‘Bu çocuk bizim son şansımızdı’

İzmir Tepecik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 13 bebeğin ölümü ile ilgili yapılan araştırma sonucunda Bilim Kurulu olanlar bir kazadır açıklamasında bulundu. Bilim Kurulu'nda görev alan Prof. Dr. Rahmi Örs, 13 bebeğin ölüm nedenini "Hatasız kul olmaz" sözleriyle açıklarken, bebeklerini kaybeden Özcan ailesi ‘Bu çocuk bizim son şansımızdı’ diyerek gözyaşı döktü. 13 bebeğin öldüğü Tepecik Hastanesi'nden 5 aile şikâyetçi oldu. Bilim Kurulu'nun ilk incelemesine göre ölümlerden 6'sı enfeksiyondan meydana geldi. Savcı olayın polise geç intikal ettirildiğini söyledi. Bebekleri ölenlerden polise ifade veren 10 aileden 5'i şikâyetçi oldu. Soruşturmayı yürüten İzmir Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Hastaoğlu olayın polise geç intikal ettiğini belirterek, "Bebeklerin ölümüne neden olan etkenleri ve olayda kim ya da kimlerin sorumlu olduğunu araştırıyoruz. Bir ihmal olup olmadığı da sorgulamalar sonunda ortaya çıkacak" diye konuştu. Sağlık Bakanlığı müfettişleri soruşturma başlattı. ‘Olay bir kazadır’ açıklaması Bebek ölümleri üzerine Sağlık Bakanlığı'ndan 4 uzman ile bir müfettişten oluşan Bilim Kurulu dün sabah 09.00-17.00 saatleri arasında hastanede çalışma yaptı. İnceleme sonucu ölümlerin enfeksiyondan meydana geldiği açıklandı. Alınan kan örnekleri, kullanılan cihaz ve sıvılardaki incelemede ölen 5 bebeğin kanında "Etrobakter Kloase" adı verilen kan dolaşımı enfeksiyonuna rastlandı. Kurul adına açıklama yapan Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Recep Öztürk şunları söyledi: "5 bebekten alınan örnek sonucunda çocuklarda damardan verilen sıvılardan bulaşan kan dolaşımı enfeksiyonu tespit edildi. Şu anda damar içi salgınıyla karşı karşıyayız. Aslında Tepecik Hastanesi'nde alt yapı uygun, çalışanlar çok profesyonel, ancak bu olay gerçekleşmiş. Kimseyi suçlamak mümkün değil. Biz hatanın hangi sistem hatasından kaynaklandığını bulmaya çalışıyoruz. Bu olay bir kazadır. Tüm sıvılara el konuldu. Ayrıntılı inceleme yapılıyor. Kesin sonuçlar 2-3 gün sonra daha ayrıntılı ortaya çıkar." ‘Hatasız kul olmaz’ Bilim Kurulu'nda görev alan Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rahmi Örs de "Teknik imkânlar ne kadar iyi olursa olsun böyle ölümlerin yaşanacağını" söyleyerek "Hatasız kul olmaz" dedi. Hastane Başhekimi Prof. Dr. Gazi Yiğitbaşı ve Çocuk Sağlığı Hastalıkları Kliniği Şefi Doç. Dr. Nejat Aksu ile basın toplantısı düzenleyen İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Mehmet Özkan olayın ilk saatlerinden itibaren gerekli önlemlerin alındığını öne sürdü. ‘Bize göre ihmal yok’ Özkan gazetecilerin, "Herhangi bir ihmalin olup olmadığı" yönündeki soruya, "Bize göre ihmal yok. Ancak, bunun tarafsız bir heyet tarafından ortaya konulması gerekir. Dört kişilik Bilimsel Kurul bu konuda son kararını verecektir. Aileleri bilgilendiriyoruz. Kuvöz eksikliği diye bir sorun yok. Hastanede personel eksikliği sorunu da yok" şeklinde cevap verdi. Klinik Şefi Aksu ise ölen 13 bebekte çeşitli rahatsızlıklar bulunduğunu açıkladı. İzmir Valisi Cahit Kıraç'da "Bir gecede 13 bebeğin ölümünün izah edilmesi lazım. Bu olayın takipçisi olacağız" dedi. ‘Bu çocuk bizim son şansımızdı’ 17 günlük bebeğini kaybeden Suat Özcan (38) eşinin yüksek tansiyon hastası ve ayaklarından engelli olduğunu ve büyük bir risk alarak hamile kaldığını anlattı: "Adını Ali koyacaktık. Eşimin durumu nedeniyle bu bizim ilk ve son bebek şansımızdı. 8 yıl sonra ilk bebekti Sekiz yıllık evlilikleri boyunca kalp rahatsızlığı nedeniyle 3 kez kürtaj olan ve son hamileliğinde bir kilogram ağırlığında bir erkek bebek dünyaya getiren Gülseven Doğan da oğlunu kucağına alamadı. Baba Ali Metin de "Oğlumuza Mert adını düşünüyorduk. Sorumlulardan davacı olacağız" dedi. Ölüm haberi sahurda geldi Manisa'nın Akhisar ilçesinde yaşayan Halide-Halit Can çifti, 18 gün önce 7 aylık ve 1 kilo 200 gram doğan ilk çocukları Ceren Can'ı kaybettiklerini anlattılar: "Ölüm haberini sahurda telefonla verdiler. Ölüm sebebi olarak solunum yetersizliğini gösterdiler." Can ailesi ifade vererek şikâyetçi oldu. ‘Eylül adını koyacaktık’ Bebeğinin 10 Eylül'de 29 haftalık dünyaya geldiğini söyleyen Özcan Akman ancak kendisinin pazar günü hastaneyi arayınca öldüğünü öğrendiğini öne sürerek, "Bakanlığa durumu bildirdim. Olay şikâyetim üzerine ortaya çıktı" dedi. Anne Nazife de bebeğe Eylül adını koyacaklarını söyledi. ‘Hastane pislikten kokuyordu’ Torbalı'da yaşayan Bahar Özkan ise 5 gün önce 26 haftalıkken 860 gram ağırlığında dünyaya getirdiği bebeğinin öldüğünü hastaneden gelen telefonla öğrendiğini anlattı. Baba Zemihan Özkan ise şikâyetçi olmadığını belirterek, "Hastanedeki ağır ve pis koku üstünüze bile siniyordu" dedi. Acılı babalar dava açacak Mehmet Emin Bilinmiş 6.5 aylıkken dünyaya gelen ikizlerinden Aleyna'yı saat 23.00'te, Tuana'yı ise ertesi gün saat 22.00'de kaybettiklerini söyledi. Mehmet Özölçer ise bu ay sonunda evliliklerinin ilk yıllarını kutlamaya hazırlandıklarını, ölen bebekleri için davacı olacağını söyledi. ‘Ödemeyi sonra yap’ dediler Beydağ ilçesinden Uğur Kır, "Solunum yetmezliği nedeniyle öldüğünü söylediler. İzmir'e gittim. 'Bugün pazar çıkış işlemleri yapılmıyor, kasa kapalı, ödemeyi daha sonra yapın' diyerek eşimi taburcu ettiler, cenazeyi elime verdiler" dedi. ‘Şikayetçi olmadık’ Manisa'nın Salihli ilçesinde yaşayan dünyaya getirdikleri bebeklerini kaybeden Ayşe- Mehmet Aydın çifti üzgün. Ayşe Aydın İzmir'e gidecek paraları olmadığı için hastane yönetiminden şikâyetçi olmadıklarını söyledi. ‘Bu çocuk bizim son şansımızdı’ 17 günlük bebeğini kaybeden Suat Özcan (38) eşinin yüksek tansiyon hastası ve ayaklarından engelli olduğunu ve büyük bir risk alarak hamile kaldığını anlattı: "Adını Ali koyacaktık. Eşimin durumu nedeniyle bu bizim ilk ve son bebek şansımızdı.