Bozkırın Tezenesi 6 yıldır 'ötede'; Neşet Ertaş'ın ilk orijinal kayıtları albüm olacak

Bozkırın Tezenesi 6 yıldır 'ötede'; Neşet Ertaş'ın ilk orijinal kayıtları albüm olacak

Abdallık geleneğinin temsilcilerinden, bozlak ustası Neşet Ertaş’ı ölümünün altıncı yılında anılıyor. Bozlak geleneğinin yeni kuşak temsilcilerinden bağlama ve ses sanatçısı İsmail Altunsaray, “İnsan hayatında ‘NeşeDertAşk’ olmazsa sanat olmaz” diyor. Kalan Müzik ise Ertaş’ın ilk orijinal kayıtlarının albüm olacağının müjdesini veriyor.

Halk ozanı, Abdallık geleneğinin büyük ustalarından Neşet Ertaş’ın bugün ölümünün altıncı yılı. Yaşar Kemal’in “Bozkırın Tezenesi” diye nitelediği Ertaş’ı halk müziği sanatçıları Sabahat Akkiraz, Pınar Aydınlar, Bozlak geleneğinin genç kuşak temsilcisi İsmail Altunsaray, eserlerinin takibini yapan Kalan Müzik’in sahibi Hasan Saltık ve “Yanıyorum” parçasını birlikte seslendiren Kardeş Türküler grubundan Vedat Yıldırım anlattı.

Cumhuriyet'ten Ceren Çıpkak Drillat'ın haberine göre Hasan Saltık, Neşet’in ilk orijinal kayıtlarının kayıp olduğunu ancak yıllardır eski plak şirketlerinin depolarından ve stüdyolarından bu kayıtları topladıklarını belirterek gelecek yıl Ertaş’ın ilk orijinal kayıtlarını plak olarak yayımlayacaklarının haberini verdi.

‘Yoksulluğun dili’

Pınar Aydınlar (Halk müziği  sanatçısı):

Neşet Ertaş bu ülkenin en önemli değerlerindendir. Bozkırın Tezenesi diye anılan yoksulluğun, aşkın, vefanın dilidir. Müziği özgürdür. Bir ülkenin türkülerini yapanlar yasalarını yapanlardan daha gerçek ve güçlüdür, bu asla unutulmamalıdır!

‘İnsan olma çabası’

İsmail Altunsaray (Bozlak geleneğinin yeni kuşak temsilcilerinden, bağlama ve ses sanatçısı):  Neşet Ertaş “sanat” kelimesinin tanımıdır. Sanat gerçeğin ta kendisidir. Neşet Ertaş, başkasının ürettiği bir sanat eserini kendi gerçeğiyle bürüyüp yeni bir sanat eseri üreten bir “innovatör”dür. Neşet Ertaş’ı hiç tanımayan gençlerin Neşet Ertaş’tan alacakları en büyük ilham ve yol budur. İnsan hayatında “NeşeDertAşk” olmazsa “sanat” olmaz.

İnsanın hayattaki temsil ettiği en büyük gerçeklik, insan olma çabasıdır. Dolayısıyla şimdiye kadar kim insan olmak ile ilgili bir çaba içerisinde olmuşsa o “efsane” olmuştur. Efsane olabilmek için çoğunluk tarafından takip edilmenizin ya da edilmemenizin hiçbir önemi yoktur. Gerçekler ortadadır ve bunu görebilen insanlar daima o sığ çoğunluktan ileridedir. Dolayısıyla “insan olma çabası” yeryüzündeki en büyük temsiliyettir.

Neşet Ertaş’ın ilk kayıtları plak oluyor

Hasan Saltık (Kalan Müzik):

Neşet Ertaş’ı 2000 yılında 30 yıl aradan sonra Almanya’dan buraya açık hava konseri için gelmesini sağlamıştık. Konserde izdiham olmuştu. Neşet’in tekrar Türkiye süreci böyle başlamıştı. İlk geldiğinde küskündü, öldü diye haberleri çıkıyordu.. Konserde halkla tekrar kucaklaşmıştı. Böylece burada tekrar üretim yapmasını sağladık. Güvensizdi çünkü daha önce albümleri korsan çıkıyordu, hakları verilmiyordu, telif ödenmiyordu. Tekrar güvenini kazandık. Telif kazanmasıyla İzmir’deki evini aldı. Biz onun eser takibini yaptık. Hâlâ eser takibini ve çalışmalarını Kalan Müzik takip ediyor. Neşet’in ilk orijinal kayıtları kayıptı. Yıllardır eski plak şirketlerinin depolarından ve stüdyolarından topluyoruz tek tek. Yüzde 80’ini toparladık. Şimdi bu kayıtları hazırlıyoruz. Önümüzdeki yılın başında plak olarak yayınlayacağız.

Neşet Ertaş’ın en önemli özelliği herkes tarafından sevilmesiydi. Herkesi kucaklıyordu. Bütün siyasi görüşler onu seviyordu. Muhafazakârından sola herkesin kucakladığı bir isimdi. Konserlerine her görüşten insan gelirdi.

Rapçi Ezhel’den Neşet Ertaş şarkıları

Son Abdal’dı. Bozlak geleneğinde üretici olarak yer aldı. Baba-oğul bozlak ustası. Bugün popçular rockçılar onun parçalarını söylüyor. Neşet Ertaş her döneme ait parçalar üretti. Onun modası geçmez. Bugün mesela rap moda. Rapçi Ezhel de Neşet Ertaş’ın parçalarını kullanmak istiyor. Ezhel, Neşet Ertaş’tan 5-6 parçalık bir çalışma yapıyor.  Neşet Ertaş kendi Abdallarına da düşkündü. Onlara iş bulmak için uğraşırdı. İzmir’de onların hurdacılık yapması Neşet’i çok rahatsız ederdi. Onlar için mücadele etti. Konuyu, Kültür Bakanlığı ile görüştü. Erkan Mumcu zamanında Kültür Bakanlığı Abdallar grubu kuruldu. Neşet, Abdalları tekrar müziğe kazandırdı.

‘Bozkırın yalnızlığı’

Vedat Yıldırım (Müzisyen, Kardeş Türküler, Bajar gruplarının kurucularından):

Kardeş Türküler olarak Neşet Ertaş’ın “Yanıyorum” parçasını birlikte seslendirdik ve albümde yer verdik.

Abdalların dünyasına hâkimim. Ankara ile Kırşehir’i Kızılırmak böler. Kırşehir tarafında Abdallar yaşardı. Bizim tarafa düğünlere gelip türkü söylerlerdi. Abdallar, Neşetler kültür toplayıcılarıdır. Geleneğini sadece müzikle değil sözüyle edebiyatıyla taşıyanlardır.  Neşet Ertaş makamsal olarak çok zengindir. İspanya’da flamenko neyse Türkiye’de bozlak dünyasında Neşet Ertaş’ın yarattığı müzik öyledir. Kürtlerde de bu dengbejlere denk gelir. Şarkı sözlerinde toplumsal sınıf ayrımının izleri görülebilir.

Kendi sınıfı dışında birini seviyorsa kavuşamıyordur. “Sevsem öldürürler, sevmezsem ben ölürüm” der... Toplumsal sınıf farkından kaynaklı yaşanmamış aşklar, dünyayı anlama çabası, mistik aşk vardır müziğinde.