Bozdağ: Öcalan'a af çıkması ve siyasete atılması söz konusu değil

Bozdağ: Öcalan'a af çıkması ve siyasete atılması söz konusu değil

Öcalan'a af da yok statü de

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, "Abdullah Öcalan'a af ve statü" iddialarının süreci baltalamak isteyenlerin gündeme getirdiğini söyledi. Bozdağ, "Bizim söylediğimiz bizi bağlar. Başkalarının sözlerinin amacı sürecin arkasındaki desteği azaltmak" dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Almanya'nın Backnang şehrinde hayatlarını kaybeden 8 Türk'ün cenazesini almak için bu ülkeye giderken Bugün Gazetesi Ankara Temsilcisi Adem Yavuz Arslan'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

PKK'nın kaçırdığı kamu görevlilerini serbest bırakmasının önemli bir gelişme olduğunu söyleyen Bozdağ İmralı tutanaklarının yönlendirme amaçlı ve sürece halk desteğini kesmek için sızdırıldığını söyledi. Bozdağ'ın açıklamaları satır başları ile şöyle:

'Zabıt' ifadesi yönlendirme

"Zabıt demek yönlendirme amaçlı. Bu sürecin arkasında büyük bir halk desteği var. Halk desteği sürekli artıyor. İnsanlar çözüme inanmış durumda. Halkın inandığı bir sürecin durdurulması çok zor. Halk desteğini azaltmaya dönük şeyler bu sızdırmalar filan. Bahçeli konuşuyor başkanlığı ver şunu al, bunu al gibi. CHP' de aynı minval üzerinde. Sanki çözüm süreci değil de başkanlıkla ilgili bir süreç gibi lanse edilerek sabote edilmek isteniyor. Fevkalade yanlış bir yaklaşım. Halkın kafasında soru işaretleri oluşturmaya yönelik manipülasyondur sızdırma olayı."

4. Yargı Paketi'nde değişilik beklemiyorum'

"4 yargı paketinin gündeme gelmesi 2012 Haziranıdır. Hazırlık dönemi 2011 sonudur. Bu paketin içinde yer alanların hiç biri yeni konular değil. Paketin çözüm süreci ile irtibatlandırılması yanlış. Devam eden bazı davalarla ilgili bu paketin içinde düzenleme yer alacağına ilişin hükümetten bir açıklama olmadı. Ama bu yönde haberler yorumlar yapıldı. Bu yapılanlar beklentiyi yükseltti. Hükümet şunu dese, şöyle adım atacağız deyip atmamış olsa dağ fare doğurdu denebilir. Kamuoyunun bilmediği bir madde kalmamıştı bitmeden zaten. Dolayısıyla tasarı kamuoyu açısından sürpriz olmadı. Bilinen bir şeyin herkes tarafından görülmesi oldu. Beklenti bizim dışımızdaki çevreler tarafından oluşturuldu.

Ben şu anda bir değişiklik beklemiyorum. Tasarı da teknik bir yanlışlık varsa elbette düzeltilir. Vekiller önerge verebilir hakları var. Ama hükümet olarak yeni bir madde ilavesi ve özünü değiştirecek değişiklik yapmak gibi bir niyetimiz yok."

'Anayasa komisyonda olmazsa kendimiz zorlarız'

"Bizim birinci hedefimiz uzlaşma komisyonunun işi bitirmesi. Olması için elimizden gelini yapıyoruz. Gayretimiz samimiyetimiz ortada. Her konuda bizim ne düşündüğümüz komisyon biliyor.

Bütün mesaimizi de onun için veriyoruz. Komisyonun uzlaşmadığı konuların uzlaşılandan fazla olduğu görülüyor. Umarız ki 31 Mart'a kadar biter. Bitmezse Türkiye'nin anayasa sorunu ortadan kalkmaz. Milletin bu konudaki talebini ortadan kaldırmaz. Yeni anayasa talebini hayata geçirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Üçlü, ikili, dörtlü mutabakatları deneyeceğiz. Biz hiç bir şey olmadı kendi anayasa önerimizi Türkiye kamuoyuna paylaşırız. Milletimiz bizim nasıl bir anayasa öngördüğümüzü bilmeli."

'PKK sınır dışına çekilmeden olmaz'

"Başbakanımızın söylediği esastır. Terör örgütü mensuplarının silahlarını bırakarak sınır dışına çıkmaları milattır. Şimdi de aynı şeyi söylüyoruz. Onun dışında falan gün şu olacak vs. takvimlendirmeyi doğru görmüyorum. Çözüm süreci içinde neler olacağını hep beraber göreceğiz. Hükümetin ajandası var ama konuşmamız uygun değil. Sürecin ortaya çıkan sonuçları esas kamuoyunu etkileyecektir. Sonuçlar, konuşmaktan daha önemlidir. O yüzden çok konuşmaktansa sürecin sağlıklı yürümesi önemli."

'Öcalan'a af yok'

"Abdullah Öcalan'a af çıkması ve siyasete atılması söz konusu değil. Bu da bu süreci baltalamak isteyenlerin gündeme getirdiği bir şey. Bunu konuşarak milletimizi sürecin arkasından çekmek istiyorlar. Af yok. Statü gibi söylemlerin de gerçekliği yok. Herkes eşit Türkiye vatandaşıdır. Bizim söylediğimiz bizi bağlar. Başkalarının söylediği sürecin arkasındaki desteği azaltmak için.

Türkiye kendi güvenliği kendi çıkarların başkalarının eylemlerine göre değil kendi politika ve eylemleriyle belirler. Türkiye'nin Suriye politikasında atacağı tüm adımlar kendi adımlarıdır. Soruşturma sonunda resmiyet kazandıktan sonra Türkiye olarak gereken neyse onu yapacağız."