Pınar Öğünç
(Radikal, 27 Nsian 2012)
Slogan: Güzel bir kariyer için ilk adım. Olay mahalli: Maltepe Üniversitesi. Hadise: Miss Maltepe Güzellik Yarışması.
Yarışmanın duyurusu iki gündür ‘Nasıl yani’ makamından yayılıyor. Ama ilk kez duyanların soluklanabilmesi için tekrar edeyim, Türkiye’de bir üniversite bahar şenliği kapsamında öğrencileri için güzellik yarışması tertipliyor.
Fikrin kimden çıktığını merak ettim, bahar şenlikleri için yapılan toplantıda ‘Farklı ne yapsak?’ zihin cimnastiği esnasında Miss Maltepe’ye varılmış.
‘Bahar şenliği’ diye bir mefhum var, bilmem farkında mısınız? Özel üniversiteler arası ciddi rekabetin döndüğü bu şenlikler, aylar öncesinden, hakiki bir festival gibi planlanıyor, kiminkinde en ünlü şarkıcılar sahne alacak, ne yarışmaları olacak, kim daha fazla sponsor ikna edecek, ciddi mesai her biri.
Miss Maltepe hakkında görüştüğüm okulun nazik basın ve halkla ilişkiler görevlisi gururla ekledi “Bu bir ilk” diye. Şüphem yoktu zaten. Bundan sonra başka üniversitelerin de kendi yarışmalarını yapabileceklerini düşünüyor. Bir ihtimal, ‘taklitçi’ gibi görünmemek için vazgeçebilirlermiş. Çünkü ilgi fazlaymış. “Tabu yıkıyoruz tarafından bakmıyoruz, önemli olan düşünülmeyeni yapabilmek” diyor. “Mr. Maltepe düzenlemeyi de düşünmez misiniz?” diye sordum, “Olabilir” cevabını aldım şahsen. Duyuruda yarışmanın amacı leziz bir Türkçe ve şahane bir akıl yürütmesiyle şöyle özetlenmiş: “Türk insanını ve özellikle çağdaş Türk kadınını en güzel şekilde temsil ederek emsallerine örnek oluşturacak kanaat önderi olabilecek, nitelikli genç kızların belirlenmesidir.” Her şeyden önce öğrencilerin özgüvenlerini geliştirmeleri amaçlanıyormuş.
Bu yüzden, kişisel bilgilerinizle birlikte beden ölçülerinizi forma yazıyor, bir vesikalığa bir de boy fotoğrafı ekliyorsunuz. Bir de imza alalım, “Bu yarışmanın TV’de yayımlanmasına, muhtelif mecralarda tanıtım, duyuru ve haber amaçlı görsellerde yer almasına muvafakat ederim” diyen...
Jüri için şu an isim vermiyorlar. Ama okulun akademik kadrosundan isimlerin olabileceği gibi, birtakım ünlülerle de görüşmeler sürüyormuş. Korkmayın, mühim olan ruh güzelliği, mühim olan zekâ; yarışma kriterleri şu biçimde sıralanmış. Önce eğitim başarısı, genel kültür. Sonra yavaştan fiziğe geçebiliriz: Diksiyon, duruş, yürüyüş, zarafet. Artık meziyette sıra: Sempati, özel yetenek, yabancı dil, kariyer hedefi. Artık hepsinden sonra da fiziksel özellikler... Finale kalanlar için üç günlük kamp var. Burada dans, yürüyüş dersi falan alacaklar. Aman vakit daralıyor, başvuru 5 Mayıs’a kadar.
Yarışma ilk ama yaklaşım hiç değil. Kimi kentsel dönüşüm alanlarında, kimi orman arazilerinde gizemli biçimde büyüyen, kampüslerin gün geçtikçe mutenalaştırıldığı, AVM zihniyetiyle dekore edilmekle kalmayıp ilişkilerin de bu bakışla yeniden tanımlandığı yerler artık üniversiteler. Kariyer günlerinin, sponsorlu partilerin, zorunlu banka ilişkilerinin, markalı derslerin (Bahçeşehir Üniversitesi’nde mevcuttur) olduğu yerde öğrencinin tanımı da değişiyor, öğretenin de. Şu an cezaevindeki 600 kadar politik öğrencinin varlığı daha da billurlaştırıyor tabloyu.
Bu güzellik yarışmasıyla aklıma düştü. Kendisi düşünür mü bilmem ama Acun Ilıcalı’nın eğitim sektörüne girme zamanı gelmiştir. Uzmanıdır. Siz asıl Acun Ilıcalı Üniversitesi’nin bahar şenliklerini görün.
Prof. Dr. Tahsin Yeşildere Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği Başkanı Güzellik yarışmaları genel olarak kadın hak ve özgürlüklerinin, bireyin aşağılandığı yerlerdir. Tamam, üniversiteler sosyal aktiviteler düzenleyebilir, ama üniversite güzellik yarışmalarının eleştirildiği yer olmalıdır, düzenlendiği yer değil. Zaten bu tür yarışmaları yapan yerler var, çok isteyen gider, oradan katılır. Fakat bir üniversite yönetiminin böyle bir faaliyete yeşil ışık yakması, öğrencilerin böyle bir fikir üretebilmiş olmaları üniversite sistemimizin geldiği yere dair çok iyi bir gösterge. Üniversiteler bilimle yarışmalı. Araştırma görevlileri sosyal haklardan yoksunken, öğrencilerin kültürel, sosyal birçok imkânı azken, üniversitenin bir sürü sorunu varken sıranın güzellik yarışmasına gelmiş olmasından dolayı üzülmeliyiz. Herkes şapkasını önüne alıp düşünmeli.
Erkan Özerman Güzellik yarışmaları duayeni Türk okullarında böyle bir şey ilk kez duyuyorum. Amerikan geleneğinde vardır. O yüzden de Türkiye’deki Amerikan okullarında o yılın ‘kraliçesini’, ‘kralını’ seçmek gibi bir gelenek vardı ama bu başka. Hatta milattan önce 60’lı yıllarda benim kız kardeşim Robert Kolej’in kraliçesi olmuştu. Aynı senenin kralı da Tansu Çiller’in eşidir. Ayşe Kulin de bir sene kraliçe olmuştu yanılmıyorsam. Fakat bunlar öğrencilerin kendi kıyafetleriyle katıldığı partilerdi. Eğer Maltepe Üniversitesi gerçek bir güzellik yarışması gibi kızları kampa alacak, mayo giydirip podyuma çıkaracaksa bence bir üniversiteye yakışmayan hareket olur. Zaten çok dejenere olmaya müsait bir ortam var, bunu duyup “Bakın serbest bıraktık, neler yapıyorlar” diyecekler şimdi. Şimdi biliyorsunuz mayo sorun oluyor. Başka zamanlarda yaşıyoruz