"Bu fotoğrafta Başbakan'ın da olması gerekmez mi?"

"Bu fotoğrafta Başbakan'ın da olması gerekmez mi?"

Yeniçağ yazarı Orhan Uğuroğlu, Twitter'dan açıklama yaptıktan sonra Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı arayan ABD Başkanı Donald Trump'ın, telefon görüşmesi sırasında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde verilen fotoğrafı değerlendirdi. Uuğuroğlu,  "Soçi gibi önemli bir zirve sonrası Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanının burada olması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gerek bilgi alması gerekse Amerika Başkanı Donald Trump ile yapılan görüşme hakkında bilgi edinmesi gerekmez mi?" diye sordu.

Uğuroğlu'nun "Başbakan nerede?" başlığıyla (27 Kasım 2017)  yayımlanan yazısı şöyle:

Cumhurbaşkanı ceketi çıkarmış, yelekli, makam masasında oturuyor. Sağ kolu makam koltuğunun sapında, sol eli sol ayağının dizinde önündeki kırmızı kaplı dosya sağ yanında sözcüsü İbrahim Kalın not tutuyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu sol başta oturuyor, çenesinde olan sağ elinde bir kalem önünde ama biraz uzağında kırmızı kaplı biri kapalı biri açık iki dosya var.

Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarı Hakan Fidan, Erdoğan'ın karşısında sol eli çenesinde sağ elinde bir kalem ile önünde de beyaz bir kağıt var.

Çavuşoğlu'nun arkasında 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nın, Erdoğan'ın arkasında ise Altay tankı maketinin yer aldığı görülüyor. Odada dikkat çeken bir diğer ayrıntı da Çanakkale Savaşı'nda son erine kadar şehit düşen 57. Alay'ın sancağı bulunuyor.

Cumhurbaşkanlığının iki görevlisi de ayakta not tutuyor.

Tüm detayları var da sizce bir eksik yok mu?

Var, Başbakan Binali Yıldırım orada yok.

Soçi gibi önemli bir zirve sonrası Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanının burada olması ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan gerek bilgi alması gerekse Amerika Başkanı Donald Trump ile yapılan görüşme hakkında bilgi edinmesi gerekmez mi?

Elbette gerekir.

Denilebilir ki Çavuşoğlu Başbakana aktarır ama ben de Yıldırım, Çavuşoğlu'na anlatabilir derim.

Bu fotoğraftaki yukarıda yazdığım çok gereksiz tüm detayları çeşitli medya haberlerinden aldım ki hiç birisi Başbakan Binali Yıldırım'ın bu odada olması gerekli olduğunu vurgulamıyorlar.

"Birbirimizi kandırmayalım hükümet mi var, başbakan mı var? Cumhurbaşkanı var ya" derseniz itiraz ederim, kıyamam Başbakana, kıyamam ülkemin yürürlükte olan Anayasasına.

Peki, Erdoğan neden kıyıyor?

16 Nisan anayasa değişikliği Kasım 2019'da yürürlüğe girecek ama Erdoğan'ın seçilme garantisi yok ki?

O güne kadar Başkanlık keyfini, tek adam olarak devleti yönetmenin keyfini yaşıyor.

Binali Yıldırım'ın Başbakan olarak iç ve dış politikada etkin kılınmamasının nedeni hükümetin tüm yetkilerini Erdoğan'ın şahsına almasıdır.

Bakıyorum da bu tablodan muhalefet de hiç rahatsız değil.

Onlar da bu tabloya alıştılar.

Cumhurbaşkanlığı, hükümet, iktidar, muhalefet ve medyanın onda dokuzu Erdoğan'ın yönettiği devlette bir eksiklik görmüyorlar ama tank maketini, sancağı, 15 Temmuz amblemini görüyorlar.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, "80 milyon kardeşim var benim. Onların da mutlaka ve mutlaka protein oranını artırmamız lazım. Bizim torunlarımızın et yemesi lazım. Bizim gençlerimizin daha fazla süt alması lazım, daha fazla protein alması lazım" diye teşhisi koydu.

Uzmanlar da protein eksikliğinin zekâ gelişmesini olumsuz etkilediğini vurguluyorlar.

Türkiye'de siyasetin durumuna ve seçmenlerin tercihlerine bakınca protein eksikliğinin önemini hatırlatan Fakıbaba'nın babalığına da teşhisine de hak vermemek mümkün mü?