T24 - Anayasa Mahkemesi Başkanlığı görevini yürütürken Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı seçilen Ahmet Necdet Sezer'in, AKP'nin anayasa değişikliği teklifine ilişkin sürecin "mahkemede biteceğini" düşündüğü bildirildi.Milliyet Gazetesi Ankara Haber Müdürü Serpil Çevikcan'ın haberine göre, Sezer, AKP teklifinin TBMM'den geçmesi durumunda Anayasa Mahkemesi'nce iptal edileceğine inanıyor. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Anayasa Mahkemesi yedek üyeliğine raportör Alparslan Altan'ı atamak için hükümetli birlikte yaptığı operasyonu da eleştirdiği içeren Çevikcan'ın haberi şöyle:Anayasa değişikliği paketine yüksek yargı ve muhalefetin gösterdiği tepkinin dozu, iktidar partisinin, temel itiraz noktalarında geri adım atmasını sağlayamadı. Özelikle HSYK ve Anayasa Mahkemesi’ni yeniden yapılandıran maddeler ile parti kapatma kararında TBMM’yi hakem yapan düzenleme, ufukta görünen referandum sonuçlanana kadar daha çok tartışılacak. İşin “mahkemede” biteceği de şimdiden anlaşıldı. CHP, paketi Anayasa Mahkemesi’ne götürecek.‘Asıl hedef Anayasa’nın 2. maddesi’Değişiklik taslağının açıklanmasının ardından herkes konuştu. Uzlaşma aradığını söyleyen de, “AK Parti’yle uzlaşılmaz” diyen de. Çankaya Köşkü’nde kurulan uzman sofrasından sokağa kadar, paketin lehinde aleyhinde sayısız görüş dile getirildi. Bu toz duman içinde, aynı zamanda eski Anayasa Mahkemesi Başkanı da olan, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görüşleri kamuoyuna yansımamıştı. Çankaya Köşkü’ndeki görev süresinde de demeç vermemesiyle tanınan Sezer’in, yakın çevresine yaptığı değerlendirmelerin bir bölümü Star televizyonu tarafından duyuruldu. Anayasa değişikliğinin içeriği, kararları dışında kamuoyuna yansımayı sevmeyen Sezer’i de gündeme yeniden taşıdı. Bu değerlendirmelerin kamuoyuna yansımayan bölümleri de var. Yapılmak istenen değişikliklere, “Hukuk devletinde olacak işler değil” diye tepki gösteren Sezer, cumhuriyetin temel nitelikleri konusundaki gizli gündemin artık doğrudan tartışmaya açıldığını düşünüyor. Sezer, değişikliklerin, “Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti” olduğunu düzenleyen Anayasa’nın 2. maddesini ihlal ettiğini belirtiyor. Sezer, “Asıl hedef 2. madde. Anayasa’nın 2. maddesi, maddeye dokunulmadan değiştirilmek isteniyor” diyor.Anayasa değişikliğinin, ancak Meclis’te oylanıp Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından Anayasa Mahkemesi’ne götürülebileceğini belirten Sezer, Yüksek Mahkeme’den iptal kararı çıkacağını vurguluyor. Sezer, Anayasa Mahkemesi’nin, üniversitelerde türban serbestisi sağlamayı amaçlayan, Anayasa’nın 10 ve 42. maddelerine dönük değişiklikleri nasıl iptal ettiğini hatırlatıyor. Mahkemenin, “Değiştirilemez maddeleri dolaylı olarak değiştirmeyi hedefliyor” mesajına vurgu yapıyor.HSYK ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısına yönelik değişikliklerin bir hukuk devletinde mümkün olamayacağını, AB normları gerekçesinin gülünç olduğunu, AB’nin her ilerleme raporunda bakan ve müsteşarın kuruldan çıkarılmasını istediğini söyleyen Sezer, sadece bugünkü iktidarı değil, geçmişte görev almış hükümetleri de “siyasi çıkarlarını gözetmekle” eleştiriyor. Sezer’in, yakın çevresine bu konuda verdiği örnek çarpıcı:“Ta Anayasa Mahkemesi üyesiyken, DYP-SHP koalisyonunda Adalet Bakanlığı görevi yapan Seyfi Oktay’a, ‘bakanla müşteşarı HSYK’dan çıkarmak lazım. Anayasa’nın 159. maddesinin değişmesi lazım’ demiştim. Her dönem söyledim, ‘yapmayın, etmeyin, bu düzenleme hukuk devleti ilkesine aykırı’ dedim, dinletemedim.”Sezer, “kendi işine geleni değiştirmeyenlerin” bir sonrakinin yaptığına itiraz etmesine tepkili görünüyor. Gül’e Alparslan Altan eleştirisiSezer, Milliyet’in gündeme taşıdığı, Anayasa Mahkemesi raportörüyken, 31 günlük Denizcilik Müsteşar Yardımcılığı formülüyle, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Yüksek Mahkeme’ye yedek üye seçilen Alparslan Altan’a ilişkin atamayı da bir “işaret fişeği” olarak görüyor. Sezer, “Hukuka uydurmak kolay. Sorsanız ‘hukuka uygun’ derler. Peki etik mi? Olacak iş değil” diyor. ‘Benim dönemimde getiremediler’Son dönemde yürütmenin yargıya tahakkümünün rejim tehdidine dönüştüğünü belirten Sezer, “Laiklik ve demokratik hukuk devleti kavramı değiştirilmeye, ortadan kaldırılmaya çalışılıyor. Bu değişiklikler gerçekleşirse amaçlanan olacak. Benim Cumhurbaşkanlığım döneminde bunları getiremiyorlardı. Şimdi neler olduğunu görüyoruz. Çok endişeliyim” diyor.