İnsan hakları örgütleri, 2008 yılında 8 kişinin gözaltında, 36 kişinin de cezaevinde hayatını kaybettiğini savundu İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Önen, 10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla bir basın toplantısı düzenledi. Ortak açıklamayı okuyan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Aradan geçen 60 yıla karşın dünyada ne yazık ki evrensel bildirgede yer alan hak ve özgürlüklere dayalı uluslararası bir düzen oluşturulamamıştır. Bugün dünyanın acil talebi, hak ve özgürlüklere dayalı barışın tesis edilmesidir” dedi. Türkiye’nin de yıllardır değişmeyen temel sorununun insan hakları ve demokrasi olduğunu savunan Türkdoğan, hak ve özgürlüklerin genişlemesi, demokratik ilkelerin işlerlik kazanabilmesi için başta anayasa olmak üzere pek çok yasanın değişmesi gerektiğini ifade etti. Siyasi Partiler Yasası’nda düşünce ve dil yasaklarının görüldüğünü, seçim yasalarında yüksek barajların bulunduğunu, siyasi partilerin kapatılmasının hala ülkede en kolay ve olağan bir uygulama olduğunu dile getiren Türkdoğan, şunları kaydetti: “Sivil ve asker ilişkisi demokratik ülkeler seviyesine yükseltilememiştir. Mevcut hukuk mevczuatı düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı niteliğe sahiptir. 2008 yılının ilk 10 ayında düşünce ve ifade özgürlüğünü kısıtlayıcı nitelikte 291 dava açılmıştır. Türkiye düşüncelerini açıkladığı için insanların yargılandığı, tutuklandığı bir ülke olmaktan kurtulmalıdır. Örgütlenme özgürlüğü alanında yaşanan sorunlar katlanarak çoğalmaya devam etmektedir. Hukukun üstünlüğü ve iletişim özgürlüğü açısından ciddi sorunlar var. 2008 yılının 11 ayında 27 gazete hakkında toplam 44 kez yayın durdurma ve toplatma kararı verilmiş, 47 kitapla ilgili dava açılmış, 38 internet sitesine ereşim yasağı getirilmiştir. Sosyal adalet ilkesi açısından ciddi sorunlar yaşanan Türkiye’de iş ve çalışma ortamının güvenliği yeterli değildir. Engelliler, sosyal dışlanma yaşamakta ve ayrımcılığa maruz kalmaktadır.” Türkdoğan, 2008 yılında Türkiye’nin insan hakları görünümü açısından en öne çıkan noktanın güvenlik güçlerinin artan şiddeti ve bunun yol açtığı yaşam hakkı ihlalleri olduğunu dile getirerek, 1 Aralık 2008 tarihine kadar 8 kişinin gözaltında, 36 kişinin de cezaevinde hayatını kaybettiğini bildirdi. “Dur” ihtarına uymadıkları gerekçesiyle güvenlik güçlerinin açtığı ateş sonucu 9 kişinin hayatını kaybettiğini, 12 kişinin de yaralandığını ifade eden Türkdoğan, “Artık Türkiye, güvenlik güçlerinin insanlara işkence yaptığı, karakolda, sokakta, hapishanede işkence ile insanların öldürüldüğü bir ülke olmaktan kurtulmalıdır. Faili meçhul cinayletler aydınlatılmalı, sorumluları cezalandırılmalıdır. Devlet içine yerleşmiş çetelerden hukuksal süreçler işletilerek hesap sorulmalıdır. Gladio türü örgütlenmeler ortaya çıkarılmalıdır” dedi. Öztürk Türkdoğan, “Sonuç olarak bizler hukukun üstünlüğünü, yaşam hakkının kutsal kabul edildiği ve işkence yasağına mutlak olarak uyulduğu bir Türkiye istiyoruz. Herkese adelet istiyoruz. Herkesin diline, dinine, inancına, kültürüne saygı istiyoruz. Çoğulcu demokrasi istiyoruz. Yeni bir Anayasa istiyoruz. Şiddetin son bulmasını ve barış istiyoruz” diye konuştu. Yavuz Önen de Türkiye’nin demokratları ve aydınlarının halkın da dayanışması ile insan hakları değerlerine sahip çıkarak bu değerleri sonuna kadar savunması gerektiğini kaydetti.