İngiltere'de, eski Dışişleri Bakanı ve Londra Belediye Başkanı Boris Johnson, iktidardaki Muhafazakar Parti'nin lideri seçildi. Johnson yarın hükümeti kurmakla görevlendirilecek ve ülkenin yeni başbakanı olacak.
55 yaşındaki Boris Johnson, öldürülen Osmanlı İmparatorluğu'nun son Dahiliye Nazırı (İçişleri Bakanı) Ali Kemal'in torunu Stanley Johnson'ın oğlu. Damat Ferit Paşa hükümetlerinde Maarif (Eğitim) ve Dahiliye Nazırlığı yapan Ali Kemal'ın babası Hacı Ahmet Rıza Efendi, 1813'te Çankırı'nın Kalfat köyünde doğmuştu.
Eski bir gazeteci olan Boris Johnson'ın siyasi kariyeri ise 2001'de milletvekili seçilmesiyle başlamıştı. 2008-2016 arasında iki kez seçim kazanarak Londra Belediye Başkanı olarak görev yapan Johnson, 2016'daki Brexit referandumunda İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması için kampanya yürütenler arasında ön saflardaydı.
Başbakan Theresa May'in hükümetinde yaklaşık iki yıl dışişleri bakanı olan Johnson, 9 Temmuz 2018'de istifa etmişti.
İstifa açıklamasında, "May, İngiltere'yi koloni statüsünde kalacağı yarım bir Brexit'e götürüyor" diyen Johnson, kariyeri boyunca dikkatleri üzerine çeken tartışmalı bir isim oldu.
Tam adı Alexander Boris de Pfeffel Johnson olan Muhafazakar Parti'nin yeni lideri, 19 Haziran 1964'te New York'ta doğdu. Eton Koleji'nden mezun olduktan sonra Oxford Üniversitesi'nde eğitim gördü.
Boris Johnson'ın, 1987'de Times gazetesinde muhabir olarak başlayan gazetecilik kariyeri daha sonra Daily Telegraph'ta devam etti. İki gazete de muhafazakar eğilimli.
Johnson, 1999-2005 tarihleri arasında ise yine muhafazakar eğilimli Spectator dergisinin editörü olarak görev yaptı. BBC'nin "Have I Got News for You" adlı talk show programında yer aldı.
2008'de Londra Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı İşçi Partisi adayı Ken Livingstone'dan az bir farkla aldı ve bu görevi 2016'ya dek iki dönem sürdürdü.
Johnson'ın mensubu olduğu Muhafazakar Parti, İngiltere'de 2010'da yapılan seçimi kazanarak 13 yıllık İşçi Partisi dönemine son verdi. 2010'da Liberal Demokrat Parti ile koalisyon hükümeti kuran Muhafazakar Parti, 2015'te yapılan seçimde ise tek başına iktidara geldi. Johnson da aynı yıl yeniden milletvekili seçildi.
İngiltere'de 2016'da ülkenin AB üyeliği konusunda yapılan Brexit referandumunda Johnson, birlikten ayrılma yanlısı kampanyanın başını çekenlerden biri oldu. Referandumda yüzde 52 ile Brexit kararı çıkması üzerine Cameron başbakanlıktan ve parti liderliğinden istifa etti.
Boris Johnson adaylığını açıklamak üzereyken, ana destekçilerinden biri olan ve Brexit kampanyasını birlikte yürüttüğü dönemin Adalet Bakanı Michael Gove parti liderliği için kendi adaylığını açıklayınca Johnson geride durdu.
Theresa May parti lideri seçilip başbakan olduğunda Johnson'ı dışişleri bakanı yaptı.
Temmuz 2018'de May AB'den ayrılma koşullarını karara bağlamak üzere kabinesini topladığında Johnson, May'in "yumuşak Brexit planını" destekliyor göründü ancak Brexit Bakanı David Davies'in, "AB'ye fazla taviz veriliyor" itirazı ile istifa etmesinin ardından Johnson da istifasını açıkladı.
Boris Johnson 1987'de Times gazetesinde muhabirliğe başladığında bir haberini daha çarpıcı kılmak için yaptığı uydurma bir alıntı yüzünden işten atıldı.
2004'te Liverpoollu mühendis Ken Bigley'in Irak'ta kaçırılıp öldürülmesinin ardından Spectator dergisinde yazdığı bir yazıda Liverpoolluları "orantısız üzüntü sergilemekle" suçlaması üzerine dönemin Muhafazakar Parti lideri Michael Howard, Johnson'a Liverpool'a gidip özür dileme talimatı verdi.
Johnson, bir süre sonra ise derginin köşe yazarlarından biri ile yaşadığı ilişki konusunda Howard'a yanlış bilgi vermesi üzerine partinin Kültür Sanat Sözcülüğü görevinden alındı.
Ancak David Cameron parti lideri olduğunda Johnson'ı Eğitim Sözcülüğü görevine getirdi. Bu sırada Daily Telegraph gazetesinde köşe yazmaya devam eden Johnson, Papua Yeni Gine'yi "kanibalizm ve kabile şefi cinayetleri" ile ilişkilendirdiği bir yazısından dolayı yeniden özür dilemek zorunda kaldı.
Dışişleri Bakanlığı döneminde ise "Beyaz sömürgecilerin Afrika'ya dönmesi yararlı olur" sözleri, Myanmar ziyareti sırasında, emperyalist ve ırkçı şiirleriyle de bilinen Rudyard Kipling'den yaptığı alıntı birer mini diplomatik kriz yaratmıştı.
Johnson'ın, İngiltere vatandaşı Nazanin Zaghari-Ratcliffe'nin İran'da casuslukla suçlanarak tutuklanmasına rolü olup olmadığı da tartışılmıştı. Zira Ratcliffe İran'da tutuklandığında "Ben turistim ailemi görmeye geldim" demiş, Johnson ise onun için "İngilizce öğretmeye gitmişti" diye konuşmuştu.
Ağustos 2018'de Daily Telegraph gazetesine yazdığı başka bir makalesinde Johnson, peçeli Müslüman kadınları "posta kutusuna" ve "banka soyguncusuna" benzetmesiyle büyük tepki toplamıştı.
Johnson, makalesinde Danimarka'da yürürlüğe giren peçe yasağına değinmiş, "peçenin yasaklanmasına karşı olduğunu ancak peçe takan kadınların kesinlikle çok gülünç göründüğünü" öne sürmüştü.
2016'da Spectator dergisi editörü Douglas Murray, Boris Johnson'ı, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret içerikli şiir yarışmasının" galibi olarak açıkladı.
Murray şiir yarışmasını, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve komedyen Jan Böhmermann hakkında soruşturma açılmasına izin veren Almanya Başbakanı Angela Merkel'i protesto etmek için açtğını duyurmuştu.
Erdoğan, yazdığı şiirde kendisine hakaret ettiği gerekçesiyle Alman komedyen Jan Böhmermann hakkında suç duyurusunda bulunmuş, Almanya Başbakanı Angela Merkel, komedyen hakkında soruşturma açılmasına izin verdiğini açıklamıştı.
Johnson Eylül 2016'da Türkiye'yi ziyaret etmiş ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmüş, döndüğünde şiir konusunda özür dileyip dilemediği sorulduğunda, konunun gündeme gelmediğini, "Türkiye ile devasa bir serbest ticaret anlaşması yapmayı umduklarını" söylemişti.
2016'da İngiltere'nin AB üyeliğinin devamı konusunda yapılan referendum öncesinde Daily Telegraph gazetesindeki köşesi için hem AB'de kalmaktan yana hem de ayrılma (Brexit) yönünde iki farklı yazı kaleme aldığı ve parti lideri Cameron'a karşı liderlik yarışında daha avantajlı olacağı kanısıyla Brexit yönünde tutum aldığı konuşuldu.
Ayrıca Brexit kampanyası sırasında Johnson oy toplamak için birçok açıklamasında, Türk göçünün İngiltere için tehdit teşkil ettiğini ifade etmişti. Daha sonra sorulduğunda Johnson bu tür açıklamalar yaptığını inkar etti.
Oysa Johnson, referandumdan bir hafta önce, Brexit yanlısı Michael Gove ile dönemin Başbakanı David Cameron'a yazdığı bir mektupta, İngiltere'yi Türkiye'den gelecek kitlesel bir göçten korumanın tek yolunun, AB'den ayrılmak olduğunu öne sürmüştü.
Nisan 2016'da yaptığı bir konuşmada ise, "Son derece Türk yanlısı biriyim; ancak 77 milyon Türk ahbabımın ve Türk kökenlilerin buraya herhangi bir kontrol olmadan gelmesini hayal bile edemiyorum. Bu çılgınca olur. İşe yaramaz" demişti.
Muhafazakar Parti lider adaylığı döneminde Boris Johnson hakkında dava açıldı. Johnson 2016'daki Brexit referandumu öncesi "yalan beyanda bulunmak" ve "kamu görevini kötüye kullanmakla" suçlandı.
Brexit, Boris Johnson'ı bekleyen en büyük sorun. Başbakan May'in AB ile yaptığı ancak parlamentoda üç kez reddedilen anlaşmaya Johnson da destek vermiyor.
Johson, 31 Ekim'e kadar ertelenen Brexit ile ilgili olarak, AB ile başta Kuzey İrlanda sınırı konusunda olmak üzere yeni müzakereler yapacağını ancak anlaşma olsun ya da olmasın İngiltere'nin 31 Ekim'de birlikten ayrılacağını söylüyor.
Ancak İngiltere'nin AB'den anlaşma olmadan ayrılması ihtimali, kendi partisinden de birçok istifaları ve erken seçim olasılığını gündeme getirebilir.
Kabine değişikliği de Boris Johnson için kolay olmayacak. Johnson'ın başta AB'de kalma yanlıları olmak üzere May hükümetinde görev yapan birçok bakana kabinesinde yer vermesi beklenmiyor.
Maliye Bakanı Philip Hammond, Boris Johnson'ın başbakan olması halinde istifa edeceğini açıklamıştı.
İran'ın Basra Körfezi'nde İngiliz bandıralı bir petrol tankerine el koyması, yeni başbakanın dış politika gündeminin acil çözüm bekleyen ilk maddesi olacak.
İngiltere'nin AB'deki müttefikleriyle ilişkileri Brexit süreciyle iyice karmaşık hale gelmiş durumda.
Öte yandan nükleer faaliyetlerini denetlemek için İran'la yapılmış anlaşmanın geçerliliği konusunda diğer müttefiki ABD ile de önemli görüş ayrılıkları söz konusu.
Ülke içinde de sağlık, eğitim, konut, güvenlik (polis) gibi alanlarda büyük sorunlar ve kaynak sıkıntısı var. Üstelik Johnson üst gelir diliminden vergi kesintisi yapacağını açıklamıştı.
İngiltere'nin anlaşma olmadan AB'den ayrılması halinde ülkenin mali sorunları ağırlaşacak.
Johnson sağlık alanında "reform yapılması gerektiğini" düşünüyor. Bunun özelleştirme anlamına geleceği yorumları yapılıyor.
Ayrıca Muhafazakar Parti, Avam Kamarası'nda çoğunluğa sahip değil ve Johnson, Kuzey İrlanda'nın muhafazakar eğilimli Demokratik Birlik Partisi'nin desteğine ihtiyaç duyacak.
Boris Johnson, liderlik kampanyası sırasında sıkı sık Londra Belediye Başkanıyken elde ettiği başarılardan sık sık söz etti. Başkentte suç oranını nasıl düşürdüğünü, konut sorununda ilerleme kaydettiğini, ulaşımda bisiklet kullanımını nasıl yaygınlaştırdığını anlattı. Ancak dışişleri bakanlığı dönemi konusunda sessiz kaldı.
Johnson'ı eleştiren çevreler onun; tavsiyeleri dinlememe, yüzeysel konuşma ve en ciddi olaylarda bile gayrı ciddi yorumlar yapma gibi alışkanlıklarına karşı başbakanlığı sırasında günlük mücadele vermesi gerektiğini söylüyor.