Başkanlık sistemi tartışmalarına değinen AKP’li Burhan Kuzu, “Seçim Yasası, Siyasi Partiler Kanunu ve ilgili diğer yasalar değişir. En az 8-10 temel kanunda değişiklik yapılmak zorunda. Yani bugün başladık, bu sisteme yarın geçemezsin” dedi.
Anayasa profeösü Kuzu, “Diyelim ki 1 sene içinde tüm bu yasalar hazırlandı, bu hazırlık süreci 2016’yı bulur, hatta 2017’ye sarkabilir. Dediğim gibi anayasada daha başta bunu yazmak lazım. Referanduma giderken, ‘bu anayasa kabul edildiği andan itibaren 2019’da uygulanacak’ denebilir. Çünkü seçimler beraber olsun isteniyor” diye konuştu.
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Serpil Çevikcan’a konuşan Kuzu, “Mahalli idareler seçimi 5 yıl, cumhurbaşkanı seçimi 5 yıl. Ama parlamento seçimi 4 yıl. O da 5 yıla çıkmış olacak. Böylece bütün seçimler aynı gün yapılacak şekilde düzenlenebilir. Bunu bizim anayasaya koyacağımız geçici madde belirleyecektir. Aksi halde hemen yürürlüğe girecek bir uygulamayı diğer kanuni değişiklikleri yapmadan nasıl yapacaksın? ‘Referandumla anayasa değişikliği kabul edildiğinde mevcut cumhurbaşkanı başkan olur’ gibi bir geçici madde olmaz” dedi.
Serpil Çevikcan’ın Milliyet gazetesinin bugünkü (7 Şubat 2015) nüshasında yayımlanan, “Kuzu: Hazırlık 2017’ye kadar sürer” başlıklı yazısı şöyle:
Gündemin sıcak konusu başkanlık sistemi.
Bu konudaki yaklaşımı merak edilen Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıklamalarını da dinledik.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un ifadesiyle, “seçim beyannamesinde de yer alacağı aşikar” olan başkanlık sistemine eğer geçilebilecekse bunun nasıl ve en erken ne zaman olabileceği merak konusu.
Ak Parti kulislerinde çeşitli formüllerin tartışıldığı haberleri kamuoyuna yansıyor.
Bu haberlere göre, ilk hedef başkanlık olmakla birlikte, cumhurbaşkanı seçilenlerin partiyle ilişiğinin kesilmesi hükmünü ortadan kaldıran partili cumhurbaşkanı sistemi bile masada. Bunun muhalefeti ikna için bir geçiş olacağı yolunda fikir jimnastiği yapılıyor.
Tabii asıl hedef başkanlık sistemine geçiş.
Yapılacak anayasa değişikliğinin hemen uygulanabilmesi için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı Türkiye’nin ilk başkanı yapacak bir geçici maddenin eklenebileceği öne sürülüyor.
Mevcut cumhurbaşkanının başkan seçilmiş sayılacağına ilişkin bir hükümden söz ediliyor ki, böylece referandumda hem yeni anayasa hem de Erdoğan’ın başkanlığı oylanmış olacak.
Yine yansıyan haberler gösteriyor ki, bu yöndeki bir anayasa değişikliğiyle fiilen görevi sona ermek zorunda olan 7 Haziran 2015’de seçilecek 25. dönem parlamentosu için de geçici maddeye dayanan bir görevde kalma formülü bulunabilir. Böylece referandum dışında bir seçim yapılmasına da gerek kalmaz.
Teyide muhtaç bu senaryolar konusunda, tam başkanlık sistemini en hararetli biçimde savunan Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı, Ak Partili Prof. Dr. Burhan Kuzu’nun görüşlerine başvurdum.
Kuzu’nun ifadeleri, başkanlık sistemi gibi köklü bir değişikliğin uygulanabilmesi için en erken 2017’nin beklenmesi gerektiği yönünde. Kuzu’nun değerlendirmeleri özetle şöyle:
- İKİ BAŞLILIK SÜRER: Bu, köklü bir sistem değişikliğidir. Başkanlık modeli yarı başkanlığa benzemez. Şimdiki modelde, ‘cumhurbaşkanının partisiyle bağı kesilir’ deniyor. Sen onu, ‘kesilmez’ yaparsan, bir iki ufak rötuşla yarı başkanlığa geçilir. Ancak bizim parti olarak prensipte savunduğumuz tam başkanlık sistemidir. Yarı başkanlık da sorunludur. Muhalefeti ikna etmek belki daha kolay olabilir ama ideali bu değildir çünkü iki başlılık devam edecek, hükümet yine parlamento içinden çıkacaktır. Parlamenter rejimin farklı bir versiyonudur yarı başkanlık.
- SÜREÇ GEÇİCİ MADDEDE YAZILIR: Prensip olarak yasalar yayınlandığı gün yürürlüğe girerler. Anayasa da nihayet bir yasadır. Eğer referandumda başkanlık sistemini de içeren anayasa değişikliği geçer ve Resmi Gazete’de yayımlanırsa yürürlüğe girmiş olur. Tabii o zaman geçici maddelerle bir süreç öngörülür. Mevcut parlamentonun seçim süreci gibi. Belki, ‘yapılacak yasalardan sonra bu süreç başlar’ denilecektir. Çünkü birçok yasanın bu sisteme uygun olarak değişmesi gerekecek. Örneğin dar bölge seçim modeline geçilecek. Bugünkü nispi temsil olmayacak. Tüm vekiller, tek tek bölgelerden seçilecek. İstanbul 90 vekilse 90 bölgeye ayrılacak. Siyasi Partiler Kanunu’nda, Seçim Yasası’nda, Cumhurbaş-kanlığı Kanunu’nda çok fazla değişiklik gerekiyor. Çünkü bu modelde hükümet yok. Hükümet dediğimiz başkan ve onun dışarıdan kuracağı kabine.
- 2019’A BIRAKILABİLİR: Diğer partilerle de konuşularak denilebilir ki, ‘bu dönem böyle devam etsin, bundan sonraki seçimde geçici madde konulsun. Bu anayasanın yürürlük tarihi de ona göre belirlenebilir. Ama vatandaş bunu bilir. ‘Bu tarihten sonra anayasa böyle olacak’ diyebilir. O takdirde 2019’dur geçiş tarihi. Bu, yöntemlerden biri. Bu olmazsa, geçici madde konularak, ‘gerekli hazırlıklar yapıldıktan sonra bu süreç başlar’ denir. Seçim Yasası, Siyasi Partiler Kanunu ve ilgili diğer yasalar değişir. En az 8-10 temel kanunda değişiklik yapılmak zorunda. Yani bugün başladık, bu sisteme yarın geçemezsin.
- BÜTÜN SEÇİMLER AYNI GÜN: Diyelim ki 1 sene içinde tüm bu yasalar hazırlandı, bu hazırlık süreci 2016’yı bulur, hatta 2017’ye sarkabilir. Dediğim gibi anayasada daha başta bunu yazmak lazım. Referanduma giderken, ‘bu anayasa kabul edildiği andan itibaren 2019’da uygulanacak’ denebilir. Çünkü seçimler beraber olsun isteniyor. Mahalli idareler seçimi 5 yıl, cumhurbaşkanı seçimi 5 yıl. Ama parlamento seçimi 4 yıl. O da 5 yıla çıkmış olacak. Böylece bütün seçimler aynı gün yapılacak şekilde düzenlenebilir. Bunu bizim anayasaya koyacağımız geçici madde belirleyecektir. Aksi halde hemen yürürlüğe girecek bir uygulamayı diğer kanuni değişiklikleri yapmadan nasıl yapacaksın? ‘Referandumla anayasa değişikliği kabul edildiğinde mevcut cumhurbaşkanı başkan olur’ gibi bir geçici madde olmaz.
- VEKİL SAYISI ARTABİLİR: Yani hadi dediğimizde en az 1-1,5 yıllık bir geçiş sürecinden bahsediyoruz. Köklü bir reform yapılacak. Yarı başkanlık aman aman bir şey değil. Ancak tam başkanlık çok köklü bir reformdur. Teknik düzenlemeler gerekiyor. Bir süre mevcut sistemle giderken, müzakere edilir, yasalar hazırlanır, bu da baştan anayasaya yazılır. Seçim sürecini de YSK başlatır. Belki milletvekili sayısında artış da olabilir. Dar bölge bunu zorunlu hale getirebilir. Mesela İngiltere’de sürekli artar bu sayı. Dar bölge bu sistemde zorunludur çünkü bu sisteme kalite getirecek olan budur.