İşte o filmler:
TİTANLARIN ÖFKESİ / WRATH OF THE TITANS
Jonathan Liebesman'nın yönettiği “Titanların Öfkesi (Wrath of the Titans)” filminde, Sam Worthington, Ralph Fiennes ve Liam Neeson bir kez daha savaşan tanrılar olarak seyirci karşısına çıkacak.
Korkunç Kraken'in kahramanca üstesinden geldikten 10 yıl sonra Zeus'un (Neeson) yarı tanrı oğlu Perseus (Worthington), 10 yaşındaki oğlu Helius ile birlikte bir kasaba balıkçısı olarak, daha sakin bir hayat yaşamak istemektedir. Bu arada, tanrılar ve Titanlar arasında üstünlük mücadelesi başlar.
Hades ve Zeus'un tanrı oğlu Ares (Edgar Ramirez) sözlerinden dönüp, Zeus'u yakalamak için Kronos'la anlaşma yapınca, Perseus daha fazla kayıtsız kalamaz. Zeus'un kalan güçleri de çekilince Titanlar daha da güçlenir ve dünya cehenneme döner.
ŞANSA BAK / 50/50
“Şansa Bak (50/50)”, genç bir adamın, ölümcül bir hastalığı, hayatı anlamak ve keşfetmek için eşsiz bir fırsata dönüştürmesini anlatan öyküsüyle dikkati çekiyor.
Arkadaşlık, sevgi ve hayatta kalma mücadelesi hakkındaki filmde, Joseph Gordon-Levitt, Seth Rogen, Anna Kendrick, Bryce Dallas Howard ve Anjelica Houston rol alıyor.
Senaryosunu, kendisi de kanserle mücadele eden Will Reiser'ın yazdığı filmi Jonathan Levine yönetti.
Filmin konusu şöyle:
“Yetenekli bir ressam sevgilisi ve mükemmel işiyle 27 yaşındaki Adam'ın hayatında her şey yolunda gibidir. Ancak dinmek bilmeyen sırt ağrılarından mustarip olunca, muhtemelen ölümcül ve ender rastlanan bir tür kanser hastalığına yakalandığını öğrenir. Bel kemiği boyunca gelişen, büyük ve kötü huylu bir tümör hayatını bir anda değiştirir. Arkadaşlarla kahve içmenin yerini kemoterapi klinikleri, sergi açılışlarının yerini psikolojik terapi seansları; gelecek planlarının yerini de hayatta kalma stratejileri alır.”
BÜYÜK MÜCİZE / BIG MIRACLE
“Büyük Mucize (Big Miracle)”, Tom Rose'un, “Freeing the Whales-Balinaları Özgürleştirmek” kitabından uyarlanarak, Ken Kwapis yönetmenliğinde beyaz perdeye aktarıldı.
Gerçek bir hikayeye dayanan film, bir gri balina ailesini Kuzey Kutup dairesinde hızla oluşan buzullardan kurtarmak için kendilerine engel olmak isteyen süper güçlere karşı bir araya gelen küçük bir kasabanın haber kanalı muhabiriyle (John Krasinski) bir Greenpeace gönüllüsünün (Drew Barrymore) öyküsünü anlatıyor.
Krasinski'nin canlandırdığı, daha büyük bir piyasaya geçmeye can atan yerel bir kanalın televizyon muhabiri Adam Carlson, dünyanın takip ettiği bir haberin peşine düştüğünde, eski sevgilisi ve lafını sakınmayan bir çevreci olan Rachel Kramer ile bir araya gelir.
Zaman daralırken Rachel ve Adam, kuzey bölgelerinin yerli halkından sıra dışı bir grup toplar. Herkes dikkatini yerkürenin en tepesindeki bu noktaya çevirmişken, türü tehlike altında olan bu hayvanları kurtarma amacı, birbirlerine diş bileyen ülkeleri bir araya getirir ve soğuk savaşa kısa bir süreliğine de olsa ara verilmesine vesile olur.
KAOS: ÖRÜMCEK AĞI
Cem Gül'ün yönettiği, Tolga Küçük'ün senaryosunu yazdığı “Kaos: Örümcek Ağı” filminde, Gökhan Mumcu gözü pek bir SAT Komandosu Yüzbaşı Mete, Rojda Demirer ise ajan olarak beyaz perdeye yansıyacak. Mumcu, filmdeki aksiyon ve kavga sahnelerinin tamamında dublör kullanmayarak, kendisi oynadı. Filmin kötü adamını ise Cemal Hünal canlandırdı.
Çekimleri İstanbul'da gerçekleşen “Kaos: Örümcek Ağı”, yüksek temposu, nefes kesen aksiyon sahneleri, Türk sinemasında ilk kez kullanılan görsel efektleri, dövüş koreografileri ve son derece iddialı konusuyla aksiyon filmi sevenlerin yüzünü güldürmeyi amaçlıyor.
Türkiye'de derin devlet yapılanmalarını, iktidar mücadelelerini ve Orta Doğu'daki halk hareketlerini konu edinen film, cesur komplo teorileriyle de çok konuşulacak.
PAMUK PRENSES'İN MACERALARI / MIRROR MIRROR
Fantastik komedi filmi “Pamuk Prenses'in Maceraları (Mirror Mirror)”, bilindik Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler masalının, söylenmemiş taraflarını anlatan bir uyarlama olarak dikkati çekiyor.
“Ölümsüzler” ile tanınan Tarsem Singh'in yönettiği filmde, Julia Roberts, Sean Bean, Nathan Lane, Lily Collins, Armie Hammer ve Mare Winningham rol alıyor.
Film, kötü niyetli bir cadının (Julia Roberts), güzeller güzeli Pamuk Prensesi (Lily Collins) sürgüne gönderip, krallığın başına geçmesini mizahi bir dille aktarıyor. Filmde Pamuk Prenses, ormanda tanıştığı Yedi Cüceler'in yardımıyla tacını geri almayı uğraşırken; Kötü Kraliçe, Prens Andrew'u (Armie Hammer) kendisine aşık edip, evlenmeye çalışıyor.