Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Erbil merkezli Rudaw televizyonuna verdiği özel mülakatta, Türkiye-Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ilişkilerini, çözüm sürecini ve Abdullah Öcalan'ın cezaevindeki koşullarını değerlendirdi.
Arınç, IKBY yönetimiyle Türkiye'nin iyi ilişkiler içerisinde olduğunu vurgulayarak, "Bizim Kürt bölgesiyle iyi ilişkimiz var. Irak ile ticaretimiz 20 milyar dolar civarında. Bunun yaklaşık 11 milyar doları Kürt bölgesindedir. Ancak bu, Kürt bölgesiyle olan ilişkilerimizin salt ticaretten ibaret olduğu anlamına gelmez. Güvenlik ve diğer konularda da birlikte çalışmalarımız var" diye konuştu.
Çözüm sürecine de değinen Arınç, silahlı mücadelenin sona ermesi ve barışın tesis edilmesinde, IKBY Başkanı Mesut Barzani'nin olumlu adımlar attığını, bu desteğin devam etmesini temenni ettiğini dile getirdi.
Birlikte attıkları adımların bölge barışı ve güvenliği için önemli olduğunu vurgulayan Arınç, Kürt bölgesi ve Türkiye arasında vizenin kaldırılmasıyla ilgili, "Kürt Bölgesel Yönetimi, bağımsız bir devlet değildir. Bugüne kadar Kürt yönetimiyle birçok anlaşmaya imza attık. Ancak merkezi hükümet bunu sorun yapıyor. Merkezi hükümetin, bu sorunları tek bir muhataba bırakması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.
Öcalan'ın İmralı Cezaevi'nde daha geniş bir odaya alınmasıyla ilgili soru üzerine Arınç, şu yanıtı verdi:
"Evet. geniş bir yere almışlar. Kanunlara göre, eğer tutuklu bir sene boyunca yerinde uyumlu ise daha sonra iyi bir yere alınır. Bana göre de birisi ceza aldığında onu insanca çekmeli."
Arınç, Kürt olup olmadığıyla ilgili soru üzerine, "Aslen Türküm. Ancak Kürt olsaydım da benim için bir şey fark etmezdi. Yine Müslüman bir ailede dünyaya geldiğim için rabbime şükrederdim. Çünkü ben siyasete girdiğim günden itibaren Kürtlerle hep güzel ilişkiler kurdum. Kürtlerin haklarını alması için parlementoda çok mücadele ettim. Çünkü eğer dil varsa insan vardır. Dil yoksa insan da yoktur. Bundan dolayı Kürt halkını kendimiz gibi görüyoruz. Bu da benim için büyük bir onur kaynağıdır" şeklinde konuştu.