"Afrika'nın Che Guevara"sı olarak bilinen Burkina Faso lideri Thomas Sankara, 34 yıl önce düzenlenen bir suikast sonucu öldürülmüştü. 14 kişinin, suikastle bağlantılı oldukları suçlamasıyla yargılandıkları dava dün başladı.
Afrika'nın birliğini savunan Sankara, 37 yaşındayken, 15 Ekim 1987'de düzenlenen darbe sırasında vurularak hayatını kaybetti. Darbe sonucu, Sankara'nın yakın arkadaşı Blaise Compaoré Burkina Faso Devlet Başkanı oldu.
Sankara ve Compaoré, 4 yıl önce düzenledikleri bir darbe ile 1983'te Burkina Faso'nun yönetimini ele geçirmişti.
Bugün ülkeye komşu Fildişi Sahili'nde sürgünde olan Compaoré de suçlanan 14 kişi arasında.
2014 yılında başlayan protesto dalgası sonrası Burkina Faso'dan kaçmak zorunda kalan Blaise Compaoré, Sankara'nın ölümünde rolü olduğu iddialarını reddetti, davayı da boykot ediyor.
BBC'ye konuşan, öldürülen liderin eşi Mariam Sankara, "Bunun için çok uzun zamandır bekliyorum. Gerçeği bilmek istiyorum, kimin, ne yaptığını bilmek istiyorum" diyor.
Karizmatik bir lider olan Sankara, Afrika kıtasında bir ikon haline geldi. Yüzünün bulunduğu yapıştırmalar, Batı Afrika'da taksilerin camında yer alabiliyor.
Dahası Güney Afrika'nın radikal soldaki muhalefet lideri Julius Malema onu ilham aldığı kişiler arasında gösteriyor.
"Sankara bizim için bir vatanseverdi. Halkını ve ülkesini sevdi. Afrika'yı sevdi" diyen Thomas Sankara Anma Komitesi Genel Sekreteri Luc Damiba, Sankara'nın kendisini halkı için feda ettiğini söylüyor.
Thomas Sankara'nın yönetimde olduğu 4 yılda ülkenin, Upper Volta olan ismi, "Dik Duran İnsanlar Ülkesi" anlamına gelen Burkina Faso ile değişti.
Sankara'nın kendisi de sade bir hayat yaşadı. Kendisinin ve tüm kamu çalışanlarının maaşlarını düşüren Sankara, birinci sınıf uçak biletlerini ve şoförlü hükümet araçlarını kaldırdı.
Eğitim, önceliklerinden biriydi. Onun yönetiminde Burkina Faso'da okuma yazma oranı 1983 yılında yüzde 13 iken, 1987 yılında yüzde 73 oldu.
Sankara aynı zamanda ülke çapında bir aşılama kampanyasını da başlattı.
Ayrıca toprak ağalarının elindeki arazileri, yoksul çiftçilere dağıttı ve bu buğday üretiminde bir patlamayla sonuçlandı.
Sankara, Afrika'ya da, Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası gibi kurumların "yeni sömürgecilik" uyguladığını savunarak Afrika'ya buna karşı birleşme çağrısı yaptı.
"Seni kim besliyorsa, o kontrol ediyordur", onun en ünlü sözlerinden biri oldu.
Anti-emperyalist bir dış politika izledi ve bölgede, Burkina Faso da dahil eski sömürgeleri üzerinde halen büyük nüfuzu olan Fransa'ya karşı mücadele başlattı.
Eşi Mariam, suikastin arkasında hep Fransa'nın olduğunu savundu.
Thomas Sankara'nın bronz heykeliThomas Sankara Üniversitesi'nden bir öğrenci, "O halen benim liderim. Onun yaptıkları bu ülke gençlerine aynı şeyleri yapma konusunda cesaret veriyor" sözleriyle, Sankara'nın gençlik üzerindeki etkisini anlatıyor.
Thomas Sankara Hatıra Parkı'nda altın metre uzunluğunda heybetli bir bronz heykeli bulunuyor.
Thomas Sankara Anma Komitesi Genel Sekreteri Damiba, parkı genişletme planları olduğunu ve Vagadugu'ya bakan 87 metre yüksekliğinde bir kule inşa etmeye düşündüklerini söylüyor.
Sankara'nın devrimci fikirlerini, genç nesillere aktarma aracı olarak sinema ile kütüphane de inşa edilecek.
Sankara'nın radikal sol fikirleri, insan hakları örgütleri tarafından zalimce olarak değerlendirildi.
1986 yılında, Uluslararası Af Örgütü tarafından yayımlanan bir rapor, muhalif siyasetçilerin davaya çıkarılmadan tutuklandıklarını ve ağır şekilde işkence gördüklerini ortaya koydu.
Sankara'nın hükümetinde İletişim Bakanı olan Serge Theophile Balima, öldürülen liderin çoğulcu demokrasiyi kabul etmek konusunda yavaş davrandığını ve karşıtlarının ona ulaşamadığını, seslerini duyuramadığını söylüyor:
"O gücü insanlara vermek istedi. Bunun için de Devrim Muhafaza Komitesi'ndeki proletaryaya bazı yetkiler verdi. Bu kişiler, sokaktaki yaşantıyı ve özel hayatı, hakim gücün ahlak anlayışına göre denetlemekle görevliydi. Ancak tersine, bu kişiler Sankara'nın gücünü sorgulatan ihlaller yapmaya başladılar"
Africa Report haber organına 2020 yılında demeç veren eski Burkina Faso Devlet Başkanı Jean-Baptiste Ouédraogo da, Sankara'yı, "şüpheci ve siyasi amaç için her yolu deneyecek bir kişi" olarak tanımlıyor.
27 yıllık Blaise Compaoré iktidarı süresince bu davayı beklediklerini söyleyen kardeşi Paul Sankara, "Onun iktidarında bu davayı hayal bile edemezdik" diyor.
Sankara'nın eşi 1997 yılında hukuki süreçle ile ilgili şikayetini yüksek mahkemeye taşısa da, soruşturma kararının çıkması 15 yıl sürdü.
Blaise Compaore, suikastte rolü olduğu suçlamasını reddediyorCompaoré'nin iktidarı kaybettiği 2014 yılından bu yana fazla bir gelişme yaşanmış değil.
2016 yılında Burkina Faso yetkilileri, Fransa hükümetinden, suikastle ilgili askeri dokümanları paylaşmasını istedi.
Arşivler üzerindeki gizlilik kaldırıldı ve sonuncusu 2021 Nisan'dan olmak üzere üç ayrı seferde Burkina Faso'ya aktarıldı.
Sankara'dan sonra yönetimi ele alan Compaoré'nin Genel Kurmay Başkanı olan Gilbert Diendéré ve 11 kişinin daha askeri mahkemede yargılanıyor. Suçlamalar arasında, "devlet güvenliğine saldırı", "suikaste suç ortaklığı" ve "cesetlerin saklanması" bulunuyor.
Diendéré 2015 yılındaki başarısız darbe girişimden bu yana cezaevinde.
Suçlananlar arasında 'doğal ölüm' raporu veren belgeyi imzalayan doktor Diébré Jean Christophe de bulunuyor.
Gıyabında yargılananlar arasında Compaoré'nin güvenlik müdürü olarak görev yapmış olan Hyacinthe Kafando da yer alıyor. Kafando, Sankara ve 12 kişiyi daha öldüren timin başında olmakla suçlanıyor.
Davanın sonucu ne olabilir?
Bu davanın Burkina Faso'yu daha fazla istikrarsızlığa itmesinden endişe ediliyor. Ülke, El Kaide ve IŞİD ile bağlantılı cihatçı saldırılarla mücadele ediyor.
Bazı analistlere göre, halen ülkede nüfuz sahibi olan Compaoré'nin yargılanması karşısında, ona bağlı bir grup asker bazı adımlar atabilir. Ama bu yönde çok ciddiye alınacak işaret olmadığı ifade ediliyor.
Burkina Faso Devlet Başkanı Roch Marc Kaboré ise tüm bu endişelere karşın, davanın gerginliği azaltacağını ve ulusal birliği artıracağını savunuyor.