Bu hafta Çin ön planda

Bu hafta Çin ön planda

Gecen haftaya Avrupa'dan gelen haberler ile iyi başlayan piyasalar, son iki günde yeniden beliren endişeler ve ABD verileri ile kırmızıya döndü. Öyle görünüyor ki; Avrupa Merkez Bankası kararı ve Avrupalı liderlerin bir araya geldiği zirve, piyasalarda kalıcı bir ikna etkisi yaratamadı, AMB Başkanı Draghi'nin açıklamaları ise bunun üzerine tuz biber oldu.

Bu hafta uzak doğudan ABD'ye kadar birçok merkezden gelecek veri ya da açıklamalar var. Ama muhtemelen bunlar içinde en önemlileri Dünyanın ikinci büyük ekonomisi Çin kaynaklı olanlar: 2.çeyrek büyüme hızı, Haziran ayı dış ticaret verileri, kredi büyüme hızı.

Çin ekonomisini yakından izlemeyenler için birkaç küçük hatırlatma: Uzun yıllar süren yüksek hızlı büyümenin ardından, küresel krizin de etkisiyle batılı ülkeler tarafından para birimi yuana değer kazandırması için baskıya maruz kalan Çin’de, ihracat artışı eski hızında değil. İthalat ise nispeten canlı sayılır. Bu nedenle Çin'e dünyanın en büyük rezervlerini kazandıran dış ticaret fazlası giderek daralıyor.

Diğer taraftan, Çin ekonomisi 2011 yılını yüzde 9.2 büyüme ile tamamlamasına rağmen, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 8.1 büyüdü. Son beş çeyrekte ekonominin büyüme hızında bir gerileme var. 2012 geneli hedefi ise yüzde 7.5.

Son aylardaki kademeli soğumanın bu hafta açıklanacak büyüme verilerinde daha da belirginleştiği görülebilir. Nitekim ülkedeki üretimin öncü göstergesi olan Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) yaklaşık dokuz aydır iç açıcı bir performans göstermiyor.  Bu haftaki büyüme beklentisi yüzde 7.5. Bu, dünyanın pek çok ülkesi için hayal edilemeyecek kadar yüksek bir oran olsa da; Çin gerçeği düşünüldüğünde düşük bir hız olarak kalıyor.

Herkes Avrupa'ya odaklandığı için belki gözlerden kaçtı ama bu hafta Çin Merkez Bankası da faiz oranlarında indirime giderek borçlanma oranını yüzde 3'e, borç verme oranını ise yüzde 6'ya çekti. Bu hareket hiç beklenmedik bir zamanda ve önceki indirimin ardından bir ay bile geçmeden yapıldı. Yani, ortada beklenenden hızlı soğuduğundan endişe edilen bir ekonomi var.

7.5'in altında gelecek bir oran, borsalarda satışa, petrol ve diğer emtialarda düşüşe neden olacaktır. Ama belki de sorulması gereken soru şu: "7.5'ten yüksek bir oran, piyasalarda kalıcı bir pozitif etki yapar mı?"

Bu düşük bir olasılık. Dünya ekonomisinin birçok sorunu var. Çin'in ne kadar büyüdüğü önemli olsa da, bugünlerde ilk akla gelen sorun bu değil. O nedenle, 7.5’ten iyi bir oran gelse bile bunun pozitif etkisi kısa sürecektir. Çünkü asıl beklenen şey önce Avrupa sonra da ABD ekonomilerinden ciddi düzelme işaretleri.

Son olarak bu hafta Türkiye’de açıklanacak olan iki önemli veri olduğunu hatırlatalım. Pazartesi sabah 10’da açıklanacak olan Mayıs ayı sanayi üretim endeksi, ikinci çeyrekte büyümenin nasıl seyrettiğine yönelik bir işaret olacaktır. Çarşamba sabah 10’da gelecek olan Mayıs ayı ödemeler dengesi ise altı aydır gerilemekte olan cari açıktaki son durumu göstermesi açısından önemli.