HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, AKP'nin HDP'ye "terörist, bölücü, dinsiz, imansız" dediğini belirterek "HDP’ye hakaret ederken sanıyorlar ki ülkenin sorunları çözülüyor. Ama ülkenin sorunları olduğu gibi yerinde duruyor. Onlar artık Türkiye halklarına hiçbir şey vaat etmiyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün A Haber'de katıldığı programda "Anneler cezaevlerinde evlatlarıyla Kürtçe konuşuyor" imasında bulunduğunu ifade eden Buldan, "Kürtlerle dalga geçmiş. Şunu söylemek isterim; iki tane genç Kürtçe slogan atıyor diye onu cezaevine koyacaksın, cezaevinde gençler anneleriyle Kürtçe konuşuyor diye övüneceksin. Şimdi insanlarımızın Kürtçe konuşmak için cezaevine mi girmesi gerekiyor?" diye sordu.
31 seçimlerinden sonra kayyımların el ele tutuşup Ankara'ya gideceğini ifade eden Buldan, "Kayyım, bugün Ağrı Belediyesi’nde 20 trilyon borç takmış durumda" dedi.
Seçim çalışmalarını Ağrı'da sürdüren Buldan, en yüksek doğum oranına sahip Ağrı'da tek kadın doğum uzmanının olduğunu söyledi.
Buldan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Bu 31 Mart, artık kutuplaşmanın, inkarın, yok saymanın olmadığı, Türkiye’nin güzel günlere gençlerimizin, çocuklarımızın güzel yarınlara uyanacağı bir tarih olacak. İşte onun için diyoruz ki işte meydan, işte Ağrı, işte sandık diyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu ülkede Kürtler de, Türkler de, Ermeniler de, Süryaniler de, Aleviler de, Sünniler de, Lazlar, Çerkezler, Terekemeler de herkes bu iktidarın zihniyetinden, yaklaşımından oldukça rahatsız. Bu ülkenin çocukları da, kadınları da, gençleri de bu iktidardan rahatsız ve 31 Mart tarihini sabırsızlıkla bekliyor, dört gözle bekliyor.
Çünkü 17 yıllık AKP hükümetinin iktidarı döneminde herkes bu iktidardan çekti. Genci de, çocuğu da, kadını da, Türkü de, Kürdü de çekti. Farklı inançta, farklı kimlikte, farklı mezhepte olan herkes bu iktidardan çekti. Kendisi gibi düşünmeyeni, kendisi gibi olmayanı, kendisi gibi hareket etmeyeni cezalandıran bir anlayış 31 Mart’ta bu ülkenin halklarından gereken dersi alacak. Ama o ders, özellikle Ağrı’dan, Agirî’den verilecek.
Çünkü biliyoruz ki yaradılanı yaradandan ötürü sevenler, aynı gözle bakmıyorlar size. Oysa hepimizi yaratan Allah’tır. Allah herkesi eşit yaratmış, herkesi eşit yaratırken "herkes kendi dili kimliği, inancı ile yaşasın" demiş. Ama onlar AKP’li olmayana, onlarla birlikte hareket etmeyene nasıl yaklaşıyor görüyorsunuz! Ya cezaevine gönderiyorlar ya cezalandırıyorlar.
Onlar geldiklerinde de burası yoksuldu, şimdi de yoksul. Onlar geldiklerinde de burada işsizlik vardı, şimdi gene işsizlik var. Bakınız size bir örnek vereyim; buraya bir hastane yaptılar. O hastane binasını 10 yılda bitiremediler. O hastane binası tamamlandı ama içinde sadece bir tane doktor var. En yüksek doğum oranın Ağrı’da olmasına rağmen, buranın sadece bir tane kadın doğum uzmanı olduğunu Türkiye biliyor mu, Ankara biliyor mu, Tayyip Erdoğan biliyor mu?
Burada geçen gün Tayyip Bey'in bir mitingi olmuş. Bu mitingde yine bir kez daha Ağrı halkına bir sürü vaatlerde bulunmuşlar. “Ağrı’yı uçuracağız” demiş. Yahu 17 yıldır iktidardasın, Ağrı’yı niye uçurmuyorsun? 17 yıldır iktidardasın, ekonomiyi niye uçurmuyorsun? Bunların yalanları bir araya getirsek, toplasak inanın Ağrı Dağı’nın boyunu aşar. Yalan söylemekten, iftira atmaktan, hakaret etmekten başka hiçbir şey yapmıyorlar. AKP’nin yalanları bu meydanda da havada uçuyorken, Ağrı halkının çektiği yoksulluğu, sefaleti görmezden gelenler, şunu bilsin, Ağrı halkı 31 Mart’ta size güzel bir ders verecek, güzel bir tokat atacak.
Şunu bilsinler ki o kayyımlar, 31 Mart’ta el ele tutuşacak, uçağa binecek ve Ankara’ya gidecek. Onların hesabı sandıkta sorulacak, onların hesabı 31 Mart tarihinde mutlaka sorulacak. Belediyeyi yangından mal kaçırırcasına talan edenler, özellikle kayyım, bugün Ağrı Belediyesi’nde 20 trilyon borç takmış durumda.
İnanın AKP’nin miadı doldu. 31 Mart tarihinde gidecekler, bunu biliyorlar. İşte bunu bildikleri için de yaptıkları her mitingde yaptıkları her konuşmada söyledikleri tek bir şey var o da HDP’ye iftira, HDP’ye hakaret ve yalan. Başka bir şey yok. HDP'ye terörist diyorlar, bölücü diyorlar. HDP'ye dinsiz, imansız diyorlar.
Buradan bir kez daha söyleyelim: Ne bölücüyüz ne teröristiz. Dinimiz de var, imanımız da var, Allahımız da var, peygamberimiz de var. Bize buradan defolup gidin diyorlar. Her yerde söyledik, bir kez daha söylüyoruz. Gitmiyoruz, buradayız; burada yaşamaya devam edeceğiz.
Şimdi bunları söylerken, HDP’yi karalamaya çalışırken, HDP’ye iftira atarken, HDP’ye hakaret ederken sanıyorlar ki ülkenin sorunları çözülüyor. Ama ülkenin sorunları olduğu gibi yerinde duruyor. Onlar artık Türkiye halklarına hiçbir şey vaat etmiyor. Çünkü 17 yıldır herkes ne yaptıklarını biliyor. Bu ülkeyi nasıl yönettiklerini biliyor. Onun için miting meydanlarında vaatleri yok. Sadece ve sadece HDP’ye hakaret, karalama, iftira var. Bütün bunları söyleyen bir Cumhurbaşkanı var. Biz biliyoruz ki halkın gönlünde Cumhurbaşkanı o değil. Halkın gönlünde, Selahattin Demirtaş gönüllerin cumhurbaşkanıdır, sevgili Selahattin Demirtaş.
Dün Tayyip Bey bir konuşmasında ‘anneler cezaevlerinde evlatlarıyla Kürtçe konuşuyor’ diye bir imada bulunmuş ve halkla dalga geçmiş. Gerçekten bizlerle, Kürtlerle dalga geçmiş. Şunu söylemek isterim; iki tane genç Kürtçe slogan atıyor diye onu cezaevine koyacaksın, cezaevinde gençler anneleriyle Kürtçe konuşuyor diye övüneceksin. Şimdi insanlarımızın Kürtçe konuşmak için cezaevine mi girmesi gerekiyor? İnsanlarımızın kendi dilinde konuşması için cezaevinde mi kalması gerekiyor. Bizler Kürtler Kürt olarak kendi dilimizle her yerde konuştuk, bundan sonra da konuşmaya devam edeceğiz. Bunu engelleyemeyeceksiniz.
Cezaevlerinde insanlar Kürtçe konuşuyor diye bunu öven Cumhurbaşkanı’na şunu söylemek isterim: İnsanlar cezaevlerinde yaşamlarına son veriyor! Bugün sevgili Leyla Güven bedenini tam 141 gündür açlığa yatırmış. Onunla birlikte yüzlerce insan açlık grevinde. Onu görmeyeceksin, onun talebini duymayacaksın, ne istediğine kulak tıkayacaksın, ondan sonra cezaevinde insanlar anneleriyle Kürtçe konuşuyor diyeceksin.
Sevgili Ağrılılar işsizlik, yoksulluk, adaletsizlik... Bunların hiçbiri kader değildir. Hele hele Ağrı halkının kaderi asla değildir. Bütün bunlar hükümetin eseridir. Bütün bunları size reva görenlere 31 Mart’ta öyle bir ders verin ki sizlerin yüzüne bakacak yüzleri olmasın artık.