'Bunu Erbakan bile yapmadı, Erdoğan artık tamamen dini kullanmaya başladı'

'Bunu Erbakan bile yapmadı, Erdoğan artık tamamen dini kullanmaya başladı'

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı Batman, Diyarbakır, Siirt ve Mardin’de düzenlediği mitinglerde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Kürtçe meali yayımlanan Kur’an-ı Kerim’i eline alarak halka hitap etmesi tartışmaya yol açtı. 

KONDA Araştırma Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem, muhalefetin "din istismarı yapıyor" diyerek sert bir dille eleştirdiği Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu hareketine ilişkin olarak, “Elde Kur’an kürsüye çıkan kimseyi hatırlamıyorum. Bunu Erbakan bile yapmadı” dedi. "Erdoğan gördü ki eski sertlikten halk hoşnut değil. Bunun için dine sarıldı" diye Erdem, "Ve bunu giderek arttırıyor. Artık tamamen dini kullanmaya başladı” ifadesini kulladndı.

BBC Türkçe'den Rengin Arslan'ın haberi şöyle:

Süleyman Demirel inançlı bir insan olduğunun bilinmesini istese; Hoca lakabıyla anılan, Erdoğan’ın yanından ayrılarak AKP’yi kurmaya giden yolu izlediği Necmettin Erbakan bir vaiz edasıyla destekçilerine seslense ve namaz takkesiyle hatırlansa da, ikisi de herhangi bir mitingde ellerine Kur’an-ı Kerim almamışlardı.

Türkiye’nin geçmişinde din konusunu meydanlarda en çok anan belki de 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle yönetime el koyan Kenan Evren olmuştu.

Sık sık hadisi şeriflere ve ayetlere göndermede bulunmasıyla biliniyordu.

Erdoğan ise ilk kez geçen sene yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kampanyasında Ensar Vakfı tarafından basılan Kürtçe Kur’an-ı Kerim’i seçmenlerine tanıttı.

Yaklaşık bir yıl sonra ise genel seçim öncesi yoğun bir tempoda yürüttüğü açılış töreni ve konuşmalarda bu kez, Kürtçe diliyle ilgili attıkları adımları anlatırken Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bastığı Kürtçe meali gösterdi.

Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesinde de Pazartesi günkü Siirt mitinginin videosunun ana ekran resminde, elinde Kur’an-ı Kerim tutan Erdoğan fotoğrafı kullanılmış.

 

YSK ve RTÜK'e başvurular

 

Ana muhalefet partisi CHP’nin lideri Kemal Kılıçdaroğlu Erdoğan’ın açıklamalarına tepki gösterdi, bunu istismar olarak niteledi.

Erdoğan önceki gün Siirt’te yaptığı konuşmada iddiayı reddetti.

Böylece Kur’an-ı Kerim ilk kez seçim öncesi bir ortamda polemiklerin içinde adı geçer hale geldi.

HDP dün Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tarafsızlık ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu’na şikayette bulundu.

HDP başvurusunda, “Dini sembollerden biri olan Kur'an-ı Kerim Erdoğan tarafından kitlelere gösterilmek suretiyle propaganda aracı olarak kullanılmaktadır” ifadesi yer aldı.

Ancak Cumhuriyet gazetesinin haberine göre akşam saatlerinde YSK bu başvuruyu reddetti.

CHP ise RTÜK’e başvurdu ve cumhurbaşkanı için “genel seçimlere yönelik olarak tamamen taraflı siyasi konuşmalar yapmakta, dini istismar etmekte ve hedefine açık bir şekilde muhalefet partilerini alarak onların genel başkanlarıyla polemiğe girmektedir” ifadesini kullandı.

 

Tarhan Erdem: Bunu Erbakan bile yapmadı

 

Peki Erdoğan’ın Kur’an-ı Kerim gibi güçlü bir dini sembolü miting kürsüsüne taşıması nasıl yorumlanıyor?

Bunu, olaya farklı açılardan bakan üç isme, KONDA Araştırma şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem, 28 Şubat döneminde başörtüsü mücadelesi veren isimlerden HDP İstanbul milletvekili adayı Hüda Kaya ve Yeni Şafak gazetesi yazarı, ilahiyatçı Müfit Yüksel’e sordum.

Önce Tarhan Erdem’den hafızasını yoklamasını rica ettim. Daha önce Kur’an-ı Kerim’i miting kürsüsünde gördüğünü hatırlıyor mu?

Erdem, “Elde Kur’an kürsüye çıkan kimseyi hatırlamıyorum. Bunu Erbakan bile yapmadı. Yaptığı şeklen bir gösteri hatırlayamıyorum” diyor.

Erbakan dönemi Türkiyesi’nin şartlarını hatırlattığımda ise, “ Tabii, Erdoğan bundan 10 sene önce olsa kullanamazdı. Diyarbakır konuşmasını 10 sene önce evvel yapsaydı Türkiye birbirine girmişti” diye yorumluyor.

Erdoğan’ın bugünkü konuşmalarını ise dini daha fazla kullanmaya başladığı şeklinde değerlendiriyor.

Önceden imam hatipler ve başörtüsü ile kurduğu argümanların dozunu arttırdığını düşünüyor: “Bundan evvelki seçimlerde de 2011’de hatta 2007’de de başladığı kutuplaştırmaya başladı. Bunu yapmasının sebebi kendi seçmenini başka bir düşünceye sapmadan kendi yanında tutmak istemesiydi. Gördü ki eski sertlikten halk hoşnut değil. Bunun için dine sarıldı. Ve bunu giderek arttırıyor. Artık tamamen dini kullanmaya başladı.”

Erdem ayrıca AKP’nin bir düşüş yaşadığını gördüğünü düşünüyor ve Erdoğan’ın kürsüsünü de bu açıdan yorumluyor:

“AK Parti yine birinci parti olacak ama yüze 49’lar gitti; yüzde 41-42 mertebesine indi. Daha da inebilir. [Erdoğan] buna karşı hırsla, ‘Siz öyle mi yapıyorsunuz, o zaman ben artık bunlardan faydalanmak istiyorum, dini unsurlardan faydalanmak istiyorum diyor.”

 

İlahiyatçı Yüksel: Kur’an’ı göstermesinde bir sakınca yok

 

Yeni Şafak yazarlarından ilahiyatçı Müfit Yüksel ise bu durumda bir istismar olmadığını düşünüyor.

Erdoğan’ın HDP’nin seçim beyannamesinde Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kapatılacağı vaadi nedeniyle kurumu savunduğunu söylüyor.

Yüksel “Bunun bir istismar yönüne gittiğine ilişkin bir işaret almadım. Çünkü sadece, ‘Diyanete karşı çıkıyorsunuz ama o Diyanet Kürtçe Kur’an-ı Kerim meali bile basıyor’ dedi. Başka bir şey söyleseydi bu tartışılabilirdi” diyor.

Erdoğan’ın bu konu üzerinde “çok uzun uzadıya durmadığını” belirten Yüksel, “Sadece gösterdi. O bakımdan ben sakınca görmüyorum. Kur’an ile büyüdüm, dedi. Belki orasını eleştirenler olabilir. Ama göstermesinde bir sakınca yok” şeklinde yorumluyor durumu.

 

HDP’li Kaya: Elde Kur’an ile şov yaparak siyaset yapılmaz

 

Hüda Kaya ise, kendileri gibi Erdoğan’ın da HDP’nin oy kitlesinin “Yüzde 80’den fazlası dindar muhafazakar” olduğunu bildiğini ve Kur’an-ı Kerim’i bu nedenle gösterdiğini söylüyor.

Kaya, “[Erdoğan] HDP’yi dinsizlikle itham etmeye çalışıyor ama dini inancı en safiyane şekilde kalmış halk Kürt halkıdır. Elinde Kur’an ile Kürt halkına karşısına bir şov ile çıkıyor. Bu kişilerin safiyane dindarlık hissiyatını istismar etmek üzerine, bir şov yapmak üzerine bir gündem yürütüyor.”

Kaya ayrıca, “Elde Kur’an ile şov yaparak siyaset yapılmaz. Buna ne bir devletin, ne bir liderin ihtiyacı olmalı ne de böyle olmalı. Hz. Ali’nin sözü vardır: Devletin dini adalettir. Bugünkü devlete bakalım adaletli midir değil midir?” diye soruyor.