T24 - Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan yargılandıkları davayı irdeleyerek; cezaevindeki yaşamı anlattı.Kısa bir süre önce darbe günlüklerinin ergenekon ile bir iliskisi olamdığı kararına varılarak yetkisizlik kararı veridi. Cumhuriyet gazetesinde yer alan haber şöyle: Silivri söyleşisi Davanın özü nerede? Davanın özü olarak görülen “darbe günlükleri”nin Ergenekon’la bağlantısı olmadığı yönündeki savcılık kararıyla tutuklulukları yeniden tartışmaya açılan Balbay ve Özkan kamuoyuna seslendi. “Generallere dava açmaya bile gerek görmediler. Onlar nerede” diye soran iki gazeteci, davanın bitirilmemek üzere açıldığını vurguladı. İlerledikçe uzayan dava Balbay ve Özkan, “Ergenekon davasıyla Türkiye aydınlığa kavuşturulacak” iddiasını anımsatarak “Herkes kendine sorsun. Aydınlığa mı kavuştuk, karanlığa mı? Demokrasi mi geldi, korku mu” sorularını yöneltti. Gazeteciler, davayı “toruna miras davası” olarak niteledi. Üç yıldır süren Ergenekon davası bitirilmemek üzere açılmış Torunlara miras bırakılacak dava Balbay (B): Nereden başlayalım? Özkan (Ö): Önce davayı enine boyuna konuşalım, tartışalım. Bugüne kadar hiç yapılmayanı yapalım... B: Haklısın... Dava, medyada olağanüstü beklentilerle, yakıştırmalarla başladı. Şimdi günlük haberlerin bir parçası olarak devam ediyor. Ö: Üç yıldır bu davayla Türkiye’yi aydınlığa kavuşturacağız diyorlardı. Herkes kendisine sorsun; aydınlığa mı karıştık karanlığa mı? Her şey daha mı karıştı, yoksa çözüldü mü? Demokrasi mi geldi korku mu? B: Açtığın konu başlı başına bir kitap olacak ölçekte. Ergenekon davalarına gelirsek, birinci ve ikinci davanın bu şekilde devam edemeyeceğini artık herkes gördü. Biz ikinci davanın gazeteci olarak tanığı ve sanığıyız. Ö: Gazeteci olarak başlık atmak zorunda kalsaydın, bu davada gelinen nokta için ne derdin? B: Birlikte düşünelim... Örneğin, görüldükçe uzayan dava, Ergenekon davası destanından daha zorlu, sanıktan toruna dava mirası, torunlarına miras olarak dava bırakacaklar... Ö: Ben de senden esinle söyleyeyim: Ergenekon her yere kondu... B: Ama kalkamadı... Ö: Bu davanın bitmesi mümkün değil, çünkü arkasındaki siyasi irade Türkiye ile işini bitirmedi daha... B: Bu noktadan devam edelim. Bu davanın içine her kesimden insan katıp, aydınlanmış aydınlanmamış her olayı koydular, yakın tarihi dava üzerinden yeniden yazmaya koyuldular. Hukuki süreç bir yana, davanın siyasal hedefi bu... Ö: Sadeleştirelim... Amaç, muhalifi susturmak, halkı korkutmak, bizim üzerimizden, bizim derimizi yüzerken Türkiye’ye yeni bir gömlek giydirmek. Salonu gözünün önüne getirsene, sol tarafta 20-30 yaş arası terörist, suikastçı, katil, tetikçi denilen teğmenler ve polisler, geri kalanı 73 yaşında bir sendikacı, emekli albaylar, sen, ben, etçiler, emlakçılar. Davanın özü diye sorunca yargıç, savcı diyor ki darbe, generaller nerde? Onlar için dava açmaya gerek görmediler.