Çalışma Bakanı Çelik'ten Erdoğan'ı eleştiren Arınç'a: Ne gerek var ulan!

Çalışma Bakanı Çelik'ten Erdoğan'ı eleştiren Arınç'a: Ne gerek var ulan!

Fethullah Gülen cemaatine yönelik olarak "paralel yapı" adı altında 22 Temmuz'da yapılan operasyondan sonraki süreçte "darbe girişimi" ve "casusluk" iddiasıyla tutuklanan polislere ilişkin dosyaya, savcı İsmail Uçar tarafından delil olarak eklenen tapelere arasına, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın "kız ve erkek öğrencilerin aynı evde yaşayamayacağını" açıklayan dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'a tepkisi üzerine yaşanan rahatsızlığa ilişkin konuşmalar da girdi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ve TÜRGEV’in Genel Kurul üyesi Ahmet Ergün arasında geçen telefon görüşmesinde Erdoğan'ı TRT ekranlarında eleştiren Arınç için, "Ne gerek var ya ulan … ya", "Bülent Abi kendini küçültüyor" ve "Hiç yakışmıyor, yaşlı başlı adamsın 10 seneden beri bu işle uğraşıyorsun" ifadeleri kullanıldı.

Telefon konuşmasına konu olan Erdoğan-Arınç krizine ilişkin süreç Zaman gazetesinde 4 Kasım Pazartesi günü yayımlanan "Erdoğan'ın Kızılcahamam'daki parti toplantısının basına kapalı bölümünde kız ve erkek öğrencilerin aynı evlerde kalmasını önleyecek  denetimler için talimat verdiği" haberle başladı. Haberin yayımlandığı günün akşamı, olağan Bakanlar Kurulu toplantısından sonra "Hükümet Sözcüsü" olarak soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Arınç, haberin "asparagas" olduğunu, toplantıda böyle bir konunun konuşulmadığını, zaten evleri denetlemek gibi bir "yetkilerinin de bulunmadığını" söyledi. 

Ancak Erdoğan hem AKP grubunda, hem de Finlandiya, İsveç, Polonya gezisine çıkarken "konuştuğunu inkâr edecek biri olmadığını" söyledi ve "kız-erkek öğrencilerin aynı evde kalamayacağını, önlem alacaklarını, gerekirse yasal düzenleme yapacaklarını" söyledi. 

Erdoğan tarafından yalanlanan Arınç da, Avrupa Konseyi Medya ve Bilgi Toplumundan sorumlu Bakanlar Toplantısı'na katılmak üzere gittiği Belgrad'da TRT'ye açıklama yaparak Başbakan'ın tavrını eleştirdi:

"Sayın Başbakanımıza buradan bir dost, bir arkadaş, onun bir kardeşi olarak seslenmek isterim ki, Hükümet Sözcüsü olarak açıklamamla, kendisinin Başbakan olarak konuşması arasında apaçık bir çelişki vardır... Bu çelişkiyi en güzel şekliyle izah etmesi dün, bugün ve yarın kendisinden beklenir..."

"Ben kum torbası değilim" diyen Arınç, aynı açıklamada, sadece kendisini yalanladığı için değil, "ev sahibi ve kiracı anlaşmışlarsa karışamayacaklarını, özel hayatlara müdahale edemeyeceklerini" vurgulayarak da Erdoğan'ı eleştirdi. Erdoğan'ın söz ettiği karardan haberi olmadığının da altını çizerek, "Yeni bir tartışma noktasını toplumun içine koymak, alt yapısı olmadan böyle bir şeyi yapmak Başbakan olarak ileriye dönük bir vaat olabilir, ama bir Bakanlar Kurulu üyesi olarak böyle bir şeyden haberdar değilim. Ben Başbakan'ı 24 saat izliyorum. Onun da görevi Hükümet Sözcüsü'nü izlemek olmalı" dedi.

 

Arınç'ın çıkışı tapelerde

 

Arınç'ın bu sözleri, "casusluk ve darbe girişimi" iddialarıyla tutuklanan polislerin dosyasına "delil" olarak tapeleri konan Çalışma Bakanı Faruk Çelik ile TÜRGEV Genel Kurul üyesi Ahmet Ergün arasındaki telefon görüşmesine konu oldu.

Grihat’ta yer alan görüşme kayıtlarına göre, 8 Kasım 2013′te Çelik ve Ergün arasında geçen o telefon görüşmesi şöyle:

Ahmet Ergün: Alo

Bakan Faruk Çelik: Hayırlı Akşamlar

A.E.: Hayırlı akşamlar bakanım buyrun

F.Ç.: Abi uyandırdık kusura bakma hakkını helal et

A.E.: Yok ya da bu saatte yatarsak olmaz sayın bakanım ayıp olur ya vatandaş çalışırken devlet çalışırken bi vatandaş uyursak olur mu böyle şey ya yakışır mı bize başkanım ya

F.Ç.: Maşallah halkımızla övünüyoruz Allah razı olsun

A.E.: Eyvallah hakkınızla öneceksiniz biz …. yani

F.Ç.: Halkımız böyle ya

A.E.:… devlet çalışırken biz olur mu gene Başbakan şimdi açık … şey vardı bir canlı yayın verdiler televizyonlar

F.Ç.: hıı

A.E.:.. şimdi yıktı ortalığı maşallah

F.Ç.: … nerde ya nerde konuştu hayırdır ya

A.E.: çekos … neresi gitmiş ya ..

F.Ç.: Polonya’daydı şeyi Polonya’daydı

A.E.: Polonya mı polonyadaydı herhalde ordaydı canlı yayın verdiler uzun uzun ordaki yan şey karşılıklı konuşmaları tercihleri bir … turladı dediki Kıbrıs’ın öteki tarafını aldılar bizi almadılar

F.Ç.: evet…

A.E.: Şunlar şunları aldılar bizi almadılar bunları bunları bunları almadılar

F.Ç.: ibneler

A.E.: ibneler aynen böyle bir sövdü saydı utansınlar dedi be hepsi yerde sürünüyorlar bize gelince böyle dedi böyle…

F.Ç.: ya o tartışmalara noluyor ya son tartışmalar çıktı Bülent abimiz yine resti çekti

A.E.: ya Bülent abi çok ayıp bir şey ya çok ayıp

F.Ç.: ne gerek var ya ulan … ya

A.E.: hiç hiç … ya abi ya kendini ya.. kendini küçültüyor ya Bülent Abi

F.Ç.: Ben diyor sıradan bir bakan değilim diyor

A.E.: hah

F.Ç.: ben diyor neyim diyor Allah allah

A.E.: o iş farklı ya bir insan enaniyet nerden çıktı bu ya ulan biz sıradan insanız yarın Allah canını aldığı zaman bakanmıydı başbakanmıydım diyecen

F.Ç.: ben diyor düz bir sıradan bir bakan değilim başkaları gibi değilim diyor ben diyor özgül ağırlığı olan bir adamım diyor

A.E.: evet evet evet evet

F.Ç.: alah allah

A.E.: ne enaniyet ya ne enaniyet ya

F.Ç.: abi kiminle Bursa’da uğraşıyorum dikkat et uğraşıp duruyor benim gibi …hasta oldum..

A.E.: Allah sabır versin

F.Ç.: Niye orda Faruk Çelik var diye çıldırıyor adam ya e ne yapayım halk seviyor

A.E.: (gülüyor) Allah allah kardeşim sen havada uçuyorsun biz yerde uçuyoruz aramızdaki fark bu

F.Ç.: aynen öyle

A.E.: mesele bu tevazu insanı büyütür Allah hidayet versin

F.Ç.: tabi ya tabi ya

A.E.: tepedeki bakan adam ee ben sıradan bakan mıyım ee nesin sen ya ney boyun mu uzun aklın mı öne ne var yani ne farkın var ne eşitiz böyle bir şey yok ya ayıp ya

F.Ç.: yazık ya yazık harbi böyle bir

A.E.: … dinledim ben canlı yayına ben kendisinin ifadesini ya böyle bir şey yok ya ayıp ya

F.Ç.: abi çok çok

A.E.: hiç yakışmıyor yaşlı başlı adamsın 10 seneden beri bu işle uğraşıyorsun

F.Ç.: neyin hesabını yapıyorsun nedir bu kadar ya

A.E.: ölecen gidecen

F.Ç.: yani asıla şeyi almak istiyor Başbakan al diyor senin olsun … karşı çıkmayacak diyor ya tevazuda dediğin abiliğinle dur kenarda herkes zaten söyleyeceğini söyle ya

A.E.: büyüklük tevazuyla olur bütün dünya alem biliyor ya

F.Ç.: …

A.E.: ama ne yapacaksın enaniyet Allah korusun yani

F.Ç.: amin

A.E.: çook büyük bir bağ hazır bomba biliyormusun hazır bomba

F.Ç.: aynen öyle ya

A.E.: valla Allah yardımcısı olsun şimdi bizim oğlan geldi biz güzel bir yemek yedik beraber ofiste

F.Ç.: hıı

A.E.: uzun uzun konuştuk açık açık bir abi kardeş konuşalım

F.Ç.: hazreti hasan ordamıydı

A.E.: yok hasan çağırdım hasan dediki ahmet abi ben gelmeyeyim biz senle daha rahat konuşuruz dedi

F.Ç.: haydaa

A.E.: daha iyi oldu neyse kaytardı o ama bir bakıma iyi oldu biz Enes’le çok net anlattı çocuk dedim ki bu işin şakası olmaz yani gönlün istiyorsa bie şeyin varsa zaten aklın orda…

F.Ç.: sen anlattın olumsuz taraflarıda anlattın

A.E.: hepsini anlattım

F.Ç.: iyi yaptın abi

A.E.: dedimki bak bu işin şakası yok bu iş ayrı biraz problemi olabilir şu andaki insanlar kaldıramamış olabilir bu yarın ters tepebilir yani bunlar gitti üç beş sene sonra ne olacağı belli değiş kompleks başlayabilir bunların hepsini düşünmen lanzım ya Ahmet Abi diyor olabilir başıma ..çekerim ama ben böyle bir talebim var yani şimdi ne diyeceksin çocuğa

F.Ç.: enteresan bir şey ya