Brezilya’da devam eden Amazon yangını Alman basınında geniş yer tutuyor. Heilbronner Stimme gazetesinde yer alan yorumda Bolsonaro’nun da yangında sorumluluğu olduğu savunuluyor.Brezilya'nın Amazon bölgesindeki orman yangınlarını değerlendiren Heilbronner Stimme gazetesi, Devlet Başkanı Bolsonaro'nun sergilediği tavırla devam eden yangınların çıkmasında sorumluluğunun olduğunu öne sürüyor:"Amazon Ormanları kaybolursa tehlikeli bir döngü devreye girer. Bu açıdan ‘Ateşten Günler', Brezilya'nın sağ popülist başkanı Jair Bolsonaro'nun bize kabul ettirmeye çalıştığı gibi ülkesinin bir iç meselesi değil. Bolsonaro, bireylerin çıkarlarını toplum menfaatlerinin önüne koyarak mafyavari yapıları teşvik ettiği için kelimenin tam anlamıyla ardında yanıp kül olmuş bir yeryüzü bırakıyor. İktidara geldiğinden beri kundakçıların koruyucusu gibi davranıyor, Brezilyalı lider. Kendi yönetimi altında, ekonomik çıkarların çevreyi koruma siyasetinden önce geleceğini en başında dile getirmişti. Bu kundaklamaya dostane bir davetiye idi. Başkan, yardım tekliflerini de hakaret olarak algılayıp geri çeviriyor. Oysa burada konu dayanışma ve sonraki kuşakların geleceği. Evet, Avrupa'da bir zamanlar koca koca ormanlar yok edildi. Ancak bizim geçmişimiz, Brezilya'nın bugününü haklı çıkarmıyor. Zira popülist Bolsonaro ateşle oynamayı sürdürürken biz öğrenmeye devam ediyoruz."Kölner Stadt-Anzeiger gazetesi, Avrupa'nın Latin Amerika ile olan bağının koptuğu görüşünde:"Avrupa, Latin Amerika'ya olan temasını kaybetti. Brezilya'nın başkanı orman yangınlarını İsrail ve Amerika Birleşik Devletleri'nin yardımları ile söndürmek istiyor. Bolsonaro'nun ‘G7 koloniyalizmi' suçlaması çok da yanlış değil. Biarritz'de Brezilyalı mevkidaşını sanık sandalyesine oturtuş biçimi Fransa Cumhurbaşkanı Macron'a puan kazandırabilir. Bolsonaro da bu sayede mağdur rolüne bürünüyor. Yağmur ormanları da bu esnada yanmaya devam ediyor."Almanya'nın sol çizgideki günlük gazetelerinden Junge Welt ise yaz boyunca Almanya'da da orman yangınları yaşandığına dikkat çekerek, bunlarda askeri faaliyetlerin önemli bir rolü olduğunu ifade ediyor:"Bu yaz kendi ülkemizde yaşanan orman yangınlarını unuttuk mu? Sadece Brandenburg eyaletinde, yine bu yaz da çoğu insanların neden olduğu yüzlerce yangın çıktı. Sıklıkla askeri tatbikat alanlarının çevresinde… Patlayan mühimmat yangına neden olurken, serseri mermiler yüzünden verimli bir yangın söndürme faaliyetini engelliyor. Geçtiğimiz yıl Aşağı Saksonya eyaletindeki Emsland'da bir bataklık, bölgedeki roket atışı sonrası haftalarca yanmış, federal hükümet de medya önünde çok üzgün ve pişman bir görüntü vermişti. Ancak bölgede şu an yine alışılageldiği gibi bombalar patlamaya devam ediyor. Bu yüzden de yangınları södürmek yerine hiç çıkmamasını sağlamak daha iyi. Zira burada söz konusu olan şey bir doğa felaketi değil. Sorunun adı kapitalizm!"Almanya'da Kuzey Ren Vestfalya Eyalet İçişleri Bakanı Herbert Reul, bundan böyle Polis tarafından herhangi bir suçla ilgili yapılan basın açıklamalarında, suçluların hangi milletten olduklarının dile getirilmesini talep etti. Yoğun bir biçimde tartışılan konu, Oberhessische Presse gazetesi tarafından şöyle yorumlanıyor:"Doğru, aralarında ağır suçların da olduğu bazı kriminal vakalarda Alman olmayanların oranı, nüfus olarak toplum içindeki oranlarının çok üstünde. Bunun nedenleri ve açıklamaları var. Yine de siyasetin ve toplumun sayılar üzerinden tartışmak yerine çözümler bulması gerekiyor. Böyle beylik laflar etmekle olmaz. Dürüst bir biçimde, toplum olarak geçmişte nerede hata yaptığımızı ve bugün yapmakta olduğumuzu masaya yatırmalı ve buna karşı ne yapmamız gerektiğini bulmamız lazım. Şüphelilerin kökeninin açıklanması bu bakımdan fayda sağlamaz. Suç mağdurlarına da sağlamadığı gibi, aynı kökenden olan insanlara ve fiziksel açıdan zanlıya benzeyenlere de sağlamaz. Sanal ortamda haklarında, mahkemeden önce karar verilen zanlılara hiç sağlamaz. Ancak kabul edilebilir istisnalar mevcut. Örneğin herhangi bir suçun kovuşturması için gerekli ise, ya da işlenen suçun anlaşılması açısından gerekliyse. Bir de ortada ‘haklı bir kamu çıkarı' varsa. Ancak bunu bireyin merakı ile karşılaştırmamak gerek."dpa,AFP ET/HS©Deutsche Welle Türkçe