Türkiye'deki sinema salonlarında bu hafta 1'i yerli 9 yeni film vizyona girdi.
İzleyicilerin karşısına çıkan işte o filmler :
Dünyanın en başarılı güvenlik görevlisi olan Michael Bryce'nin yeni bir müşterisi vardır: Uluslararası Adalet Divanı'nda yargılanacak bir tetikçi!
İkili kişiliklerindeki ve hayata bakış açılarındaki farklılıkları bir kenara koyup, zamanında ve sağ salim mahkemede olmak için güçlerini birleştirirler. Yönetmenliğini Patrick Hughes'un üstlendiği filmde senaryo Tom O'Connor'a emanet. Aksiyon komedisinin kadrosu ise Ryan Reynolds, Samuel L. Jackson, Salma Hayek ve Gary Oldman gibi isimlerden oluşuyor.
Oyuncak bebek yapımıyla uğraşan bir adam ve eşi mükemmel bir aile hayatı sürerken büyük bir trajediyle karşı karşıya kalırlar
Küçük kızları hayatını kaybeder.
Aradan birkaç yıl geçtiği halde acıyı atlatamayan çift ,kapanan bir yetimhanenin kızlarını ve görevli rahibesini evlerinde misafir olarak ağırlarlar. Ancak bu küçük kız grubu, özellikle de Janice, oyuncakçının yarattığı lanetli Annabelle'in hedefi olacaktır...
Film 3 maceracı arkadaşı konu alıyor. 3 arkadaşın yeni amacı, bir ekstrem gerçeklik şovuna katılabilmektir. Bunun için bir deneme videosu çekmeye karar verirler.
Bu karar onları büyük beyaz köpek balıklarıyla dalış yapma fikrine iter. Hepsinin kabul ettiği bu fikir ile kafes içinde dalış yaparlar. Bu kararları kısa bir süre sonra onları büyük beyaz köpek balıklarının hüküm sürdüğü sularda mahsur bırakır. Program için çektikleri video ise onların ölüm kalım savaşının seyir defteri olacaktır..
Hint biyografik spor dram filmi Dangal, Hintli Mahavir Singh Phogat'ın hikayesini anlatıyor.
Mahavir Singh Phogat bir güreş hayranıdır.İki küçük kızına da güreş öğretmeye karar verir. İki kız, Babita Kumari ve Geeta Phogat, çocukluklarından başlayarak güreş eğitimi alarak büyürler. Büyüdüklerinde iki kız da güreşte iddialı isimler olmuştur. Geeta Phogat 2010 Commonwealth Oyunları'nda altın madalya kazanarak güreşte bu dalda ödül kazanan ilk kadın güreşçi olurken, kız kardeşi Babita da gümüş madalyayı alır. Genç kadın güreşçiler başarıya giden yol boyunca sosyal şekillendirmenin baskısıyla da mücadele etmek zorunda kalacaktır...
Yazın bunaltıcı sıcaklarında serinlemek isteyen Nabita ve arkadaşlarını okyanusun üzerinde yüzen dev bir buzula götüren robot kedi Doraemon, burada kendilerine eğlence parkı inşa ederler. Yaptıkları birbirinden eğlenceli icatlarla keyifli vakit geçiren grup, gizemli altın bir yüzük bulur. Yüzük 100 bin yıl öncesine aittir. Sahibini bulmak için Antarktika’ya giden Doraemon ve arkadaşları, buzun altında kalmış dev bir şehir keşfederler. Doraemon'un zaman kemerini kullanarak 100 bin yıl öncesine seyahat ederler ve burada yüzükle bağı olan Kara ile tanışırlar. Çok geçmeden ekip, dünyayı buzlar altında bırakacak bir tehlikeyle yüzleşir.
İki kız babası Hasan, ölüm döşeğinde kızlarına birbirlerini asla bırakmamalarını ve destek olmalarını vasiyet etmiştir.Ancak Fatma ve kardeşi arasında sorun vardır, o da Fatma'yı kıskanan kardeşidir. Fatma, eşi ve kızı Merve ile sakin bir hayat yaşarken kıskançlıktan gözü dönen kardeşi, Fatma'ya kıskançlık büyüsü yaptırır. Kabus gibi bir sürenin sonunda büyü güçlü bir hoca tarafından çözülür. Aradan seneler geçer ve Merve büyür. Ozan isimli bir adamla evlenmiştir ve mutludur. Ta ki annesinden teyzesinin öldüğünü bildiren bir haber alana dek... Cenazeye gelmesini rica eden annesini reddeden Merve, annesinin ağır tepkisiyle karşı karşıya kalır. Artık ya cenazeye gidecektir ya da annesinden tamamen kopacaktır...
Dövüş sanatlarında ustalaşmış üç kafadar, arkadaşlarını acımasız bir gangsterin pençesinden kurtarmaya çalışırlar.
Bunun için amansız bir hazine avına çıkan grup kendilerini, Berlin yeraltı dünyasının liderini tahtından edecek karmaşık bir komplonun içinde bulur.
Üst düzey bir kiralık katil olan Lucas son aldığı işte tüm ailesini kaybetmiş ve yapayalnız bir genç olan Ella'yı öldürmeyi kabul etmiştir. Lucas onu öldürmekten vazgeçerek, ailesini öldürenlerin peşine düşmeyi tercih eder. Artık ikisinin de hayatı tehlikededir ve Ella'nın ailesini katledenleri adalete teslim etmek, tek kurtuluş yoludur.
Son Portre
İsviçreli ressam ve heykeltıraş Alberto Giacometti, Paris'te eski dostu Amerikalı yazar James Lord’a rastlar. James Lord'un enteresan bir yüzü olduğu için onun portresini çizmek ister. Giacometti'nin ısrarı karşısında gururu okşanan Lord, çizimin yalnızca birkaç gün süreceğini düşünerek kabul eder.
Fakat çalışmalar başlayıp üzerinden haftalar geçmesine rağmen portrenin bitmemiş olması karşısında Lord, bu kararsız dahi tarafından tüm yaşamına el konulduğunu fark eder.