Zaman gazetesinin hazırladığı "Fotoğraflarla Özgür Medya" kitabında zarar gören gazeteciler arasına konulmayışını sert dille eleştiren Bugün yazarı Nuh Gönültaş, Zaman gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı'yı hedef alan tweetler paylaştı. 14 Aralık'ta kendisinin de yargılandığını hatırlatan Nuh Gönültaş, Zaman gazetesi için "Bu arkadaşlar demokrasi ve özgürlük edebiyatı yapınca artık gülüyorum. Siz önce kendi medyanızı özgürleştirin, ondan sonra özgürlükten bahsedin..." ifadelerini kullandı. Gönültaş'ın açıklamaları sonrası Dumanlı'dan cevap geldi. "Kitabın yazarları da şahittir ki, söz konusu kişinin ismi konusunda kesinlikle bir tasarrufta bulunulmamıştır" diyen Dumanlı, şöyle devam etti:
"Bir yılı tarayarak bu kitabı hazırlayan heyet gözden kaçırmış olabilir. Sadece Nuh Gönültaş değil, başka mağdur olmuş meslektaşlarımızın adı da kitapta yer almamış olabilir. Bu çok doğal. Bunlar not edilir ikinci baskı da tamamlanabilir. Ama böyle bir şeyden yola çıkarak, emeğe saygısızlık yapılması hel hele hakarete varan açıklamalar yapmanın izahı olamaz."
‘Dilsiz şeytanlar’
"Tayyip Erdoğan'ın yerinde Ekrem Dumanlı olsa TR'de medya özgürlüğü çağ mı atlar yani." diye soran Gönültaş, "Dilsiz şeytanlar sadece tek tarafta yok...Onlar her yerde... Durumun tek taraflı olduğunu düşünmüyorum." dedi. İşte Nuh Gönültaş'ın Twitter hesabından yazdıkları: "Zaman fotoğraflarla özgür medya kitabı hazırlamış. Kitapta bu süreçte zarar görmüş bütün gazeteciler var, Nuh Gönültaş yok. Sanki 14 Aralık 2014'de beş yıl önceki bir yazımdan dolayı hakkımda soruşturma olmamış gibi... Bu arkadaşlar demokrasi ve özgürlük edebiyatı yapınca artık gülüyorum. Siz önce kendi medyanızı özgürleştirin, ondan sonra özgürlükten bahsedin... Özgür Medyanızı sevsinler... Türkiye'de medya asla özgür olmaz. Çünkü kimsenin medyayı özgürleştirmek falan diye bir amacı yok. Herkes demokrasiyi kendisi için istiyor, en çok da en fazla özgür medya diyenler. TR'de medya özgür olmaz, olamaz. Sanki bu süreçten önce özgür müydü ki... Özgür medyaymış... hadi be, ne özgürlüğü...
Kimsenin amacı demokrasi değil, özgürlük değil. Demokrasi de basın özgürlüğü de hep paravan olarak kullanılıyor, herkes yapıyor bunu. Zaman Gazetesi bir milyon değil beş milyon satsa daha mı etkili olur acaba? insanlar bu soruyu hiç kendilerine soruyorlar mı? Yani beş milyon satsa ne olurki... Rahmetli Ufuk Güldemir, Zaman'ı yöneten adama "Sen gazete mi yapmıyor kağıdı boyuyorsun" demişti. O günden bugüne fazla bir şey değişmedi. Tayyip Erdoğan'ın yerinde Ekrem Dumanlı olsa TR'de medya özgürlüğü çağ mı atlar yani. Ekrem Dumanlı Cumhurbaşkanı olsa TR daha mı özgür olur. Dilsiz şeytanlar sadece tek tarafta yok...Onlar her yerde... Hangi gazetede editoryal özgürlük var? Kibir İstiskal Dilsiz şeytanlar her yerde var. Durumun tek taraflı olduğunu düşünmüyorum."
Dumanlı Gönültaş'a Gazetenin internet sitesinden cevap verdi. Dumanlı şu ifadeleri kullandı: Haber merkezinden üç arkadaşımız, Türkiye'de son bir sene içinde yaşanan Basın Özgürlüğüne müdahaleleri tarayarak rapor niteliğinde bir kitap hazırladı. Bu güzel çalışma tam 215 sayfa. Bunu özellikle yazıyorum zira, yaşanan olayların ve hak ihlaline uğrayan, baskı gören, işsiz kalan, mağdur olan gazeteci sayısının fazlalığının da bir göstergesi. Kasıt içermediği halde gözden kaçan isim ve vakaların olması gayet doğal. Nuh Gönültaş, büyük bir emek verilerek basımı yapılan ve tarihe maledilen kitabın ilk baskısında kendisine yer verilmediği için şahsi Twitter hesabından yakışıksız ithamlarda bulundu. Bu ifadelerin Twitter'da kalmaması sebebiyle Genel Yayın Müdürümüz Ekrem Dumanlı'yı ve kitabın editörlerinden Suat Özçelik'i aradım ve bir açıklamalarının olup olmayacağını sordum.
Ekrem Dumanlı'nın söylediklerini aynen aktarıyorum:
"Öncelikle şunun bilinmesini isterim, Medya Özgürlüğü 2014 kitabının yazarı ben değilim. Üç kişilik bir heyet yazdı. Taslak haline geldiğinde de bir çok kişi gözden geçirdi. Kitabın yazarları da şahittir ki, söz konusu kişinin ismi konusunda kesinlikle bir tasarrufta bulunulmamıştır. Bir yılı tarayarak bu kitabı hazırlayan heyet gözden kaçırmış olabilir. Sadece Nuh Gönültaş değil, başka mağdur olmuş meslektaşlarımızın adı da kitapta yer almamış olabilir. Bu çok doğal. Bunlar not edilir ikinci baskı da tamamlanabilir. Ama böyle bir şeyden yola çıkarak, emeğe saygısızlık yapılması hel hele hakarete varan açıklamalar yapmanın izahı olamaz."
Kitabı, Salih Sarıkaya ve Kamil Arlı ile birlikte hazırlayan Suat Özçelik'e de ulaşıp, süreci sordum. Özçelik'in ifadeleri ise aynen şöyle: "Üç arkadaş olarak gece gündüz bir tarama yaptık ve 2014 yılı içerisinde çok sayıda basın özgürlüğüne darbe sayılabilecek olayı ortaya koyduk. Sonra bunları tek tek ve tarafsız bir şekilde tasnifleyip yazdık. Hiçbir olayı ve kişiyi atlamayalım diye çaba gösterdik. Fakat, sadece Nuh Gönültaş değil başka gazetecilerden de ismini unuttuklarımız olduğunu yeni yeni fark ediyoruz. Kitabımızı, taslak halinde iken yazı işlerinden bazı isimler gibi Ekrem Bey'e de kağıt çıktı alarak gösterdik. Bu taslak takdir edersiniz ki 500 A3 sayfası demek. Heyetten ve Ekrem Bey'den, hiç bir isim için kitaptan çıkarın önerisi kesinlikle gelmemiştir. Beni telefonla arayan Nuh Gönültaş'a bunları aynen anlattım. Tamamen insani bir olay olduğunu söyledim ve unutuğumuz bazı isimleri de kendisine örnek olarak verdim. Kitabın ilk baskısında ismini atladığımız gazetecilerin bunu böyle bilmesini isteriz. Nuh Gönültaş'ın yazdıklarına gelince, emeklerimizi bir kenara bırakın, telefonda konuşmamıza ve izahatta bulunmama rağmen yazdıkları bizi çok kırdı ve üzdü."
Tartışmaya Gazeteci Emre Uslu da müdahil oldu. Uslu Twitter hesabından, kitapta neden Mehmet Baransu'nun olmadığını sordu. İşte Emre Uslu'nun o tweet'leri: "Eyyy Cemaatçi arkadaşlar Zaman'ın çıkardığı MAĞDUR GAZETECİLER kitabına ilişkin eleştirilerime akşamdan beri cevap verme uğraşındasınız. Arkadaşlar Baransu'nun mağduriyetinin zekatı bile kapaktaki gazetecilerin %90'ından fazla eder. Kapakta neden yok? 2008'den beri mahkemelerden çıkamayan Baransu'ya kapağında yer vermeyen berbat bir kitabın nesini savunuyorsunuz?"