Bölükbaşı: Mahkemede tanıklık yapmaya hazırım

Bölükbaşı: Mahkemede tanıklık yapmaya hazırım

T24- ABD ile 1 Mart 2003 tezkeresi için Türkiye adına pazarlıkları yürüten dönemin büyükelçisi Ahmet Deniz Bölükbaşı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “ihanet” dediği, Dubai anlaşması için “gaflat ve dalalet” nitelemesi yaptı. Başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın Dubai’de imzaladığı anlaşmayı okuyunca “hayrete düştüklerini” vurgulayan Bölükbaşı, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Ben bunu Türk milletine anlatamam. Anlaşmayı iptal edin” dediğini açıkladı. Bölükbaşı, “ihanet” ifadesi nedeniyle Kılıçdaroğlu hakkında dava açan, Başbakan’a karşı mahkemede tanıklık yapmaya hazır olduğunu söyledi.

 DUBAİ ANLAŞMASI'NIN ÖYKÜSÜ / Çiğdem Toker

Bölükbaşı bu önemli açıklamaları, CNN Türk’ün sorularını yanıtlerken yaptı. Bölükbaşının açıklamaları özetle şöyle:

 

'Görünce hayrete düştük'

 

Ben tezkereyle ilgili olarak siyasi pazarlıkları yürüttüm. Sayın Babacan ise ekonomik görüşmeleri yapıyordu. Zaten bu anlaşma tezkerenin reddinden sonradır. Anlaşmayı anlaşmayı okuyunca Dışişlerinde hayrete düşmüşüzdür. Dönemin Dışişleri Müsteşarı Uğur Ziyal beni çağırdı. Aanlaşmayı gösterdi. Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD tarafı ile görüşülerek anlaşmanın değiştirilmesini istedi. Amerikalılarla görüştük değişikliği kabul etmediler.

 

Erdoğan: Milletime anlatamam

 

Amerikalıların ret yanıtı üzerine Dışişleri Bakanı Gül, “Müsteşar Ziyal, ben ve Başbakan Erdoğan bir toplantı yaptık. Erdoğan, anlaşma için ben bunu Türk milletine anlatamam. Anlaşmayı iptal edin’ dedi. Bundan çok daha vahimi şuydu; O sırada Irak’a Amerika müdahalesi başlamıştı. PKK da Kuzey Irak’ta sivil halkın silahlarını toplayarak, Türkiye sınırına doğru geliyordu ve 20 mart 2003’te bir tezkere ile Kuzey Irak’a müdahale için Meclis’ten yetki aldık. Sayın Babacan böyle bir durumdayken,  Kuzey Irak’ta Türkiye’nin asker bulundurmaması hükmünü içeren anlaşmayı imzalamıştır. Konunun vahameti buradadır.

 

Gaflet ve dalalet, ama Babacan Dışişleri Bakanı oldu

 

 

Sayın Hüseyin Çelik anlaşmada Türkiye’nin Irak’ta asker bulundurmaması yönünde bir hüküm bulunmadığını öne sürerek doğru söylemiyor. Böyle bir hüküm vardı. Ben bunu yazdığım kitapta da dile getirdim. Ancak, bu vahim hatayı yapan sayın Babacan, daha sonra kurulan hükümette Dışişleri Bakanı olmuştur. Bu anlaşmayı Dışişlerinde ikinci katibe bile sorsaydı ‘Sayın bakan bunu imzalayamazsınız’ derdi. En hafif tabiriyle ‘gaflet ve dalalettir’

 

Tanıklık yapmaya hazırım

 

Eğer mahkeme çağırırsa, bildiklerimi anlatırım, anlatmamam için sebep olduğunu zannetmiyorum. DUBAİ ANLAŞMASININ ÖYKÜSÜ / Çiğdem Toker