Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi, Meclis’te oylanarak kabul edilen ve Cumhurbaşknı’nın imzalamasının ardından yürürlüğe girecek olan HSYK düzenlemesinin yok sayılması için Anayasa Mahkemesi’ne başvurması köşesine taşıdı. CHP’nin HSYK yasasını resmi gazetede yayımlanmadan önce Anayasa Mahkemesi’ne başvuracağını belirten Selvi, konu ile ilgili olarak Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın görüşlerini aldı. Bozdağ, CHP’nin bu hamlesini, “CHP bu yolu tercih ederse, Anayasayı çiğnemiş olacak. Çünkü bizim sistemimizde Anayasa Mahkemesi yasa yürürlüğe girmeden bu denetimi yapamaz. CHP, böyle bir yola başvurmak isterse, bu yasamayı durdurma gibi bir anlam taşır. Bizim sistemimizde yasamayı durdurmak diye bir sistem yoktur” sözleri ile yorumladı.
Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi’nin “Bozdağ CHP'nin yeni '367' icadına ne diyor?” başlığı ile 18 Şubat 2014 tarihinde yayımlanan yazısı şöyle:
CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitme hızını biliyoruz.
Şimdiye kadar yasalar resmi gazetede yayınlanıp yürürlüğe girdikleri andan itibaren CHP'nin Anayasa Mahkemesi'nin kapısına dayandığına çok şahit olduk.
Bu konuda en hızlı olanı Kemal Kılıçdaroğlu'ydu.
CHP, yeni bir rekor denemesi yapacak.
Henüz Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmamış, Resmi Gazete tarafından yayınlanmamış ve böylece yürürlüğe girmemiş olan yasanın iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunacaklar.
Bir sonraki seferde, henüz düşünülmemiş yasa için başvururlarsa şaşırmam.
Bu durumda Anayasa Mahkemesi ne yapar? Onu da onlar düşünsün.
CHP'nin yeni hukuk fantezisi ise, HSYK yasası, henüz Cumhurbaşkanı'na sunulmadan önce 'Uygunluk' denetimi için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunmak.
CHP'ye bir önceki hukuk cinayetinin ilhamını Sabih Kanadoğlu vermişti. Bu yüzden adı '367 Sabih' kaldı. Yeni hukuk fantezisinin fikir babası ise Erdoğan Teziç.
Teziç'e göre CHP, 'Anayasa Mahkemesi'ne yok işlem başvurusunda' bulunmalı. Kısa bir dilekçe yazıp, çıkan yasanın çıkmamış gibi sayılmasını talep etmeli. Bunun adına da, 'Uygunluk denetimi' diyor, Teziç.
14 Ocak tarihinde Kılıçdaroğlu ile yaptığımız kahvaltıda bu öneriyi dile getirmişti Erdoğan Teziç. Kılıçdaroğlu'nun gözünde çakan şimşekleri görünce CHP'nin bu işin üstüne atlayacağını anlamıştım da Sabih Kanadoğlu bile burun kıvırmıştı.
Kahvaltıdan sonra, 'Hocam Sabih beyi bile geçtiniz. Bu iş 367'den beter. Dünyada bunun bir uygulaması var mı' diye sorunca Erdoğan Teziç, bizim hukuk sistemimizde olmadığını belirtmiş ama 1803 tarihinde ABD'de bir eyalette uygulandığını söylemişti.
Bir eksik ortaçağ hukuku kaldı.
Ancak iş ete kemiğe bürünmeye başlayınca Adalet Bakanı Bekir Bozdağ ile görüştüm.
HSYK yasasıyla ilgili ön plana çıkan eleştirileri sordum.
Eleştiriler iki noktada ön plana çıkıyor.
1-Anayasa referandumu ile sağlanan düzenlemeler yasayla değiştiriliyor.
Adalet Bakanı Bozdağ, bunun bir çarpıtma olduğunu savunuyor.
İşte sözleri: 'Anayasa'nın 159. maddesinde HSYK'ya ilgili düzenleme yer alıyor. Biz yaptığımız yasa değişikliğinde Anayasa ile yapılan düzenlemeleri koruyoruz. Sadece 159. maddenin son fıkrasında yer alan ve kanunla düzenleneceği belirtilen konularda düzenleme yapıyoruz. Bu da bize Anayasa'nın verdiği bir imkan.
HSYK üyelerinin sayısı, seçimi, süreleri gibi Anayasa ile belirlenmiş olan konularda bir düzenleme yapmıyoruz. Bizim yaptığımız düzenleme, Anayasa'nın 159. maddesine uygun bir düzenlemedir. Biz Anayasaya aykırı olduğu iddiasına katılmıyoruz. Hakeza Anayasa referandumu ile yapılan düzenlemelerin kanunla değiştirilmesi gibi bir durum söz konusu değil. Ayrıca HSYK'nın da yer aldığı Anayasa değişikliğine karşı hayır kampanyası yürütenlerin şimdi bu teze sarılması ibret verici bir durum. Biz yaptığımız Anayasa değişikliğinin ruhunu ve esaslarını çok iyi biliyoruz.'
2-CHP, yasa henüz Cumhurbaşkanı'nın onayına sunulmadan Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyi planlıyor. Bunun için ne diyeceksiniz?
Adalet Bakanı Bozdağ'ın, CHP formülüne yanıtı şöyle:
'Meclis'in kabul ettiği yasa, Cumhurbaşkanı'nın onayından sonra resmi gazetede yayınlandıktan sonra yürürlüğe girecek. Bizim sistemimiz, ancak yürürlüğe giren bir yasa için Anayasa Mahkemesi'ne başvuru yapma imkanı vermektedir. CHP bu yolu tercih ederse, Anayasayı çiğnemiş olacak. Çünkü bizim sistemimizde Anayasa Mahkemesi yasa yürürlüğe girmeden bu denetimi yapamaz. CHP, böyle bir yola başvurmak isterse, bu yasamayı durdurma gibi bir anlam taşır. Bizim sistemimizde yasamayı durdurmak diye bir sistem yoktur.'
3- Geriye Cumhurbaşkanı Gül'ün vetosu kalıyor. Peki Adalet Bakanı Bozdağ, Cumhurbaşkanı'ndan veto bekliyor mu? Kısa ve net olarak ben söyleyeyim. Beklemiyor. Neden beklemiyor? Söz Bakan Bozdağ'da:
'Cumhurbaşkanı'nın geri göndermesi konusunda ise öncelikle şunu belirtmek isterim ki, kabul edilen bu düzenleme Anayasaya aykırı değildir. Benim bu konuda şüphem yoktur. Ayrıca Anayasa ve Adalet Komisyonları da Anayasaya uygunluk kararı vermiştir. Buna rağmen Cumhurbaşkanı'nın nasıl değerlendireceği kendi takdiridir. Ancak HSYK kanunun yasalaşma sürecinde Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştüm. Cumhurbaşkanımızın bize tavsiyeleri oldu. Adalet Komisyonu'nda ve Genel Kurul'daki görüşmeler sırasında Sayın Cumhurbaşkanımızın tavsiyeleri ve değerlendirmeleri doğrultusunda bazı değişiklikler yaptık. Ama nasıl karar verir? O Sayın Cumhurbaşkanı'nın takdirine aittir, ona karışmayız. Bu değişikliklere rağmen Anayasa Mahkemesinin ne karar vereceği de Anayasa Mahkemesi'nin kendi takdiridir. Bizim Anayasa Mahkemesi'nin takdirine karışma hakkımız yoktur.'
Son söz. Bakan Bozdağ, Anayasaya aykırı bir düzenleme yapmadık diyor...