İşte o filmler:
Yönetmen Tim Burton, Johnny Depp, Michelle Pfeiffer ve Helena Bonham Carter'ın aralarında bulunduğu yıldız oyunculardan oluşan bir kadroyla kült klasik dizi “Karanlık Gölgeler”i (Dark Shadows) beyaz perdeye taşıdı. Film, İngiltere'den 1750 yılında ailesiyle birlikte geldiği Amerika'da bir balıkçılık imparatorluğu kuran Barnabas (Johhny Depp), aşık olduğu güzel Angelique Bouchard'ın (Eva Green) kalbini kırdığında, bir cadı olan Angelique tarafından vampire dönüştürülerek, canlı canlı gömülür. Yaklaşık iki asır sonra tesadüfen serbest kalan ve kendini çok değişmiş olan 1972 yılının dünyasında bulan Barnabas, malikanesine dönerek, ailesinin adını eski görkemine kavuşturmak için işe koyulur. “Karanlık Gölgeler”, Seth Grahame-Smith'in senaryosuna, John August ile Grahame-Smith'in hikayesine ve Dan Curtis'in yarattığı aynı adlı televizyon dizisine dayanıyor.
Galata Film'in 12 milyon dolara çektiği ve “Türk sermayeli ilk yabancı film” özelliği taşıyan “Babam İçin” (Will), 11 yaşındaki Will'in Liverpool'daki yetiştirme yurdundan kaçıp, tuttuğu takım, babası ve hayalleri uğruna İstanbul'daki şampiyonlar ligi finaline gelişini anlatıyor. Yönetmenliğini Ellen Perry'nin üstlendiği filmde, Damian Lewis, Bob Hoskins, Perry Eggleton ve Canan Ergüder'in yanı sıra ünlü futbolcu ve antrenör Kenny Dalglish ve halen Liverpool FC kulübünün milli futbolcuları Steven Gerrard ve Jamie Carragher da rol alıyor. Filmin konusu şöyle:
“11 yaşındaki Will Brennan, Liverpool'un büyük hayranıdır. Annesini birkaç yıl önce kaybeden Will'in hayatı, bir süredir kayıp olan, sorunlu babası Gareth'in bir anda ortaya çıkmasıyla değişir. Üstelik babasının elinde, İstanbul Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda oynanacak Liverpool–AC Milan Şampiyonlar Ligi final maçı için iki bilet vardır. İkili Türkiye yolculuğuna çıkmadan önce babasının aniden ölmesi üzerine Will, yatılı okulda kalır. Yine de bu yolculuğu yapmaya karar veren Will, babasının anısı yaşatmak ve çok sevdiği Liverpool FC'nin yanında olmak için kendi başına yola koyulur. Will'e yolculuğunda, yolda tanıştığı Alek adındaki Bosnalı eski bir futbolcu yardımcı olur. İstanbul'a vardıklarında, onların umut hikayeleri dünyadaki milyonlarca kişinin kalbinde yankılanmaktadır. Herkes basından onların hikayesini takip etmektedir.”
Haftanın gerilim türündeki filmi “Gizemli Kadın”da (Woman In The Fifth) Ethan Hawke ve Kristin Scott Thomas başrolleri paylaşıyor. Yönetmenliğini Pawel Pawlikowski'nin yaptığı filmde, Amerikalı yazar Tom Ricks, arasının bozuk olduğu eşinin ve kızının sevgisini geri kazanmak için perişan bir halde Paris'e gelir. İşler istediği gibi gitmeyince şehir dışında döküntü bir otele yerleşen Ricks, gece bekçisi olarak çalışmaya başlar. Hayatına önce Polonyalı bir sarışın, ardından tutkulu bir ilişki yaşayacağı güzel, gizemli Margit'in girmesiyle her şey düzelmeye başlar, ancak Margit ile ilişkisi bir dizi açıklanamaz olayı tetikleyecektir. Adeta bilinmez bir güç, yaşamının kontrolünü ele geçiriyor gibidir.
“Azrail'i Beklerken” (Poulet Aux Prunes-Chicken With Plums) filminin yönetmenliğini, sinemaseverlerin “Persepolis”ten hatırlayacağı Marjane Satrapi ve Vincent Paronnaud üstlendi. Mathieu Amalric, Edouard Baer ve Maria De Medeiros'un rol aldığı film, Satrapi'nin kendi çizgi romanından uyarlandı. Enstrümanı kırıldığında ölmeye karar veren dünyaca ünlü keman virtüozu Nasser'in “canını almaya gelen” Azrail'i bekleyişinin anlatıldığı hikayede, Azrail'in gelmesi için geçen sekiz günlük sürede Nasser, başarısız okul günlerinden erkek kardeşine, aşksız evliliğinden sigara tiryakisi annesine ve İran isimli çocukluk aşkına kadar hayatını yeniden yaşıyor.