"Bu acelecilik niye, eğitimi rayından çıkarmaya kimsenin hakkı yok"

 "Bu acelecilik niye, eğitimi rayından çıkarmaya kimsenin hakkı yok"

Milliyet yazarı Abbas Güçlü, yine değişen üniversiteye giriş sistemine tepki gösterdi. Güçlü, "Lise ve üniversiteye girişte son durum ne? Üniversiteye girişte, YKS bu haliyle mi uygulanacak yoksa üzerinde rötuşlar yapılacak mı? Gelecek yıla ertelenme ihtimali var mı? Her kafadan bir ses çıkıyor ve son durumun ne olduğu konusunda kafalar karmakarışık. Bu acelecilik niye, eğitimi rayından çıkarmaya kimsenin hakkı yok" dedi.

Güçlü'nün "Bahçeli de beğenmedi!" başlığıyla (18 Ekim 2017) yayımlanan yazısı şöyle:

Yeni üniversiteye giriş sistemine toplumun her kesiminden tepki vardı, bu kervana MHP Genel Başkanı Bahçeli de katıldı. Devlet Bey yeni sistemi çok sert sözlerle eleştirdi ve “İktidar bize destek versin sınavları hepten kaldıralım” dedi. Nasıl olacağını açıklamadı ama belli ki bir bildiği var. Milli Eğitim Bakanı Yılmaz ve YÖK Başkanı Saraç kendisinden bir randevu alıp, sistemin detaylarını öğrenmeli. Atalarımız boşu boşuna “El elden üstündür” dememişler. Bakarsınız, gerçekten de sınavları tümüyle ortadan kaldıran bir sistem getirirler, biz de ayakta alkışlarız. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Başbakan Yıldırım’ın, öğrencilerin, velilerin, dershaneler ve yayıncılar dışında, toplumun her kesiminin istediği de bu değil miydi! Haydi Ankara, çözün bu işi, YÖK’ün, tarihi ve tarihçileri yok saydığı bir dönemde, tarihe geçin!

Bu suskunluk niye?

Veli ve öğrenciler dokuz doğururken, MEB, YÖK ve ÖSYM’den çıt çıkmıyor. Oysa kafalarda onlarca soru var. Keşke, en azından böylesi kritik dönemlerde, haftalık olağan basın toplantıları düzenleseler de kamuoyu bilgilense. Ama milyonların tedirginliğinin onların umurunda olduğunu sanmıyorum. Olsaydı, böyle mi olurdu? Lise ve üniversiteye girişte son durum ne? Üniversiteye girişte, YKS bu haliyle mi uygulanacak yoksa üzerinde rötuşlar yapılacak mı? Gelecek yıla ertelenme ihtimali var mı? Her kafadan bir ses çıkıyor ve son durumun ne olduğu konusunda kafalar karmakarışık. YÖK ve ÖSYM, uygulama ve puanlama konusuna keşke biraz daha açıklık getirse, işte o zaman kafa karıştıran şehir efsaneleri, yerini gerçeklere bırakır. Bu arada, yeni sistemin bazı yayıncılar tarafından önceden bilindiğine yönelik iddialar var. YÖK Başkanı Saraç’ın açıklamasından iki gün sonra yeni sisteme göre hazırlık kitapları basılmış! Yine aynı şekilde, yeni sisteme göre açılan kurslar diye ilanlar görmeye başladık. Eğer önceden bilgileri yoksa bu kadar hızlı hareket etmeleri mümkün mü? Ve bütün bu gelişmelere YÖK ne diyor?

TEOG  gitti de...

MEB, TEOG’u kaldırmaya kaldırdı da yerine ne getirecek? Milyonlarca veli, öğrenci, öğretmen tedirgin bir bekleyişte. Yaşananlara isyan edip, okula gitmekten bile vazgeçen öğrenciler var. MEB’in görevi, öğrencileri okula küstürmek değil, öğrenim aşkını daha da artırmak olmalı. En azından isteyen sınava girecek, istemeyen girmeyecek yönünde bir açıklama konusunda biraz bilgi verilse de herkes önünü görebilse. En kötüsü sessizlik ve şu anda yapılan da bu!

Tarih öğretmenleri

YÖK’ün yeni sınav sistemi en çok tarih öğretmenlerini vurdu. Türkçe ve matematik öğretmenleri dışında etkilenmeyen de yok gibi. Kapı önüne konan öğretmen sayıları hızla artarken, konuya MEB’in sessiz kalması düşünülemez. Amacın sınav odaklı bir eğitim olmadığı, sınavların sadece bir araç olduğu, özellikle, özel okullara çok net anlatılmalıdır. Dershanelere gelince! Tüm düzenlerini değiştirdiler, öğretmenlerini kapı önüne koydular. Peki, ya yarın geri adım atılırsa ne olacak? Bu acelecilik niye?