Borsanın iki büyük fonu yüzde 60 eridi; değer kaybının sebebi ne?

Borsanın iki büyük fonu yüzde 60 eridi; değer kaybının sebebi ne?

Türk borsası merkezli en büyük iki fonun varlıkları, ülke içindeki ve dışındaki türbülans yılları sonrasında, 2013 zirvesine göre yüzde 60 eridi. Bu fonlardan biri HSBC'ye diğeri ise East Capital'e ait. HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel'e göre başbakan atanması ile ilgili belirsizlik ve komşu Suriye'de yaşanan iç savaşın yarattığı istikrarsızlık yatırımcılar için gelişmekte olan piyasalarla ilgili halihazırdaki belirsizlik algısını daha da geliştirdi. Aksel, Türkiye'de başbakanlığa Binali Yıldırım'ın atanmasından bu yana ciddi fon girişlerinin yaşanmadığını  belirtti. 

Financial Times'tan Aliya Ram'ın analizine göre; HSBC Global Investment Türkiye fonu yönetimi altındaki varlıkların üçte ikisinden daha fazlası eridi ve fon 130 milyon dolara geriledi. 

Gelişmekte olan ülkelerde uzmanlaşmış East Capital'in ülke odaklı fonu ise yüzde 80'den daha fazla değer kaybetti ve 110 milyon dolara geriledi. 

Bir zamanlar küresel yatırımcılar için çekici olan Türkiye'de iç siyasetteki gelişmeler, Rusya ile yaşanan gerginlik, ardı ardına yaşanan terör saldırıları ve küresel büyüme ile ilgili endişeler bu ülkeye odaklanmış fonların erime yaşamasına neden oldu. 

Veri sağlayıcısı EPFR'nin araştırmasına göre Türkiye odaklı hisse senedi fonlarının büyüklüğü 2012'de 3 milyar dolar ile zirve seviyesini görürken Nisan ayında bu büyüklük 1,7 milyar dolara geriledi. 

HSBC Türkiye Portföy Yönetimi Genel Müdürü Namık Aksel, fonlarının kapanmayla karşı karşıya kalabileceğini belirtti. Fonun varlıkları uluslararası fonları etkisiz bırakacak ve büyük yatırımcıları çekmekte yetersiz görülen seviyelere yakın durumda.

Aksel, "Bu fon 2008'de Lehman krizinden hemen sonra 50 milyon dolardı ve biz bunu kapatmayı düşünüyorduk. 100 milyon dolar bile önemli bir varlık sınıfı için yeterli değil" ifadelerini kullandı. 

Veri sağlayıcısı Morningstar'ın araştırma müdürü Jonathan Miller'a göre 100 milyon dolar fonlar için karlı kalalabilmek için aşılması gereken sihirli bir engel.

Büyüklüğü 100 milyon dolardan fazla olan ve sadece Türkiye hisse senetlerine odaklanmış sadece iki fon bulunuyor. HSBC ve East Capital. 

Fakat büyüklüğü 100 milyon doların altında olan fonlar da çok ciddi gerileme gösterdi. 

JPMorgan'ın fonu geçen yıl neredeyse yarı yarıya değer kaybetti. Fondaki varlıkların mevcut büyüklüğü 59 milyon dolar oldu. JPMorgan konuyla ilgili Financial Times muhabirine yorum yapmayı reddetti. 

Parvest tarafından yönetilen BNP Paribas'nın Türkiye portföyü de üçte bir oranında eridi. Fonun büyüklüğü 55 milyon doların altına kadar geldi. Şirketin sözcüsü fonu kapatma gibi bir planlarının olmadığını söyledi. 

 

Türkiye'de fonları zora sokan gelişmeler

 

Namık Aksel'e göre başbakan atanması ile ilgili belirsizlik ve komşu Suriye'de yaşanan iç savaşın yarattığı istikrarsızlık yatırımcılar için gelişmekte olan piyasalarla ilgili halihazırdaki belirsizlik algısını daha da geliştirdi. Aksel, Türkiye'de başbakanlığa Binali Yıldırım'ın atanmasından bu yana ciddi fon girişlerinin yaşanmadığını  belirtti. 

Bir önceki başbakan Ahmet Davutoğlu'nun istifa etmesi Türk Lirası'nda dalgalanma yaratmıştı. Ülkenin başkenti Ankara'da ve İstanbul'da yaşanan terör saldırıları da Türk Lirası üzerinde etkili olmuştu. 

S&P Dow Jones Hisse Senetleri Endeksi Direktörü Michael Orzono'ya gören dolar cinsi Türk hisse senetlerindeki volatilite diğer gelişmekte olan piyasaları neredeyse ikiye katladı.  

East Capital Türkiye uzmanı Emre Akçakmak ülke fonlarının Rus uçağının düşürüldüğü Kasım'dan sonra en kötü çıkışları yaşadığını bununla birlikte yeni hükümetin reformları gerçekleştirmesi durumunda ülkeye dönebileceğini söyledi.

Akçakmak, yatırımcı ilgisinin daha düşük olduğunu ama fon girişlerine bakıldığında Türkiye piyasasının tamamen yabancılar tarafından terk edilmiş bir piyasa olmadığını belirtti.

Aksel'e göre ise jeopolitik riskler ve politik belirsizlikler ülke için bir engel oluştursa da Türkiye petrol ithal eden bir ülke olarak düşen emtia fiyatlarının avantajını yaşıyor.

Yüzde 20'sinden fazlası Türkiye'ye yönelik olmak üzere 290 milyar sterlin değerinde bir varlığı yöneten Aviva Investors'ın gelişen ülke tahvil direktörü Liam Spillane de pozisyonu değiştirmeden önce Türkiye'de reformların gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini bekleyip görmek istediğini belirtti.

Spillane, "Bir yatırım fırsatı olarak Türkiye'ye ne daha az ne de daha çok güven duyuyoruz. Başkanlık meselesinin gelişimi yılın geri kalanı için önemli olacak" değerlendirmesini yaptı.

Aviva'nın Türkiye'deki endeks ağırlıklarına göre sınırlı bir endeks üstü pozisyonu bulunuyor.

Geçen yıl Türkiye ile ilgili pozisyonunu değiştirmeyen Lazard Gelişmekte Olan Piyasalar Fonu Müdürü James Donald ise volatilitenin Türk Lirası'nı engellemesi durumunda yatırımcıların kaçabileceğine dikkat çekti. Donald, "Türkiye ile ilgili yatırımcıların endişe duyduğu en büyük konulardan birisi kur. Makroekonomik risk insanların kurlarla ilgili endişe duyduğu belirli bir risktir" dedi. 

 

Mahfi Eğilmez: Ekonominin ilk çeyrek performansı, anlamsız Rusya krizi ve siyasal sıkıntılara rağmen başarılı

 

Öte yandan Eski Hazine Müsteşarı Mahfi Eğilmez, ekonominin ilk çeyrek performansının Rusya ile yaşanan uçak krizi ve siyasal sıkıntılara rağmen oldukça başarılı olduğunu söylemiş, "Yılın ilk çeyreğindeki ortalama aylık enflasyon geçen yılın tüm dönemlerindeki ortalamalara göre daha iyi bir gidişe işaret etmektedir" ifadesini kullanmıştı.

"Türkiye, çok uzun zamandır hem bütçe açığı vermeden hem de cari açığın düştüğü bir ortamda bu kadar yüksek bir büyüme oranı yaşamamıştı" diyen Eğilmez, "Genellikle bizde büyüme ya bütçe açığının artmasıyla ya da cari açığın artmasıyla ivmelenir. İlk çeyrekte ikisi de yok. Enflasyonda artış var mı diye bakıyorum orada da tam tersine düşüş var. Yatırımlar ne yönde gelişmiş diye bakıyorum, o da eksi olmuş. Demek ki büyüme özel kesimin asgari ücret artışlarına ilişkin ödemelerinin tüketime yansıtılmasından kaynaklanıyor" diye yazmıştı.