Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 5'i yerli, 7 film vizyona girdi.
İşte izleyicilerin karşısına çıkacak olan o filmler :
Avrupa'ya yapılan hesapsız bir tren yolculuğuyla başlayan hikaye hızla, şimdiye kadar söylenmiş en şık ve en heyecanlı gizemlerden birine dönüşür. En çok satan yazar Agatha Christie'nin "Murder on the Orient Express" adlı romanından uyarlanan filmde, herkesin şüpheli olduğu bir tren üzerinde mahsur kalan on üç yabancının hikayesi anlatılıyor. Bir adam, katil tekrar saldırmadan önce bulmacayı çözmek için zamana karşı yarışmak zorundadır.
Kaybedenleri kazananlara çeviren, müşterilerini hayata karşı ayakları dimdik yere basan insanlara dönüştüren "mutluet.com.tr " şirketinin başındaki yakışıklı, zengin ve çapkın Mert'in hayatı dünyalar güzeli Ada'yı gördüğünde değişmeye çoktan başlamıştır bile. Tüm hayatını; tam bir kaybeden olarak yaşayan abisi Cengiz'in mutlu olmasına adayan Ada, bir türlü güvenemediği Mert'e karşı içinde ilk kez yaşadığı aşk duygusuna engel olmaya çalışsa da başarılı olamaz.
Yavuz Turgul'un yönettiği, başrolünde Şener Şen'in yer aldığı Yol Ayrımı, tüm hayatını, babasından kendisine kalan tekstil imparatorluğunu daha da büyütmeye adayan fakat geçirdiği bir kaza sonucu yaşama karşı bakış açısını değiştiren Mazhar Kozanlı'nın hikâyesini anlatıyor.
Bir tarafta Helsinki'de yaşayan suratsız ve soğuk bir adam olan restoran sahibi Wickström, diğer tarafta ise bombalarla sarsılan Halep'ten kaçarak kız kardeşi ile yollara düşen Suriyeli bir göçmen, Khaled. Bu uzun yolculukta kız kardeşi kaybolur ve Khaled bir geminin kazan dairesinde Helsinki'ye varır. Adeta bir uzaylı gibi gezdiği Finlandiya'da göçmenlik başvurusu yapan Khaled'i bürokratik saçmalıklar rahat bırakmaz ve göçmenlik bürosu, Halep'te bir sorun olmadığını, o yüzden ülkesine geri dönmesi gerektiğini söyler. Bir yandan da kız kardeşini bulmaya çalışan Khaled, Wickström'ün restoranında yaşamaya başlar. Bu birbirinden tamamen farklı iki insan hem iş arkadaşı hem de dost olurken dünya da her zamanki gibi dönmeye devam edecektir.
Türkiye'de zor duruma düşmüş bir aile, kendilerine Azerbaycan'dan kalan miras için kalkar, Bakü'ye gider. Azeri ve Türk aile, mirası alabilmek için onlara verilen listedeki maddeleri birlikte yapmak zorundadır. Türk oyuncular ve Azerbaycan'ın en iyi oyuncuları Ferda Amin, İslam Mehreliyev'in de yer aldığı macera başlar. Ama gel gör ki iki aile birbiriyle bir türlü anlaşamaz. İstanbul'un tarihi semtlerinde başlayıp, Azerbaycan'ın benzersiz şehri Bakü sokaklarına uzanan bu macerada, bizi bol kahkaha, aksiyon, dram ve aşk bekliyor. Bakalım bu iki aile, mirası alabilecek mi? Bakalım anlaşabilecekler mi?
Türk edebiyat tarihinin en önemli ve zamanında hakkı en çok yenmiş isimlerinden olan Sabahattin Ali'nin yaşam öyküsü ve trajik ölümü hiç silinmeyecek kara bir leke olarak kalsa da, edebiyat ustasına vefa borcunu ödemek amacıyla yeni işler de ortaya konuyor. Yönetmenliğini ve yapımcılığını Metin Avdaç'ın üstlendiği Sabah Yıldızı: Sabahattin Ali belgeseli uzun bir araştırma sürecinin ardından Almanya, Bulgaristan ve Türkiye gerçekleştirilen çekimlerle tamamlandı. Filmde Sabahattin Ali'nin edebiyatçı kimliğinin yanı sıra sevdaları, fikir dünyası dönemin sosyo-politik dinamikleri de ele alınıyor...
Türkiye'de hala idam cezasının yasal olduğu yıllarda Arkın, işlemediği bir suçtan dolayı idama mahkum edilmiştir. Cüneyt ise aynı hapishanede hafif yaralamadan suçundan dolayı yatmaktadır. Ancak hapisteki haksızlıklara başkaldırdığı için sık sık hücre cezası almaktadır. Arkın da aynı şekilde zaman zaman hücreyi ziyaret etmektedir. Cüneyt'in tahliye edileceği gün, Arkın'ın cezası infaz edilecektir. 2 gün kala bu iki mahkum elleri birbirine kelepçelenmiş halde şehir merkezine nakledilir. Ancak Arkın idam cezası almasına neden olan suçun asıl faili olan Cabbar, suçunu üstlenen Arkın'ın idamdan önce konuşma ihtimaline karşı nakil aracına bir saldırı yapmayı planlamıştır.