T24 - Türkiye Barolar Birliği (TBB) Yönetim Kurulu, istihbari-önleme dinlemesi yoluyla elde edilen telefon konuşmalarının tek başına kanıt olarak kabul edilemeyeceğini, bu kanıtlara dayalı mahkûmiyet kararı verilemeyeceğini, aksine yapılan bir uygulamanın hukuka, hukuk devletine ve yargıya güveni zedeleyeceğini bildirdi. Barolar Birliği yaptığı açıklamada, 'Haberleşmenin gizliliğine dokunulamaz' dedi. Cumhuriyet gazetesinde yayımlana haber şöyle: TBB’den yapılan yazılı açıklamada, haberleşme özgürlüğünün, haberleşmenin ve özel hayatın gizliliği ile Türkiye Cumhuriyeti anayasası ile güvence altına alınan temel hak ve özgürlüklerden olduğu belirtildi. ‘Telefon dinlemek suçtur’ “Anayasaya göre, yasanın açıkça gösterdiği durumlarda ve usulüne göre verilmiş yargıç kararı olmadıkça, gecikmesinde sakınca bulunan durumlarda da yasayla yetkili kılınan mercinin emri bulunmadıkça haberleşmenin gizliliğine dokunulamaz” ifadesine yer verilen açıklamada, anayasanın açık hükmüne aykırı dinlemelerin suç niteliğinde olduğu kaydedildi. Açıklamada, şöyle denildi: “O nedenle gerek bu yolla gerekse istihbari/önleme dinlemesi yoluyla elde edilen telefon konuşmaları tek başına kanıt olarak kabul edilemez ve buna dayalı olarak mahkûmiyet kararı verilemez. Aksine uygulama hukuka, hukuk devletine ve yargıya güveni zedeler. Bütün bu nedenlerle, Erzurum Savcısı Osman Şanal’ın ‘istihbari dinlemelerin mahkemeler tarafından delil sayılması’ yönündeki temyiz başvurusunun hukuka açıkça aykırı olduğunu belirtir, bu talebin kabul edilmesinin yargı yoluyla polis devletine gidişin başlangıcı olacağı hususundaki endişemizi kamuoyuyla paylaşırız.”