Bosna'daki etnik gerilim üzerine kurulu bir isyan provası değil

Bosna'daki etnik gerilim üzerine kurulu bir isyan provası değil

Mete Çubukçu

Dünyanın üzerinde bir hayalet dolaşıyor. Bu hayalet Marx’ın ‘komunizm’ hayaleti değil. İnsanlar tepki gösteriyor; kimi işsizliği, kimi anti demokratik yönetimleri, kimi yoksulluğu, kimi monarşilere, kimi yıllanmış rejimleri, kimi otoriterizmi, kimi yolsuzlukları. Sorun sadece açlık, yoksulluk ve eşsizlik değil, siyaseten de otoriter bir dünyaya doğru yol alınması.

Herkes bu durumların arkasında birçok şey arayabilir. Komplo teorileri kurabilir. Bunların hepsi de olabilir; bazıları doğrudur; tabii ki her durumu istismar edecek güçler olacaktır ve tarih boyunca olmuştur. Ama asıl mesele bu değil. Mesele komplo bakışı ile ortadaki sorunu görmezden gelmek, bahane üretmektir.

***

Şimdilerde dolaşan hayalet ‘ demokratik yollardan tepki gösterme’; sokakta, alanlarda; ister protesto, ister isyan, ister ayaklanma deyin buna. Ortak nokta insanların seslerini duyurma mücadelesi sonuç olarak.

Seattle’da, Tahran’da, Arap dünyasında, Türkiye’de, Ukrayna’da olan biten, bağlam farklı olsa da ruh hali olarak, aşağı yukarı aynı; ve tabii ki Bosna’daki de.

***

Gelelim Bosna’ya; 1990’lı yıllarımızı geçirdiğimiz, savaşın acılarını paylaştığımız, 20 yüzyılın son çeyreğinde en büyük katliamının yaşandığı, her şeye rağmen direnen ayakta kalan o güzel insanların ülkesine.

Kanlı bir savaş Dyton Barış anlaşması ile savaşı sona erdi. Savaşın asıl mağduru Boşnaklardı. Dyton barış değil savaşı durdurma anlaşmasıydı. Yeni bir ülke kurmaktan çok savaşın bitmesi amaçlandı.

Bir daha hiçbir grubun bir diğerine üstünlük sağlamaması için de öylesine karmaşık bir yapı kuruldu ki, bugün gelinen noktadaki en büyük sorumluluk bu yapıya ait. Çünkü sistem işleme değil, işlememek üzerine kurulmuş durumdaydı ve tıkandı.

***

Ortada Boşnaklar ve Hırvatların oluşturduğu Bosna Hersek Federasyonu ile Sırp Cumhuriyeti var.

Pratik durumsa şu: Bosna Hersek Federasyonu’nda 10 kantondan oluşuyor. Bu kantonların meclisleri, hükümetleri ve başkanları var. Ayrıca Federasyon Meclisi, hükümeti ve başkanı söz konusu. Aynı yapı Sırp Cumhuriyeti’nde de mevcut. Bu yapıların üzeride ise Bosna Hersek Federal Parlamentosu, hükümeti yer alıyor. Ayrıca dönüşümlü üçlü başkanlık sistemi.

Böylesi karmaşık bir yapı sonucu siyasi ve ekonomik olarak ülke işlemez durumda. Yatırımlar yapılamıyor, ülke fakir, yüzde 40 işsizlik var. Yerel birimler birbirini engelliyor. AB gelen yardımlar belli ellerde toplanıyor. Yolsuzluk had safhada. Sürekli özelleştirmelerle fabrikalar kapatılıyor, işçiler kapı önüne konuyor. Haraç mezat sistem hakim olmuş durumda. AB ekonomik kriz nedeniyle Bosna’ya bakacak durumda değil. Sırplar ayrılmak istiyor…ve sıralayabileceğimiz daha birçok sorun söz konusu.

***

Durum bizim medyanın yazdığı gibi salt birtakım provokatörlerin, etnik gerilim üzerine kurduğu isyan provası değil.  Protestocuların çoğunluğunu Boşnaklar oluşturuyor. Neredeyse tüm kentlerde protestolar var. Hırvat ve az da olsa Sırpların bir kısmı da protestolara katılıyor.  Yani tepki gösterenler Bosna’nın kendi insanları.

***

Unutmadan: Her şeyi Türkiye üzerinden okumak alışkanlığını bırakmak, çok sevdiğimiz komplo teorilerinden kafamızı kaldırmak zorundayız. Nitekim dünyanın merkezi burası değil.

Ama hayalet dünyanın her yerini dolaşıyor. Bugün Bosna’da yarın haksızlığın olduğu başka bir yerde.