Bu hafta vizyona 7 film giriyor

Bu hafta vizyona 7 film giriyor
T24 - Sinemaseverleri bu hafta yedi iyi film belkiyor. Bunlar; Seni Uzaktan Sevmek, Ustura, Predators,Son Kahraman, Saftirik Greg’in Günlüğü, Adı Aşk Bu Eziyetin ve Çılgın Hırsız... Seni Uzaktan Sevmek Erin’ın kıvrak zekâsı ve süzgeçten geçmemiş dürüstlüğü, bekârlığa yeni adım atmış olan Garrett’ı etkisi altına alır. Aralarındaki elektrik bir yaz aşkının ateşini yakar ama her ikisi de bu ilişkinin Erin’ın San Fransisco’daki evine dönmesi ve Garrett’ın işi için New York’ta kalmasıyla biteceğini düşünmektedir. Ne var ki, ikisi de ilişkiyi bitirme konusunda kararsız kalırlar. Ustura Meksikalı eski bir federal, Texas’da işçi olarak çalışıp gizlenmektedir. Bir politikacı, Machete’yi pis işlerini yapması için işe alır. Ancak Machete, bir süre sonra kendini işe alanların amaçlarının farklı olduğunu anlar. Robert Rodriguez ve Quentin Tarantino’nun yapımcılığını üstlendiği, aksiyon ve gerilim filmi sevenleri hedefleyen film, Robert Rodriguez’in Grindhouse adlı filminin fragmanı baz alınarak çekildi. Predators “Sin City”, “Once Upon A Time In Mexico”, “From Dusk Till Dawn” gibi filmlerin yönetmenliğini başarıyla üstlenen Robert Rodriguez’in yapımcılığında çekilen ve “Kontroll”, “Vacancy” gibi filmlere imza atmış Nimród Antal’ın yönettiği film PREDATORS’ın başrollerinde Oscarlı oyuncu Adrian Brody ile Alice Braga, Topher Grace, Danny Trejo yer alıyor. Predator evreninde yepyeni bir sayfa açılıyor... Robert Rodriguez’in yapımcılığında çekilen filmde, başrolde Oscarlı oyuncu Adrian Brody, seçilmiş bir grup paralı askerin lideri olarak karşımıza çıkıyor. Yabancı bir gezegene getirilen birlik, kısa sürede kendilerinin av olduğunu farkeder. Gözden düşmüş bir fizikçi dışında her biri soğukkanlı birer katil olan ve Yakuza, suçlular, ölüm mangası timinden oluşan bir grup paralı askerler, insan “predator”(avcı)lar. Düştükleri gezegende bu sefer kendileri uzaylı predator’lar tarafından sistematik bir biçimde avlanıyorlar. Çılgın Hırsız 3 boyutlu bilgisayar animasyonu “Çılgın Hırsız” bizleri dünyanın en büyük kötü adamının hayatına üç çocuk girince karşılaştığı zorlukların hikayesine tanıklık etmeyedavet ediyor. Beyaz çitler ve güllerle çevrili mutlu bir banliyö mahallesinde, bahçesi kupkuru siyah bir ev vardır. Komşular, bu evin altında gizli bir saklanma yeri olduğunu bilmemektedir. Etrafı minyonların oluşturduğu küçük bir orduyla çevirili olan Gru (Orjinal seslendirme: “Akıllı Ol”, “Horton Hears a Who! ve televizyon dizisi “The Office”ten Steve Carell) dünya tarihindeki en büyük soygunu planlamaktadır. Ay’ı çalacaktır.Gru, kötü olan her şey sevmektedir. Küçültme ışınları, dondurma ışınları, karada ve havada savaşa hazır araçlardan oluşan cephaneliğiyle yoluna çıkan herkesi yok eder. Ta ki üç küçük yetim kız ona bakıp, başka kimsenin onda görmediğini görene kadar: Potansiyel bir baba. Adı Aşk Bu Eziyetin Bir akrabasının yanında camcı kalfası olarak çalışan Metin, her şeyi göze alarak Bursaspor´un hiçbir maçını kaçırmamaktadır. Eşi Esma, 2 yaşındaki oğlu Murat ve babası Hacı Ferik ile kirada yaşayan Camcı Metin´in bu durumu ve Bursaspor´a aşırı tutkusu, karısıyla sürekli tartışmasına vesile olur. Metin´in babası yıllar önce Yugoslavya´dan Türkiye´ye göç etmiş inatçı bir Arnavut´tur. Hacı Ferik, Metin Oktay´a hayranlığından ötürü oğluna Metin adını koymuştur. Metin gençlik yıllarında başarılı bir futbolcuyken ayağı kırılıp futbolu bırakmak zorunda kalmıştır. Geçmişte yaşanan bazı özel ve kötü anılar Metin´in hayatında derin yaralar açmıştır. Metin, arkadaşı ve (tribün lideri) Amigo Sinan´a çok güvenmektedir ve çok sıkı arkadaştırlar. Sinan´ın bir takım işlere bulaşması başlarını derde sokacaktır. Nereli olduğu ve ne iş yaptığı belli olamayan, modern(!) mafya görünümlü, lüks arabaya sahip Atilla´nın, Sinan´ı kandırması ve bir takım işlerde kullanmaya çalışması sorunu büyütür. Sinan, Atilla´nın teklifiyle yüklü miktarda paraya kavuşur. Sinan parayı aldıktan sonra pişman olur ve kendisini satılmış hisseder. Bundan vazgeçip parayı iade etmeye karar verir. Parayı Atilla´nın adamlarına iade ederler. Ancak beladan kurtulduklarını sandıkları bir anda, deplasmana giderken onları çok daha acı bir sürpriz beklemektedir. Saftirik Greg’in Günlüğü Jeff Kinney’nin The New York Times – en çok satan kitaplar listesinde 74 hafta boyunca kalmayı başaran, tüm dünyada büyük beğeniyle okunan, Greg isimli bir ortaokul öğrencisinin eğlenceli maceralarını Greg’in dilinden ve illüstrasyonlarla anlatan ‘Diary Of A Wimpy Kid / Saftirik’ serisinden sinemaya uyarlanan ‘Saftirik Greg’in Günlüğü’ kitaplarda da olduğu gibi Greg’in hayatıyla illüstrasyonları birleştirerek hem çocuklara hem de büyük yaştaki izleyicilere hitap ediyor.Greg Heffley için ortaokul dünyadaki en gereksiz fikirdir. Yüzlerce sosyal mayınla döşenmiş, etrafını moronların-yetmezmiş gibi garip kızların, kabadayı tiplerin, öğlen arası kafeterya sürgünlerinin kapladığı bir yerdir. Bu sonu gelmez ‘işkence’lerden sıyrılmak, farkedilebilmek ve hakettiğini düşündüğü statüyü kazanmak için Greg bir sürü plan düzenler ki bu planların hepside tabii ki de ters gider. O da çareyi tüm bunları bir parça kağıda, bir günlüğe yazmakta bulur – “bu bir günlük değil, bir anı defteridir!" Greg yazdıklarına daha az kızsal bir isim vermekte ısrarcıdır ve düşüncelerini, ailesiyle yaşadıklarını, sıkıntılarını ve özendiği ‘okul bahçesi başarıları’nı yazar. "Bir gün ünlü olduğumda," diye yazar Greg, "bütün gün insanların aptalca sorularını yanıtlamaktan daha iyi işlerim olacak.” Ve Saftirik’in günlüğü işte böyle başlar. Son Kahraman  Oskarlı yönetmen Florian Gallenberger sayılamayacak kadar çok Çinliyi ölümden beter bir yaşamdan doküman drama şeklinde çektiği filmine bir rol yarattı. Film  1937’de Nanking tarafından acımasız ve görkemli Japon ordusu tarafından istilasını işlemekti. Genellikle tarihçiler “Nanking’in Gasp’ı” olarak adlandırmışlar.Çin’in başkentinde acımasız,taruz ve saldırılar sonucu sayısı bilinmeyen erkek,kadın ve çocuklar katledildi. Bütün dünya bu olayı şok ile karşıladı.Bu şiddet kısa sürede tüm insanları sardı.Bazıları gibi sessiz sedasız oturmak yerine ezilenler için bir şeyler yapmayı tercih etti. İşte bunlardan biri de “Son Kahraman” Alman mühendis ve Nazi parti üyesi John Rabe idi. Ve bu kahramanlıklarıyla “Çin’in Schindler’i ünvanını kazandı. “Son Kahraman” John Rabe çeyrek milyon insanın hayatını,namusunu kurtarmış ve bir çoğunun açlıkla yüz yüze kalmasına engel olmuştur. 1937 Eylül’ünde Siemens’teki patronları tarafından Berlin’e geri çağırılmasının ardından o geri dönmek yerine kendince “Her İnsan Benim Yaptığımı Yapar” dedi ve oradaki çeyrek milyon insana yardım ederken bunun doğal bir şey olduğunu düşündü.Fakir halk için kalacak ve saklanacak yer edinmesinde yiyecek yemeğe sahip olmasında büyük rol oynadı. Bu hikayede vahşeti,acımasızlığı,çaresizliği,yalnızlığı bulacaksınız bunun tam da karşısında.