Bu akşam Jack White'ın sahnesini Umut Adan açacak

Bu akşam Jack White'ın sahnesini Umut Adan açacak

Bu akşam (7 Kasım) döneminin en yetenekli müzisyenlerinden kabul edilen Jack White 18.00'da İstanbul’da bir konser gerçekleştirecek. Volkswagen Arena’da ABD’li sanatçının sahnesini ise Umut Adan açacak.

Berk Sayan’ın Redbull.com.tr’deki röportajı şöyle:

Uzun süre İtalya’da yaşamış olan söz yazarı/besteci/müzisyen, 2010 yılından bu yana İstanbul’da. Türkiye’ye döndükten sonra şarkılarını yayınlamaya başlayan Umut, sayıca fazla ama niteliksiz üretimler vermektense emin adımlarla ilerlemekten yana olduğunu söylüyor.

Yakın gelecekte ilk uzunçalarını yayınlamayı hayal eden müzisyene planlarını, geçtiğimiz yaz aylarında İngiltere'de sahne aldığı At The Edge Of The Sea festivalini ve İstanbul'da Jack White'tan önce grubuyla sergileyeceği performansa nasıl hazırlandığını sorduk. 

Neler yapıyorsun şu aralar? 2010 yılında İstanbul’a yeniden ayak bastığımdan bu yana iki adet 45’lik yayınladım. Şimdi üçüncü 45’liğimizi kaydetmek üzere tekrar stüdyo sürecine girdik. Muhtemelen ocak/şubat ayında kayıt süreci bitmiş olur. 2015 yılında yayınlamayı planladığımız uzunçalarımızdan önce bir ya da iki 45’lik yayınlamayı planlıyoruz.

Neden plak formatını tercih ediyorsun? İki sebebi var. Birincisi, çalışmalarını zamana yaymak isteyen her müzisyenin, müzik tarihinin ilk büyük arşiv mekanizması olan plağa yatırım yapması gerekli. Kalıcı olmak istiyorsanız vinil baskıyı tercih etmelisiniz. İkincisi de ses faktörü. Yapılan çalışmanın pikaptan yayıldığını duymak ayrı bir zevk. CD dönemi dünyadan çok şey götürdü bu bakımdan.

Şu ana kadar iki 45’lik halinde dört şarkı yayınladınız. Sahnede neler çalıyorsunuz? Sahnede benim şarkılarımı çalıyoruz. İlgi çeker veya çekmez endişesi taşımıyoruz. Karşımızdakiler bizim şarkılarımızı bilmese dahi biz o an yapabileceğimizin en iyisini gerçekleştirme arzusuyla çıkıyoruz sahneye. Her konserde lezzet olsun diye bir cover hazırlıyoruz. Cover’ların seçimini paranoyak bir detaycılıkla Grinderman, Love ya da The Wedding Present gibi isimlerden seçiyoruz.

2015’te çıkarmayı planladığın albümde 45’lik olarak yayınladığın şarkılar yer alacak mı? Muhtemelen olacaktır. Tüm şarkılarımız arasından seçim yaparak hazırlayacağız albümü. Grup arkadaşlarım, prodüktörümüz ve menajerimizle ortaklaşa karar vereceğiz. Diğer yandan, yol gözüküyor aslında. Albüme gireceğine emin olduğum sonlanmamış besteler var mesela. Her şarkı kendi karakteriyle geliyor, bazı şarkılar daha yoldayken dirsek koyuyor, "ben orada varım" diyor.

Geride bıraktığımız yaz Brighton’da At The Edge Of The Sea festivalinde çaldınız. O deneyiminizden bahsedebilir misin? Menajerimiz Mete Avunduk, festivalin küratörlüğünü yapan The Wedding Present kurucusu David Gedge’le iletişime geçti. Bize yazdığı geri dönüş mail’inde “Umut’a ve ekibine sahne vermek isteriz” dedi. Fakat festivalin çok yaklaştığını, bir sonraki sene için irtibatta kalmamızın daha mantıklı olacağını söyledi. Ancak, 2013’ün Nisan ayında The Wedding Present’ın İstanbul konseri için geldiğinde, “Ne oldu sizin iş, Umut çalacak mı?” diye sordu. Böylece biz 2014 yazında Brighton’da At The Edge Of The Sea sahnesinde yer aldık. Dünya çapında isimlerle sahne aldık o festivalde. Bazı bakımlardan ne yaşadığımızın farkına tam olarak varamadığımızı düşünüyorum. Grupça lafladığımız zamanlarda, o sahnedeki bizdik diyerek güldüğümüz oluyor. Seneye tekrar sahne alabiliriz.

Ana odaklanırsan, o sahnede olmak nasıl bir duyguydu? Orada sahne biraz sıcak, o kadar rahat değil. Askeri disiplin var diyebilirim. Türkiye’de nazınızın geçtiği insanlar sizi kırmıyor ve isteklerinizi yerine getirmeye çalışıyorlar. İngiltere’de karşımızdaki çocuklar dünyanın en tatlı insanlarıydı ama nazikçe "bu mümkün değil" demeyi de bildiler.

Jack White’ın altında çalacaksın. İngiltere’de At The Edge Of The Sea’de sahne almak mı, kendi memleketinde büyük bir yıldızın altında çalmak mı daha heyecan verici? Bu soruyu ben de günün çeşitli saatlerinde kendime soruyorum. Ne olursa olsun, Jack White’tan önce çaldığımızı hatırlamak zorundayız. Bundan kaçamayız. Jack White’a, bizi o sahneye layık görenlere ve hepsinden önce dinleyicilere en iyi performansı vermek için rahatlamak zorundayız. Rahatlık en önemli faktör. Üç albümü olan sıkı bir İngiliz grubu için de geçerli aynı stres. Sanatçının kim olduğu belli, kalibresi belli, niyeti belli, vizyonu belli… Gaza gelerek gidersen, batacağın garanti. Sanatsal tarafı ikinci plana düşürdüğün an bir yere varamazsın. O sahnelere ayağını basmak ve alnının akıyla ayrılmak istiyorsan hazırlık ilk planda olmalı. Dinleyiciye minnet, yaşadığın ana karşı mutluluk duygusu ve eksiksiz hazırlık lokomotifimiz olur.

Jack White'ın dünyanın farklı yerlerindeki birçok konserini Lucius grubu açıyor. Ancak Türkiye konserinde ön grup sizsiniz. Nasıl gerçekleşti bu? Jack White'ın ekibi organizasyon firmasından konseri açmak üzere Türkiye'den müzisyen ve grup önerileri istemiş. Gönderilen isimler arasından bir tercih yapılmış ve Amerikalı ekip konseri benim açmam konusunda hemfikir olmuş. 

O akşam neler çalacaksın? Kendi şarkılarımın yanında bir tane de Anadolu türküsü çalabilirim. İki alternatifimiz var. Daha karar vermedik ama bir tanesini çalacağız muhtemelen. Etnik ve naif bir performans sunmak istiyoruz. İstikrarlı giden fakat dinamikleri canlı bir sahne olsun istiyorum.