Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Kulübü (luBUnya), 19 Kasım Dünya Tuvalet Günü’nde üniversite bünyesinde cinsiyete göre ayrılmamış tuvaletler bulunması için bir basın açıklaması yapacak.
Ömer Akpınar’ın Kaos GL’de yer alan haberine göre, Dünya Tuvalet Günü’nde yapılacak açıklamayla birlikte, öğrenciler Kuzey Kampüs’te bulunan YADYOK binası ve New Hall’de kadın-erkek olarak ayrılmış 20’ye yakın tuvaletten ikisinin “cinsiyetsiz” olarak kullanıma sunulması için dilekçe verecek.
Peki, kadınlar ve erkekler tuvaletinin dışında cinsiyetin önemsiz olduğu bir tuvalet olması ne anlama geliyor?
Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Kulübü’nden Beren Azizi, tuvaletlerin toplumsal cinsiyet rollerine hapsedilmesine dikkat çekiyor:
“Benim sorunlu gördüğüm mevzu tuvaletleri sadece kadın ve erkek olarak ayırmak. Toplumsal kadınlık ve toplumsal erkeklik rollerinin düzcinsel hatta heteroseksist ve homofobik insanları bile yorduğu düşünülürse bu rollerin aslında ne kadar keskin olduğu anlaşılabilir.”
Azizi, cinsiyetsiz tuvaletlerin yalnızca LGBTİ’lere yönelik bir ihtiyaç olmadığını vurguluyor:
“O tuvaletlerde kendinizi rahatsız hissetmeniz için LGBTİ olmanıza bile gerek yok. ‘Kadın gibi kadın’ ya da ‘erkek gibi erkek’ değilseniz sıkıntı başlıyor. Cinsiyetsiz tuvalet emin olalım heteroseksüelleri de özgürleştirecektir.”
Zorbalıktan koruma da cinsiyetsiz tuvalet talebinin bir diğer boyutunu oluşturuyor.
“Akran zorbalığı eğitim yerlerinde, okullarda, üniversitelerde en çok tuvaletler ve soyunma odaları gibi cinsiyetin etiketlendiği alanlarda ortaya çıkıyor. Bu noktada bir LGBTİ’nin cinsiyetli bir tuvalette, örneğin erkek vücudundaki cinsiyetsiz queer bir bireyin erkekler tuvaletinde yaşayacağı zorbalığı hepimiz hayal edebiliyoruzdur. Cinsiyet rolleri, hele ki erkeklik rolleri bu kadar keskinken ‘erkek gibi’ olmayan bir erkeğin ne kadar hızlı tespit edilip etiketleneceği malum.”
Azizi ayrıca meselenin hem ideolojik, hem de hayatî yönünün altını çiziyor:
“Bir kadın olarak, çiçek görülen, anne görülen bir kadın olarak, patriarkaya karşı bir kadın olarak kapısında etekli kadın ikazı olan bir yere girmek beni rahatsız ediyor. Altı üstü çişimi yapıp çıkacağım bu ikaza ne gerek var diyorum. Ben böyle diyorum. Başkaları için de kadınlar tuvaleti ya da erkekler tuvaleti hayatî olabilir, çeşit çeşit inanç ve kültür var; ama şu unutulmamalı bu istek ideolojiden öte bir yerdedir.”
Boğaziçi Üniversitesi, Kuzey Meydan
19 Kasım Çarşamba, 13:00
Üniversitelerde neden cinsiyetsiz tuvalet bulunması gerektiğine dair luBUnya’dan Hakan Bardakçı’nın çevirisini buradan okuyabilirsiniz.
Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Kulübü, okul yönetimi tarafından resmî olarak tanınan bir topluluk olmak için başvuru yapmaya hazırlanıyor. Kulüp, başvuru öncesi bir de logo yarışması düzenleyecek.