Belçika’nın başkenti, Avrupa Birliği (AB) ve NATO’nun merkezi Brüksel’de 31 kişinin öldüğü, 260 kişinin yaralandığı terör saldırısının ardından güvenlik tartışması yoğunlaştı. IŞİD’in üstlendiği saldırının, Kasım 2015’te 130 kişinin öldüğü Paris saldırısı ile bağlantılı olabileceği düşünülüyor. Paris saldırısının Brüksel’in Molenbeek banliyösünde planlandığının ortaya çıkmasının ardından Belçika güvenlik önlemlerini artırmış, başkentte alınan olağanüstü önlemler sonucu hayat durmuştu.
Milliyet’te yer alan haberde, havaalanı ve metroyu hedef alan son terör saldırısı Belçika güvenlik güçlerinin; IŞİD hücrelerini barındıran göçmen nüfusun ağırlıkta olduğu banliyölerde önlem alamadığını, burunlarının ucundaki radikaller karşısında etkisiz kaldıkları ileri sürüldü.
Amerikan gazetesi New York Times, saldırıların Avrupa’nın “kırılganlığını ve savunmasızlığını ortaya koyduğunu” belirtirken, Belçika için “Sadece 11.2 milyon nüfusa sahip ülke, dünyanın en zengin ‘başarısız devleti’ olarak küçümsenme ile karşı karşıya” yorumunu yaptı. Egemen bir devlet olmanın temel şartlarını ve sorumluluklarını yerine getiremeyen ülkeleri tanımlayan ‘failed state’ (başarısız devlet) tabiri, daha çok Pakistan ya da Sahra-altı devletler için kullanılıyordu. Fransa’nın eski istihbarat şefi Bernard Squarcini ise, Paris saldırganı Salah Abdeslam’ın ancak dört ay sonra Brüksel’de yakalandığını ve yeni terör hücrelerinin fark edilemediğini hatırlatarak, “Belçikalılar, aynı anda birden fazla ciddi olayla ilgilenemeyecek kadar sınırlı” dedi.
AB Komisyonu’ndan dün yapılan açıklamada, birkaç gün içinde olağanüstü bir zirve ile ‘güvenlik’ konusunun ele alınacağını duyuruldu. Güvenlik uzmanları, artık Avrupa’nın önünde iki seçenek olduğunu belirtiyor:
“Ya artık bu tarz saldırıların Avrupa toplumunun bir parçası haline geldiğini kabullenmek, ya da ‘açık toplum’ kültürünü güvenlik lehine dengelemek.”
Avrupa’nın eleştirildiği noktaların başında havaalanı güvenliği geliyor. Alman kamu fonlu yayıncılık kuruluşu Deutsche Welle, Avrupa’da yolcu ve bagajların terminale girişte ve ardından check-in sonrasında kontrol edildiği tek ülkenin Türkiye olduğunu hatırlattı. Avrupa’da ise havaalanlarına girişte X-ray cihazları dahi bulunmazken, sadece kapılara gidilirken güvenlik kontrolü yapılıyor. Bu konuda 1972 yılında 26 kişinin ölümü ile sonuçlanan bir saldırının ardından havaalanı güvenliğinde en üst seviyeye ulaşan İsrail’in model olabileceği tartışılıyor. Bazı analistler, Avrupa’nın sadece havaalanları değil, alışveriş merkezleri gibi ‘yumuşak hedefler’de de güvenliği artırmak zorunda kalacağını söylüyor.