Prof. Füsun Üstel’in açık cezaevi başvurusu kabul edildi: 'Terör propagandası’, ‘örgüt üyeliği’ ile eşit şartlarda değerlendirilemez

Prof. Füsun Üstel’in açık cezaevi başvurusu kabul edildi: 'Terör propagandası’, ‘örgüt üyeliği’ ile eşit şartlarda değerlendirilemez

T24 Haber Merkezi

2016 yılında Güneydoğu’da yürütülen operasyonlara karşı yayımlanan “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı akademisyen bildirisini imzaladığı gerekçesiyle 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılan ve 8 Mayıs’ta Eskişehir Kadın Kapalı Cezaevi’ne teslim olan Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel için açık cezaevine sevk edilmek amacıyla yapılan başvuru, Eskişehir 1. İnfaz Hâkimliği’nce kabul edildi.

Yargıtay l. Ceza Dairesi’nin 29 Nisan 2019’daki “Terör örgütü propagandası’ yapmaktan ceza alanların, örgüt üyesi olarak kabul edilmelerinin mümkün olmadığı ve haklarında açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik hükümleri uygulanırken örgüt mensubu gibi değerlendirilemeyeceği” yönündeki kararına atıfta bulunulan mahkeme kararında, Üstel’in açık cezaevine sevk edilmesine hükmedildi. Üstel’in denetimli serbestlikten yararlanma talebi ise, denetimli serbestlik talebi hakkında açık cezaevine alınmamış ve hakkında cezaevi raporu düzenlenmemiş olması nedeniyle reddedildi.

TIKLAYIN - İstinaf Mahkemesi'nce mahkûmiyet kararı onanan Prof. Üstel'den son ders: Dayanışmayla çoğalacağız

Ne olmuştu?

Barış İçin Akademisyenlerine “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzaladıkları bildiri hakkında hazırlanan iddianame ile 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun (TMK) “örgüt propagandası” fiilini düzenleyen 7/2 maddesinden dava açıldı. Bildiri ile ilgili yargılanan akademisyenlerden ceza alanlardan biri de Prof. Dr. Zübeyde Füsun Üstel oldu. Üst mahkeme Üstel'e verilen 1 yıl 3 ay hapis cezasını oy çokluğu ile onadı. Karar, Barış İçin Akademisyenler'e yönelik istinafın verdiği ilk onama kararı oldu. Üstel, 8 Mayıs 2019 tarihinde Eskişehir Kadın Kapalı Cezaevi'ne teslim oldu.

6 Mayıs 2019 itibariyle 5 Aralık 2017'den bu yana mahkemeye çıkan akademisyen sayısı 610 oldu. 134 akademisyen 1’er yıl 3’er ay; 18 akademisyen 1'er yıl 10'ar ay 15'er gün; 8 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay; 2 akademisyen 1'er yıl 6'şar ay 22'şer gün; 17 akademisyen 2 yıl 3 ay; 6 akademisyen 2 yıl 6 ay; 4 akademisyene 2 yıl 1 ay; 1 akademisyen 3 yıl olmak üzere davası sonuçlanan toplam 190 akademisyenin tamamı hapis cezasına mâhkum oldu.

190 kişi içerisinden 28 kişinin hapis cezası 2 yılın üstünde kaldığı için (CMK md. 286), 6 kişi ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmediği için toplamda 34 kişinin mahkumiyet kararı ertelenmedi.

Eskişehir 1. İnfaz Hâkimliği’nin kararında şu ifadeler kullanıldı:

"Yargıtay l. Ceza Dairesinin 29.04.2019 tarih 20|7 /3312 Esas 2019/2376 Karar sayılı kararında özetle; terör örgütü propagandası yapmak suçundan mahkum olan hükümlülerin işlemiş oldukları suçun niteliği itibariyle örgüt üyesi olarak kabul edilmelerinin mümkün olmadığı ve haklarında açık ceza infaz kurumuna ayrılma ve denetimli serbestlik infaz rejimi hükümleri uygulanırken örgüt mensubu gibi değerlendirilip sonucuna göre işlem yapılmasının yerinde olmadığına işaret edildiği, gerek bahse konu Yargıtay l. Ceza Dairesinin kararı gerekse Terörle Mücadele Kanunu, Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Yönetmeliği ve 527 5 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde;

Terör örgütü propagandası yapmak suçu her ne kadar 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu 7/2 maddesi kapsamında düzenlenmiş olsa dahi bahse konu suçun, anılan kanunun terör suçlusunun tanımını yapan 2. maddesi ve terör suçlarına işaret eden 3.ve 4. maddeleri kapsamına alınmadığı, yine 527 5 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumları başlıklı 9. maddesinin 2. fıkrasında yüksek güvenlikli ceza infaz kurumlarında barındırılacak hükümlülerin suç tiplerinin belirlendiği, bu madde kapsamında hükümlünün cezasının yüksek güvenlikli ceza infaz kurumunda infaz edilmesi için suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, yönetmek veya bu örgütün faaliyeti çerçevesinde, Türk Ceza Kanununun 77, 78, 81, 82, l 88, 302, 303, 304, 307, 308, 309, 3 l 0, 3 l 1, 3|2, 3l3, 31 4 ve 3 1 5. maddelerinde sayılan suçlardan mahkûmiyetine karar verilmiş olması gerektiği ancak hükümlü Zübeyde Füsun Üstel'in İstanbul 32 Ağır Ceza Mahkemesinin 04.04.2018 tarih 20l'ıı /54 Esas- 2018/88 Karar sayılı kararı ile PKK/KCK silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı TMK'nun 7/2 maddesinin l inci ve 2’nci cümlesi uyarınca 1 Yıl 3 Ay Hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bahse konu mahkumiyet kararında, hükümlünün suçu örgüt adına işlediğine dair bir ibarenin de yer almadığı anlaşılmış olup;

Bu itibarla, hükümlünün PKK/I(CK silahlı terör örgütünün propagandasını yapmak suçundan 3713 sayılı TMK'nın 7/2 maddesinin l inci ve 2’nci cümlesi uyarınca mahkumiyetine yönelik cezasının terör suçu niteliğinde olmaması ve yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumunda infazı gereken bir ceza olmaması bu nedenle Açık Ceza İnfaz Kurumuna Ayrılma Yönetmeliğinin 6. Maddesinin 1. fıkrasının c bendi ile hüküm altına alınan; toplam cezasının üçte birinin yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumunda infaz edileceğine dair hükmü ile aynı maddenin 2. fıkrasının ç bendi ile hüküm altına alınan; mensup oldukları örgütten ayrıldıklarına dair idare ve gözlem kurulu kararı alınması yönündeki hükümlerin uygulanma olanağının bulunmadığı, hükümlünün koşullu salıverilme tarihinin l3.04.2020 tarihi olduğu ve koşullu salıverilmesine bir yılın altında süre bulunduğu bu haliyle hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılmasına engel bir halinin bulunmadığı, bu nedenle aksi yönde kanaat içeren Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 13.05.20l9 tarih ve 201912884 karar sayılı kararının usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla; hükümlünün Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığının 13.05.2019 tarih 2019/2884 sayılı kararına karşı şikayetinin kabulüne ancak hükümlü müdafiilerinin hükümlünün cezasının denetimli serbestlik infaz rejimi uygulanmak suretiyle infazına ve hükümlünün tahliyesine ilişkin taleplerinin ise, hükümlünün açık ceza infaz kurumuna alınmamış olması, hakkında düzenlenmiş iyi hal kararı ve değerlendirme raporunun mevcut olmaması nedeniyle 5275 sayılı Kanunun 105/4, maddesi kapsamında denetimli serbestlik tedbirinden yararlanma şartlarını taşımadığı kanaatiyle reddine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir."

Füsun Üstel kimdir?

Ortaöğrenimi Notre Dame de Sion'da, yüksek öğrenimi Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (SBF) tamamladı. 1980-81'de İtalya'nın Bologna kentindeki Johns Hopkins Üniversitesi'nde yüksek lisans programını izledi. 1982'de İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi'nde araştırma görevlisi oldu.

1987'de SBF'den doktorasını aldı. 1993'te doçent oldu. 1990'da M.Ü. Fransızca Kamu Yönetimi Bölümü'nde öğretim üyesi oldu; daha sonra Galatasaray Üniversitesi'ne geçti.

Türkiye ve uluslararası sosyal bilim dergilerinde Türkiye tarihi, milliyetçilik ve kimlik sorunuyla ilgili makaleleri yayınlandı. İletişim Yayınları'ndan çıkan "Türk Ocakları 1912-1931" (2004) ve "Makbul Vatandaş"ın Peşinde" (2004) adlı kitapları bulunuyor.