Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, RTÜK üyelerinin geldikleri partinin üyeleri gibi davrandığını belirterek, “bu üyelerin bazı gizli bilgileri dışarı sızdırdıklarını” öne sürdü.
Arınç, “Üyeler geldikleri partilerin militanı değiller. ‘Ben şu partiden seçildim. O partiye uygun çalışmalıyım’ dememeliler. Aksi halde Anayasaya aykırı davranmış olurlar. Gizli kalması gereken tartışmalar, haberler dışarıya sızdırılıyor. Bu kurula zarar verir. Yapılması gereken bu üyeleri denetleyecek bir etik kurul kurulmasıdır. Bana yazılı medya ve internet medyası için de RTÜK benzeri bir kurul oluşturulması için talepler geliyor. Ben kötü olur diyorum ama bu benim şahsi görüşüm” ifadelerini kullandı.
RTÜK’ün 20. yılı nedeniyle düzenlenen Görsel İşitsel Medyaya Bakış konulu toplantıya katılan Arınç’ın açıklamaları şöyle:
“RTÜK’ün üyelerini TBMM seçiyor. Biz bir Üst Kuruluz. Seçiler üyelerin de yasa ve yönetmelikler çerçevesinde görev yapması gerekir. Görevlerini kötüye kullandıklarında kendilerine kullanılacak herhangi bir yasal müeyyide de yok. Meseleye sadece etik açıdan bakmamız gerekiyor. Bu bence bir eksiklik. Her kurulda mutlaka kanunda yazmasa bile mutlaka bir etik kurul oluşturulabilir ve farklı davranışlar kurula zarar veren davranışlar burada değerlendirilebilir. Aksi taktirde sorumsuzluk o noktaya gelir ki RTÜK siyasi partilerin kavga ettiği çekiştiği bir arena haline dönüşebilir. Ak Partikontenjanından seçilen üyeler bu partinin üyeleri değildir. CHP, MHP, BDP kontenjanından seçilen üyeler o partinin militanları, üyeleri il ve ilçe başkanları da değildir. Ben özellikle bu kontenjanları genel başkanların çok iyi kullanmaları gerektiğini düşünüyorum. Kendileriyle çok yakın temasta bulundukları için bir ulufe, bir bahşiş olarak değil, görevlerini en iyi şekilde yapmaları için seçtiklerine inanıyorum. Arkadaşlar da ‘Ben şu partiden seçildim. O partiye uygun çalışmalıyım’ dememeliler. Aksi halde Anayasaya aykırı davranmış olurlar. Gizli kalması gereken tartışmalar, haberler dışarıya sızdırılıyor. Bu kurula zarar verir. Ayrıca yeni bir denetleyicinin kurulmasına yol açacak bir karara elbette bizi götürebilir. Yoksa orası Meclis Genel Kurulana döner ki Meclis Genel Kurulu’nun ne hale geldiği ortada.
Bugün yazılı basından internetten şikâyet ediliyor. ‘Bu kadar da olmaz ki canım’ deniliyor. Hemen bir taraf geliyor, ‘RTÜK benzer bir kurulu da yazılı basın için yapsak iyi olmaz mı’ diyorlar. Şahsen ben ‘kötü olur’ diye cevap veriyorum. Ama bu benim şahsi görüşüm. Kötüye kullanmalar arttıkça onları denetleyici suistimalleri önleyici yollar aramak da yurttaşların görevidir. Bunu bilmemiz lazım.
Türkiye o hale geldi ki davacısı kimdir ve hangi idare mahkemesine gitmiştir, o mahkemeden nasıl bir karar çıkacaktır, yazılı bir zarfa koyun ertesi gün açıp bakın sonucu orada göreceksiniz. Uyduruk bur isimle yapılan müracaatlar karşımıza yürütmeyi durdurma olarak çıktı. Bu frekans tahsisleri konusunda öyle oldu. Çok kötü bir iddia diyecekler ama bu iddianın sahibi benim. Kimse korsanlıkla yoluna devam etmesin. Hazirana kadar yeni bir yasal düzenlemeyle bu ihaleleri yapacağız.
Türk dizileri önemli bir noktaya geldi. Hatta bazı ülkelerde dizi aktörleri daha çok biliniyor. Bu bağ önemli. 1.5 milyarlık Çin’den Türkiye’ye 133 bin turist geliyor. Geçtiğimiz gün misafir bakana bunu ilettik. Sayının az olduğunu söyledik. O da yapımları karşılıklı paylaşırsak Çin halkının Türkiye’yi daha çok tanıyacağını söyledi. O nedenle örneğin Rus, Çinli neden hoşlanır bilmemiz ve ona göre strateji geliştirmemiz gerekiyor.”
RTÜK’ün MHP kontenjanından seçilen üyesi Esat Çıplak Arınç’ın üyelerle ilgili sözlerine ise şu yanıtı verdi: “Sayın Bakan’ın RTÜK’te parti militanı gibi davranılması sözüne aynen katılıyorum. Bu ifadeyi hükümet kontenjanından seçilen arkadaşlar için kullandı. Kurul kararlarında döneme, şartlara, iktidar erkinin güç zehirlenmesinden etkilenmemelerini, iktidarın yönetim zaafları RTÜK’ün denetleme ve düzenleme faaliyetlerini adalet, hakkaniyet çerçevesinde vicdanları kanatmayacak bir ruhla hareket etmelerini salık verdi. Hükümet kontenjanından seçilen arkadaşlar umarım gerekli ikazı alırlar. Balyoz, Ergenekon operasyonlarında, Deniz Baykal ve MHP yöneticileri ile ilgili kaset yayınlarında ve çeşitli muhalefet partilerin belediyelere yönelik yolsuzluk operasyonlarında da insanların özel hayatlarını, mahremiyetlerini, masumiyet karinesini, hukukun üstünlüğünü görmeyen kurul üyesi arkadaşlara, bugün militanca bir tavırla hareket ederek son dönemdeki yayınlarla ilgili haber değerine bakmadan, cadı avına dönercesine ceza verilmesini militanca bulduğunu ifade ettiğini düşünüyorum.”