Müzisyen Bülent Ortaçgil, 24 Haziran'daki seçimlerde yüzde 52 oy oranıyla Cumhurbaşkanı seçilen Tayyip Erdoğan için, "52'yi yok mu sayacaksınız? Ya da muhalefette kalan yüzde 48'i? Başkan yüzde 52 civarında oy alarak seçilmiş. Muhalefet bunu kabul etmeli. İktidar da muhalefetin istek ve taleplerini göz önünde bulundurursa bu sorun çözülür bence" dedi.
Gülben Ergen'in şarkısını söylememesinin daha iyi olacağını belirten Ortaçgil, "Ben sadece ona şarkımı neden söylemese daha iyi oluru anlatmaya çalıştım kendimce. Ama ikna edemedim ve bestemi söyledi" ifadesini kullandı.
Sabah gazetesinden Tuba Kalçık'a konuşan Ortaçgil'in söyleşisinin ilgili bölümü şöyle:
Sizin 'Parayı veren benim bestemi okur' diye bir yaklaşımınız yok, öyle değil mi?
Bestelerimin okunması konusunda keskin bir kriterim yok. Gülben Ergen de benim bestemi okudu mesela. 'Şarkımı asla Gülben Ergen okuyamaz' gibi bir yaklaşımım da olmadı kendisi bestemi istediğinde. Ben sadece ona şarkımı neden söylemese daha iyi oluru anlatmaya çalıştım kendimce. Ama ikna edemedim ve bestemi söyledi. Bestelerinizi diğer müzisyenlerle çok da paylaşmayan birisiniz...
Buna katılmıyorum. Eskiden benim şarkılarım kimsenin umurunda değildi. Çok kimse dinlemiyordu ya da istemiyordu ki bestelerimi. Para etmiyordu bestelerim eskiden. Yeni yeni değeri anlaşılmaya başladı. Örneğin, 'Sensiz Olmaz'ı 20 yıl önce söylemiştim ama Müslüm Gürsesokuyunca şarkının değeri ortaya çıktı.
Geçtiğimiz günlerde hain kalkışmanın yaşandığı 15 Temmuz'un ikinci yıldönümüydü. Bu konuyla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyim?
15 Temmuz'da yaşananlar çok korkunçtu. Ben hayatım boyunca darbelerin her türlüsüne karşı olmuş biriyim. 15 Temmuz'da darbe girişimini durdurmak için yüzlerce insanımız öldü. Çok büyük bir felaketti o gece yaşananlar. Darbenin iyisi kötüsü olmaz. Siz yıllar önce yazdığınız şarkı sözlerinizde bile insanların kategorize edilmesine karşı çıkmış birisiniz. Günümüz Türkiye toplumunda da en çok ihtiyacımız olan şey, tüm renklerimizle birlik ve beraberlik içinde olmak. Katılıyor musunuz?
Türkiye'de geçmişten itibaren toplumsal kesimler çok fazla birbirine rakip oldu. Farklı görüşteyiz diye senin müziğin ayrı, benimki ayrı, senin sineman ayrı, benimki ayrı. Ama böyle olmaz, bunu kırmamız gerekiyor, uzlaşmak zorundayız. Muhalefetiyle iktidarıyla uzlaşmamız gerekiyor. Sandıktan çıkan sonuca saygı duyulmalı öncelikle. Oy olarak da baktığımız zaman yüzde 52'yi yok mu sayacaksınız? Ya da muhalefette kalan yüzde 48'i? Başkan yüzde 52 civarında oy alarak seçilmiş. Muhalefet bunu kabul etmeli. İktidar da muhalefetin istek ve taleplerini göz önünde bulundurursa bu sorun çözülür bence. Eskiden şu anda muhalefette olan yüzde 48, yüzde 52'yi yok saymıştı. Bu bir hataydı. Yüzde 52 oy alanlar, bu hataya düşmez ve yüzde 48'i yok saymayarak hareket ederse sorunlarımızı çözeriz. Siyasette diyaloğun artmasını bu anlamda çok önemli buluyorum.