Dünya Tuvalet Organizasyonu (WTO) tarafından 2001 yılında ilan edilen, Birleşmiş Milletler'in ise bu yaz resmi olarak tanıdığı 19 Kasım Dünya Tuvalet Günü ile küresel ölçekte sağlık ve hijyen açısından farkındalık yaratmak hedefleniyor.
Tuvaletler, hala, dünya üzerinde yaşayan milyonlarca insan için lüks sayılıyor. Birleşmiş Milletler’in açıklamalarına göre 2 milyarı aşkın insan, tuvalet ihtiyacını yeterli şartlarda gideremiyor. Bu durumdan ise en çok taşrada ve şehirlerin gecekondu bölgelerinde yaşayanlar etkileniyor. Çoğu, tuvalet ihtiyacını gerekli kanalizasyon tesisatının olmadığı açık alanlarda gidermek zorunda kalıyor.
Günümüzde dünyadaki birçok bölge için bir refah göstergesi olan tuvaletlerin tarihi ise oldukça eskiye dayanıyor. Bugün Pakistan'ın bulunduğu bölgede, M.Ö. 3000 yıllarında, bünyesinde su sarnıçları bulunan klozet mekanizmalarının kullanıldığı biliniyor. Mezopotamya'da ise M.Ö. 2300 yıllarında akarsuların üzerine kurulu tuvalet sistemleri vardı. M.Ö. 300'lerde, altında atıkların biriktirilip daha sonra atıldığı kapların bulunduğu taş klozetler, hem Eski Yunan hem Eski Mısır medeniyetlerinde kullanılıyordu. Çin'de M.S. 5. yüzyıldan bu yana tuvalet kâğıdı üretiliyor. 1871 yılında Berlin'deki evlerin yüzde 9'unun tuvaletinde sifon sistemi vardı.
Günümüzde birçok insanın gerekli tuvalet tesisatına ulaşımının kısıtlı olmasının dışında, var olan çoğu tuvalet ve kanalizasyon sistemi ihtiyacı karşılamıyor. Dünyadaki birçok bölgede, fosseptik ve kanalizasyon atıkları arıtılmadan temiz sulara karışıyor. Tahminlere göre, gelişmekte olan ülkelerde görülen hastalıkların yüzde 80’i içme sularının kirlenmesiyle alakalı. Hijyen eksikliği ve kirlenmiş içme suları kaynaklı hastalıklar günde yaklaşık -çoğu beş yaşın altında olan- 5 bin çocuğun hayatını alıyor. Bu gibi durumlarda, normal ishal bile ölümcül sonuçlar doğurabiliyor.