireyin uyku saatleri, iktidar yapılarının kontrolü altındadır. İktidarın, bireyin bedenine uyguladığı tahakküm, uyku halinden başlayarak, ne yiyip-ne içeceğinden, ne giyeceğine ve hangi cinsiyete sahip olması gerektiğine kadar doğrudan tahakküm gördüğü bir alandır. Bu tahakküm alanlarını besleyen aile, din, ekonomi gibi yapılar bireyi de kuşatmıştır. Onun yaşam alanlarını betonlaştırarak oksijen miktarını işgal etmiştir. İktidar tarafından uygulanan bu tahakkümlerle birey ve beden, bir şeklin öznesi değil, belirsizliğin sürecinde ilerleyen bir yapı konumunda kalmıştır.
Tükenmişlik Gözlüğü’nün şekli de bu belirsizliğin temsilidir. Yolculuğu sürecinde formun şekli dönüşebilir ve değişebilir. Bu da gözlüğün, yaşamın içindeki yaşam bulma arayışının bir göstergesidir.
-"Tükenmişlik gözlüğünün malzemesi sakızdır", neden malzemesi sakız?
Çünkü sakızı, bu kapital sistemin tüketilemeyen yegâne malzemesi olarak düşünüyorum. Ancak ve ancak bireyin arzusuyla, ağızdan atılıyor ya da bedenin içinde çözülerek atılıyor. Bu açıdan sakız malzeme olarak, kapitalist sistemin hatası niteliğindedir. Aynı zamanda bu özelliğiyle de kendi içinde, sisteme karşı pasif bir direniş alanı oluşturuyor.
Birey, sakızın bu pasif direnişini Tükenmişlik Gözlüğü’yle tükendiği iktidar yapılarının önünde “Adaptasyon Özçekimi” yaparak aktifleştiriyor. Adaptasyon Özçekimi bireyin, tükendiği iktidar yapılarıyla karşılaştığı anın, yeni bir hayat doğurmasının temsili bir kavramıdır.
-Gözlük yolculuğuna ne kadar devam edecek?
Bu yolculuk bir zaman kaygısı barındırmıyor aksine arzuladığım şey, Tükenmişlik Gözlüğü’nün yaşama uyum sağlaması ve yaşamın da gözlüğe uyum sağlamasıdır. Çünkü bu sistemde yeni dünyalar yaratmayı arzuladığımız “kötü şeyler” yaşıyoruz, bu noktada o kötü şeyleri görmemizi sağlayacak bir gözlük gerekli.
İstanbul’da yaşayanlar için Tükenmişlik Gözlüğü, Adaptasyon Özçekimi projesine katılmak isteyenler [email protected] adresine mail atmaları yeterlidir.
-Buna benzer bir projenizolacak mı?
Anadolu Kamuflajı projesi de bu projeyle malzeme açısından benzerlik taşıyor. Anadolu Kamuflajı projesi sakız ve saç malzemesinden oluşan amorf bir maske formudur. Bireyin, işgal altındaki yaşamını, nefesinden çıkan açlık kokusuyla tetiklendiği zaman fark edeceğini ifade eder. Ancak proje Tükenmişlik Gözlüğü’ndeki gibi interaktif bir alan sunmamaktadır. Bu açıdan baktığımda benzer projelerimin olup, olmayacağını henüz planlamadım.
Emin Köseoğlu kimdir?
Emin Köseoğlu, 1995 yılında Denizli'de doğdu. İlkokul ve liseyi Denizli’de okuduktan sonra 2013 yılında Ankara’da Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü’nde lisans eğitimine başladı. Köseoğlu, 2018 yılında mezun olduktan sonra, 2019 yılında Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde yüksek lisans eğitimine başladı. Çeşitli sergilere ve gönüllü projelere katılım sağlayan Köseoğlu, 2019 yılındaki 12.Floransa Bienali ve 2021 tarihinde gerçekleşen İstanbul’da Şifa Bulmak sergisine katıldı.