Cem Onur YARAR (Ankara Üniversitesi)
Gündemi o kadar yoğun ki, ne büyük bir ozanını kaybettiğinin henüz farkında değil Türkiye.O da diğer bütün büyük ozanlar gibi cismiyle değil, eserleriyle tanınırdı. Efkarlandığınızda, zara düştüğünüzde “Bugün benim efkârım var zarım var” diyerek imdada koşan Aşık Özlemî’ydi o. İşte bu büyük ozanı ecel oku, birkaç gün öncebir aracın altında geldi vurdu.
Gerçek adı Muammer Badem olan Aşık Özlemî, Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Aşık Barani, gibi halk ozanları geleneğinin temsilcisiydi. Elbette bu geleneğin “acıyı bal eylemek” gibi bir düsturu vardı ve Özlemî’nin hissesine de düşen acılar mevcuttu. Daha 12 Eylül 1980 darbesinin ilk günü, Devrimci Yol Gençlik Dernek binasındaki panoda asılı olan “Birtanem” adlı şiiri nedeniyle iki buçuk yıl sürecek mahpusluk hayatı başladı. Tutuklu kaldığı bu süre sonunda çıkarıldığı ilk mahkemede serbest kalmasının bir ödülü olmalıydı ve oldu da: Esaretten kurtuluşunun ilk günü evinden alınarak 20 ay sürecek askerlik görevine gönderildi. Tutukluluk ve askerlik sonrası inşaatlarda çalışmayla, demirci ustalığıyla, memurlukla geçen ve henüz 57 yaşındayken bir aracın altında kalarak sona eren bir hayat. Ve bu hayattan bize kalanlardan sadece bir kaçı “Gidiyorum suna boylum, sen ağlama”, “Açma yaramı yürü yalan dünya, senden usandım”, “Ömrüm”, “Eller güldü ben gülemedim”, “Felek beni adım adım”.
Bugün Amasya’nın Gümüşhacıköy ilçesinin İmirler köyünde toprağa verilecek olan Aşık Özlemî’yi kendi dizeleriyle uğurlayalım.
Özlemîyem gayri dostum yoruldum Deli akar idim şimdi duruldum Felek bir ok attı şimdi vuruldum Vay başıma gelene bak gelene