'Bu tabloyu duvarına asacak bir muhafazakâr zenginimiz çıkar mı?'

'Bu tabloyu duvarına asacak bir muhafazakâr zenginimiz çıkar mı?'

İslamın son halifesi ve Osmanlı veliahtı Abdülmecid Efendi’nin “Avludaki kadınlar” isimli yağlıboya tablosu 1 milyon 200 bin liradan açık artırmaya çıkacak. Cumhuriyet yazarı Celal Üster, “‘Avluda Kadınlar’ yine bir özel koleksiyona gitmese de devletimizce satın alınarak Köşk’ün mutena bir duvarını süslese daha iyi olmaz mı, diye düşünmeden edemiyor insan!..” dedi. Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da, “bu tabloyu satın alıp evinin duvarlarından birine asma cesareti gösterecek bir muhafazakâr zenginimiz çıkar mı?” diye sordu.

Abdülmecid’in “Avludaki kadınlar” isimli tablosu müzayedede açık artırmaya çıkıyor. Cumhuriyet gazetesi yazarı Celal Üster, tablonun hikâyesini yazarken, Hürriyet yazarı Ahmet Hakan da ilginç bir soru yöneltti. Celal Üster’in “Avludaki kadınlar Köşk’e gitse” başlığıyla yayımlanan yazısı şöyle:

Alif Art Antikacılık AŞ, yarın Ortaköy’deki Esma Sultan Yalısı’nda birbirini izleyecek iki müzayede düzenliyor. Müzayedelerden biri, çoğunlukla 18. ve 19. yüzyıllardan Osmanlı ve Türkiye’yle ilgili gravürler, haritalar ve kitapları içeriyor. “Osmanlı ve Karma Sanat Eserleri”başlıklı ikinci müzayedede ise İslam dünyasının son halifesi Abdülmecid Efendi’nin (1868-1944) “Avluda Kadınlar” adı yakıştırılan tablosu özellikle dikkati çekiyor.

Eski Türkçe imzalı ve 1899 tarihli yağlıboya tablonun özellikle dikkati çekmesinin nedeni, İslamın son halifesi ve Osmanlı veliahtı Abdülmecid Efendi’nin fırçasından, düşsel bir sarayın havuz başında çıplak ve yarı çıplak kadınları betimleyen bir resmin çıkmış olması.

Diyeceksiniz ki: Halife Abdülmecid Efendi’nin aydın bir kişi olduğu, nü sayılabilecek tablolar yaptığı, dahası mayo giyen bir halife olarak tartışmalara yol açtığı zaten biliniyor, bu tablonun ilginçliği de nereden çıkıyor?

Haklısınız. Belki, bu müzayede 10-15 yıl önce düzenleniyor olsaydı, “Avluda Kadınlar” tablosu bu kadar dikkati çekmez, akıllara bazı düşünceler düşürmezdi. Ama bugün ülkemizde TV kanallarının RTÜK’e yaranmak için birbiriyle yarıştığı, sevişme sahnelerinin kesildiği, çıplakların makaslandığı, dahası Picasso’nun bir filmde duvarda asılı duran “Oturan Kadın” tablosunun perdelenerek örtüldüğü, o kübist resimdeki memelerin bile “müstehcen” sayıldığı bir dönemde, son halife Abdülmecit Efendi’nin “Avluda Kadınlar” tablosunun 45 yıldır bulunduğu bir özel koleksiyondan gün yüzüne çıkması, ne yazık ki özel bir anlam ve önem kazanıyor.

“Avluda Kadınlar”, oryantalist ressam Boulanger’nin Dolmabahçe Sarayı’nda bulunan “Pompei’nin İç Görünümü” adlı resmiyle benzerlikler taşıyor. Bu da Abdülmecid Efendi’nin 1 milyon 200 bin TL’den satışa sunulacak tablosu, TBMM’ye bağlı Milli Saraylar tarafından satın alınarak Dolmabahçe Sarayı’nda Boulanger’nin tablosunun yanına asılsa ne iyi olur, düşüncesini akla getiriyor!..

Ama, hazır, Çankaya Köşkü’ndeki sanat yapıtları şu sıralar yeniden elden geçirilir ve düzenlenirken “Avluda Kadınlar” yine bir özel koleksiyona gitmese de devletimizce satın alınarak Köşk’ün mutena bir duvarını süslese daha iyi olmaz mı, diye düşünmeden de edemiyor insan!..

Halife Abdülmecid Efendi, çıplaklık konusunda, kendi tablosuyla yine benzerlikler taşıyan bir başka ünlü oryantalist Gerome’un “Sarayın Terası” adlı resmindeki kadar “insafsız” davranmamışken çıplaklık ve cinsellik konusunda bu denli “hassasiyet” gösteren devletimizin en yüce katı, ayağına kadar gelen bu fırsatı kaçırmamalı bence…

Çünkü Gerome’un kadınları tümden çıplak olarak resmetmiş olmasına karşılık, Abdülmecid Efendi kadınları “yarı çıplak” göstermeyi yeğlemiş; tablonun merkezindeki kadın figürünün yalnızca “edep yeri” ince bir tülle örtülü olsa da!..

 

Ahmet Hakan: Asma cesareti gösterecek bir muhafazakâr zenginimiz çıkar mı?

 

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan da son halife Abdülmecid Efendi tablosu hakkında, “Bir milyon 200 bin liralık bir bedelle bu hafta sonu İstanbul’da müzayedeye çıkacak bu tabloyu satın alıp evinin duvarlarından birine asma cesareti gösterecek bir muhafazakâr zenginimiz çıkar mı?” diye sordu.